Alerjik rinitin, önemsenmediği takdirde astımı tetikleyebildiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Sınayan, endüstriyel ülkelerde alerji sıklığının % 25-30 olduğunu söyledi.
Bağışıklık sisteminin kişiyi enfeksyonlara ve dış ortamdaki zararlı maddelere karşı koruduğunu hatırlatan Dr. Sınayan, zararlı maddelerin vücuda girmesini engelleyen deri, burun ve ağız mukozası gibi bariyer sistemleri olduğunu söyledi. Alerjide zararlı maddelerin bu bariyer sistemleri tarafından zararsız kabul edildiğini belirten Dr. Sınayan şöyle konuştu: "Böylece vucudumuzda kaşıntı, kızarıklık, gözlerde yaşarma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük, hapşırık, nefes darlığı gibi belirtilerin tümü veya bir kısmı ortaya çıkar. Fiziksel uyaranlar ve stres gibi bazı faktörler vücudumuzun bağışıklık ve bariyer sistemini zayıflattığından alerjiyi kolaylaştırır.”
DUYARSIZLAŞTIRMA TEDAVİSİ YAPILABİLİR
Alerji tipinin yaşa bağlı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Sınayan, “Bebeklik ve çocukluk döneminde besin alerjisi ve hassas cilt sıklıkla karşılaşılan tip iken, ergenlik dönemi ve erişkinlerde alerjik rinit ve alerjik astım daha sık görülür. Alerji gelişiminde birçok faktör rol oynar, en önemlileri genetik yatkınlık, alerjen maddelerle erken dönemde karşılaşma, sigara ve hava kirliliğidir” dedi.
Alerjik hastalıkların en etkin tedavisinin alerjenden uzaklaşmak olduğunu belirten Sınayan, “Bu mümkün değilse ilaç ve hayatı tehdit eden durumlarda ise alerjene duyarsızlaştırma tedavileri denenebilir. Bu tedavi yönteminde alerjen vücuda orta düzeyde verilerek vücudun bu alerjene tepkisi azaltılmaya çalışılır” dedi.