Grip mi yoksa soğuk algınlığı mı?

İkisi de birbirine karışan hastalıklar. Mevsimi de geldi. Aksıranlar, öksürenler, ateşi yükselenler, halsizlikten şikâyet edenler çoğaldı.

Grip miyiz, soğuk algınlığına mı yakalandık? Grip aşısı olmalı mıyız yoksa çok mu geç kaldık? Her yıl bu mevsimin soruları ve konularıdır bu başlıklar...
Birçoğumuz yaygın görülen bu hastalıklara karşı yeterince bilinçli değiliz. Kimi zaman ise yanlış tedavilerle sorunu içinden çıkılmaz hale getiririz. Marmara Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakır, “Gip, çoğunlukla üst ve alt solunum yollarında tutunarak solunum yolu hastalığına yol açan, ateş, halsizlik gibi sistemik reaksiyonlara neden olan ve influenza adı verilen bir virüs tarafından tetiklenen bir enfeksiyon hastalığıdır” diyor. Grip belirtileri, solunum yolu ve sistemik belirtiler olmak üzere ikiye ayrılıyor.

HIRILTILI SOLUNUMA DİKKAT EDİN
Grip sağlıklı bireylerde büyük çoğunlukla tedavisiz ve kendiliğinden iyileşen bir hastalık olarak görülüyor. Bununla birlikte yaşlılarda, bebeklerde ve kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır seyredebiliyor. Bazı grip türleri ise (tıpkı domuz gribi örneğinde olduğu gibi) sağlıklı bireylerde ve gebe kadınlarda da ağır geçiyor. Prof. Dr. Mustafa Bakır, gribin en sık rastlanan iki önemli komplikasyonunun zatürree ve orta kulak iltihabı olduğunu belirtiyor. Diğer önemli komplikasyon olan beyin iltihabı ise nadir görülüyor. Grip geçiren bir kişide; sık ve zor nefes alma, hırıltılı solunum, göğüs ağrısı veya bilinç değişikliği gibi belirtiler varsa acilen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Yüksek ateş, baş ağrısı ve kusma görülen gripli çocuklarda, gribi taklit eden; menenjit, kan akımı ve idrar yolu enfeksiyonu gibi diğer yüksek ateş nedenlerinin ayırt edilmesi için yine doktora başvurmak gerekiyor. Okullar bir toplumda gribin yayılmasında en etkili yerlerin başında geliyor. Grip en sık aralık ve ocak aylarında görülüyor. Bazen mart ve nisan aylarında ikinci bir salgın da meydana gelebiliyor.

Prof. Dr. Mustafa Bakır, çocukların eğitim gördükleri sınıflarda hastalık belirtileri başlamadan önceki 1-2 günlük kuluçka sürecinin bulaşıcılığının yüzde yüz engellenmesinin söz konusu olmadığını söylüyor. Bulaşma olasılığını azaltan önlemler arasında; sınıfın iyi havalandırılması, öğrencilerin el yıkamaya teşvik edilmesi, hastalık belirtileri başlayan çocukların ayrı bir odaya alınması ve aileleri tarafından zaman kaybetmeden eve götürülmelerinin sağlanması gerekiyor. 6 ay - 6 yaş arası çocuklarda gribe daha sık rastlanıyor. Anne karnındaki bebeğe annenin kanından aktarılan bağışıklık elemanları (antikorlar) bebek doğduktan sonraki ilk 6 ay, annenin daha önce geçirdiği enfeksiyonlara karşı bebeği koruyor. Bebeğin korunmasına yardımcı olan bu elemanlar 6. aydan sonra kaybolmaya başlıyor. Bu dönem bittikten sonra bebeğin hastalıklara karşı bağışıklık kazanması, bu hastalıkları geçirmesi yoluyla gerçekleşiyor.

