'Gribi ölümcül hale getiren yanlışlar'

Grip virüslerinin ortalığı kasıp kavurduğu yeni bir kış daha yaşıyoruz. İşgücü kayıpları, hastane yatışlarındaki artış, ekonomik faturanın ağırlığı ve yol açtığı ölümler hastalığı hafife almamamız gerektiğini gösteriyor.

Bu noktada griple ilgili doğru bilgilenmemiz ve yüzümüzü bilimsel gerçeklere çevirmemiz şart. Bu yazı dizisini hazırlamaktaki amacımız da bu. Türkiye'de bu konudaki yetkinlikleriyle dikkat çeken Sağlık Bakanlığı Grip Bilim Kurulu Üyesi iki isim konumuzun rehberleri olacak.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji-İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakır ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan gripte dünya ve Türkiye gerçeğini, gribin nasıl bir hastalık olduğunu, hastalıktan korunmak için yapılması gerekenleri, tedavide yapılan yanlışları ve kimlerin daha dikkatli olmaları gerektiğini anlatıyor.

Grip (influenza) tüm dünyada önemli sayıda ölüme ve ekonomik kayıplara yol açan bir hastalık. Mevsimsel grip her yıl dünya nüfusunun yüzde 5 - 10'unu, çocukların ise yüzde 20-30'unu etkiliyor ve zatürreeye bile neden olabiliyor.

Halk arasında nezle ile belirti veren her hastalık "grip" olarak adlandırıldığı için gerçek gribin önemi yeterince anlaşılamıyor. Peki neye grip deniyor ve neden oluyor? İnfluenza virüsünün sebep olduğu, birincil olarak üst ve alt solunum yolunu tutan, ikincil olarak tüm vücuda yayılabilen bulaşıcı hastalık "grip" olarak adlandırılıyor.

BULAŞMA BELİRTİLERDEN BİR GÜN ÖNCE BAŞLIYOR

Virüs, solunum yolunda yerleştiği hasta öksürüp aksırdığında veya konuştuğunda damlacık yoluyla sağlıklı kişinin ağzına veya burnuna bulaşıyor. Diğer bulaşma yolunun cansız yüzeylerde bulunan virüsün bu yüzeylere dokunan kişiler tarafından el, ağız, göz ve buruna taşınması olduğu belirtiliyor.

Virüsü alan kişi hastalık belirtileri ortaya çıkmadan 1 gün önce hastalığını başkalarına bulaştırmaya başlıyor. Bulaştırma süreci belirtiler başladıktan sonra 6 - 7 gün daha devam ediyor. Bu süre çocuklarda daha uzun olabiliyor.

Ülkelerin çoğunda detaylı hesaplamalar olmasa da tüm dünyada her yıl 3 - 5 milyon grip olgusunun yatış gerektirecek kadar ağır seyrettiği bildiriliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde 2003 yılında 24.7 milyon grip olgusu sonucu 31.4 milyon poliklinik başvurusu yapılması ve 334 bin hastane yatışı gerçekleşmesi de bunu gösteriyor.

YILDA 250 BİN-500 BİN ÖLÜMLE KARŞILAŞILIYOR

Gribin dünyada yılda 250 bin-500 bin ölüme neden olduğu tahmin ediliyor. ABD'de 2003 yılında yapılan bir araştırmada ülkede o yıl grip nedenli 41 bin ölüm olduğu ve bu hastalığın 87 milyar dolar kayba sebebiyet verdiği belirtiliyor.

Ülkemizde gribin neden olduğu ölümlerin sayısına ilişkin net bilgi bulunmamakla birlikte Sağlık Bakanlığı 2014 - 2015 grip mevsiminde Türkiye'de 57 kişinin grip nedeniyle yaşamını kaybettiğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, "Asıl sayının bundan çok daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz" diyor ve ekliyor:

"Akut şiddetli solunum yolu hastalığı olup hastaneye yatırılan veya hastanede yatmaktayken bu duruma düşen hastalar ile altta yatan kronik hastalığı bulunan ve 65 yaşın üzerindeki kişilerde influenza virüsü verileri olmadığı için gribe bağlı ölüm sayısı açıklananın epey üstünde olmalı."

EN ÇOK DOMUZ GRİBİ GÖRÜLÜYOR

Sağlık Bakanlığı sürveyans verilerine göre bu yılın ilk verileri ülkemizde H1N1 (Domuz gribi olarak adlandırılan virüs) ve H3N2 (mevsimsel grip) virüslerinin dolaşımda olduğunu gösteriyor ve H1N1 virüsünün daha fazla görüldüğüne işaret ediyor.