KİŞİYİ ÖLÜME GÖTÜREBİLİR
Bağışıklık sisteminde hastalık ya da baskılanma olan ve kanser hastalığı bulunan kişiler grip enfeksiyonu nedeniyle önemli sağlık sorunları yaşayabiliyor. Bu kişilerde grip virüsü daha yaygın enfeksiyon nedeni oluyor. Bunların başında da zatürree geliyor. Bazen grip altta yatan müzmin bir hastalığın alevlenmesine de yol açabiliyor. Hastalık müzmin akciğer ve kalp hastalarında önemli bir ölüm nedeni olarak görülüyor. Halsizlik, baş ağrısı ve ateş gibi belirtilerle seyreden hastalığı geçiren kişinin evde dinlenmesi ve bol sıvı alması gerekiyor. 2 yaşından büyük hastalarda uyku sağlığını bozacak şiddette veya beslenmeyi bozacak kadar sık ve kuru öksürük varsa öksürük azaltıcı ilaçlar kullanılıyor. Hastalığın solunum yolu belirtileri 5 -10 gün sürüyor. Altta yatan kronik hastalığı olan kişilerin ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastaların gribe yakalanmaları durumunda antiviral grip ilacı kullanmaları gerekiyor. Sağlıklı bireyler grip geçirdiklerinde hastalığın ilk 2 gününde antiviral ilaç kullandıkları takdirde hastalık komplikasyon oranlarının azaldığı ve hastalık süresinin 1-2 gün kısaldığı görülüyor. Hastalığın; baş ve vücut ağrısı, ateş, öksürük, burun tıkanıklığı gibi rahatsız edici belirtilerini hafifletmek amacıyla kullanılan ağrı kesici, ateş düşürücü ve öksürük azaltıcı ilaçlarda yarar ve yan etki oranının göz önünde bulundurulması gerekiyor.

GRİP VE SOĞUK ALGINLIĞI ÇOK FARKLI
Prof. Dr. Mustafa Bakır, “Soğuk algınlığı soğuğun neden olduğu bir hastalık olarak görülmemelidir” diyor. Bu rahatsızlık, soğukta canlı kalıp bulaşma kapasitesi insandan insana artan solunum yolu virüslerine bağlı olarak gerçekleşiyor. Grip ise şiddetli halsizlik, yüksek ateş, baş ve kas ağrıları gibi daha şiddetli belirtilerle seyredip daha yüksek oranda komplikasyonlara neden oluyor.

Gripte yapılması ve yapılmaması GEREKENLER
Hastalıkta antibiyotik sadece zatürree ve kulak iltihabı gelişmişse verilmelidir.
Aspirin kesinlikle kullanılmamalıdır.
Ateş 3 günden daha uzun sürerse komplikasyon gelişip gelişmediğini belirlemek amacıyla kesinlikle doktora başvurulmalıdır.
Grip olan kişiler ateşli oldukları süre içinde çalışmamalı ve okula gönderilmemelidir.
Gribi başkalarına bulaştırmamak için öksürük ve aksırık sırasında ağzın kapatılmasına ve ellerin sıklıkla yıkanmasına özen gösterilmelidir.

GRİP BELİRTİLERİ
Burun akıntısı
Burun tıkanıklığı
Aksırık
Öksürük
Boğaz ağrısı gribin en sık görülen solunum yolu belirtileri arasında bulunuyor.
Ateş
Halsizlik
Baş ağrısı
Kas ve karın ağrısı
Kusma
İshal gibi belirtiler ise sistemik belirtiler arasında yer alıyor.
Nefes alma zorluğu

SOĞUK ALGINLIĞI BELİRTİLERİ
Nezle
Aksırık
Öksürük
Burun tıkanıklığı
Geniz akıntısı
Hafif ateş ve hafif halsizlik gibi belirtiler soğuk algınlığına işaret edip genellikle ayakta geçiriliyor.

Ceyda Erenoğlu

Manşetler

DUYURU-4