H1N1 pandemisinden bu yana yapılan gözlemler gösteriyor ki özellikle H1N1 tipi grip virüsü sadece risk gruplarında değil, sağlıklı erişkinlerde de hastalığın ciddi seyretmesine ve ölümlere neden olabiliyor. 2014 - 2015 grip mevsiminde ülkemizde 57 grip ölümünün 43'ünün H1N1 tipine bağlı olduğu biliniyor.

H1N1 domuz gribi virüsü ile H3N2 mevsimsel grip virüsünün klinik seyri ve ciddiyeti birbirinden çok farklı olmasa da her birinin salgın sırasındaki oranı ülkeden ülkeye farklılık gösterebiliyor. Hangi türün daha fazla ölüme neden olacağını ülkede görülen türün ağırlık oranı ve toplumun genel olarak virüse karşı bağışıklık derecesi belirliyor.

BU BELİRTİLERİ CİDDİYE ALIN

-38 derece veya üzerinde ateş

-Solunum yolu belirtileri: Öksürük, aksırık, burun akıntısı, ses kısıklığı, gözlerde sulanma, boğaz ağrısı

-Sistemik belirtiler: Baş ağrısı, kas-eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlık, kusma, ishal

ŞİDDETLİ BAŞ VE VÜCUT AĞRISINA DİKKAT!

Soğuk algınlığı ile grip arasındaki temel farkın hastalığın şiddeti olduğu belirtiliyor. Grip hastalığı viral solunum yolu enfeksiyonları arasında en şiddetlisi olarak kabul ediliyor. Bu durum hastanın fiziksel kapasitesini önemli ölçüde azaltıyor. Gripte genellikle daha yüksek ateş, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtiler görülüyor. Hastalık yetişkinleri işinden, çocukları ise okuldan alıkoyacak şiddette olabiliyor. Şiddetli baş ve vücut ağrıları gribin ayırt edici özellikleri arasında bulunuyor.

GRİPTE YAPMANIZ GEREKEN 6 ŞEY

-Grip olduğunuzda tıbbi hizmet dışında başkalarıyla teması azaltıp evinizde kalın.

-Hastaların çoğunun herhangi bir tedavi almadan kendiliğinden iyileştiği gerçeğini unutmayın.

-Öksürür veya aksırırken ağız ve burnunuzu kapatın.

-Elinizi sık sık sabun ve su ile veya alkollü dezenfektanla temizleyin.

-Ağız, burun ve gözlerinize dokunmaktan kaçının.

-Bol sıvı ve yeterli kalori almaya özen gösterin.

GRİP TEDAVİSİNDE ANTİBİYOTİĞİN YERİ YOK

Grip söz konusu olduğunda risk grubuna dahil olan kişilerin doktora başvurmaları ve yapılan değerlendirmeye göre antiviral ilaçlarla tedavi edilmeleri gerekiyor. Ateşten dolayı huzursuzluğu, fiziksel rahatsızlığı, baş veya vücut ağrıları olanlara ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar verilebiliyor.

Grip bir virüs olduğu için virüslere etkisi olmayan antibiyotiklerin hastalığın tedavisinde yeri bulunmuyor. Antibiyotikler zatürree, orta kulak iltihabı veya sinüzit gibi bakteri enfeksiyonlarının hastalığa daha sonra eklenmesi durumunda kullanılıyor. Önceden verildikleri takdirde bu komplikasyonların oluşmasını önlemedikleri gibi gereksiz kullanılan antibiyotikler, tedavinin zorlaşmasına neden olabiliyor.

TEHLİKEYE DAVETİYE ÇIKARAN 4 YANLIŞ

-Kişinin tehlike işaretleri olduğu halde sağlık kurumuna başvurmaması veya geç başvurması.

-Risk grubunda olan kişilerin tedavi olmamaları.

-Kusmaya veya ishale rağmen yeterli sıvı alınmaması.

-Zatürree, dehidrasyon (susuz kalma), kronik hastalığın kötüleşmesi, kalp yetmezliği gibi komplikasyonların farkına varılmaması.

GRİP EN ÇOK KİMLERİ ÖLDÜRÜYOR?

-Küçük çocukları.

-65 yaşından büyük yaşlıları.

-Bağışıklık sisteminin virüslere karşı gücünün nispeten az olduğu kişileri.

-Gebeleri.

-Kronik akciğer, kalp, böbrek, kan, karaciğer, nörolojik hastalıkları olanları (gerek lokal gerekse genel bağışıklık aktivitesinin zayıfladığı durumlarda) daha çok tehdit edip ölümlerine bile neden olabiliyor.

Ceyda ERENOĞLU / GAZETE HABERTÜRK

Manşetler

DUYURU-4