Katılımcıların yüzde 90'ının ise hiç göz tansiyonunu ölçtürmediği belirlendi. Özel Bağlar Hastanesi'nde göz hastalıkları uzmanı olarak görev yapan operatör doktor Lokman Balyen, vatandaşlar arasında çok az bilinen göz tansiyonu (glokom) için bir anket çalışması yaptı.
Halk arasında 'karasu' olarak da tabir edilen glokomla ilgili toplumda bilinç oluşturmak için yapılan ankette, hastalığın tam olarak bilinmediği ortaya çıktı. Göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması nedeniyle sıvının yeterince boşalmaması ve buna bağlı olarak göz içi basıncının artması sonucu oluşan hastalığın çok sinsi olduğunu belirten Op. Dr. Balyen, bu hastalığın sessiz bir hırsız olduğunu belirterek tedavi edilmediği takdirde kalıcı görme bozukluklarına neden olabileceğini söyledi.
Göz tansiyonunun göz içi basıncının artmasıyla kendini belli eden bir hastalık olduğunu belirten göz hastalıkları uzmanı operatör doktor Lokman Balyen, "Göz tansiyonu sinsi ve çok gizli bir hastalıktır. Adeta sessiz bir hırsıza benzer. Gözün içinde aköz hümör adı verilen berrak bir sıvı dolaşır. Bu sıvı gözün içinde salgılanırken bir şekilde gözün dışına dranaje olması gerekir. Bu sıvının dışarıya akmasında bir sorun olduğu zaman sıvı gözün içinde birikiyor. Biriken sıvı gözün içinde retinaya, optik sinire, retinanın sinir tabakasına zarar vermektedir. Böylece körlükle sonuçlanıyor" dedi.
Glokom hastalığında risk grupları içerinde bulunanların daha dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Balyen, glokom tiplerini de belirterek şöyle konuştu: "Özellikle bazı risk grupları vardır. Kişinin miyop olması, göz korneasının ince olması, ileri yaşta olması, cinsiyet (kadınlarda risk daha fazla), sigara içmesi, kan basıncının yüksek olması, düşük kan basıncının olması, ailedeki genetik özellik, uzun süreli kortizon tedavisi görenler ve travmadan çıkması glokom için büyük bir önem taşıyor.
Glokomun açık açılı, kapalı açılı, sekonder ve konjental olarak 4 tipi vardır. Açık açılı glokom, görülen vakaların yüzde 90'nından sorumludur."
Glokom hastalığının toplumda bilincini artırmak ve vatandaşların hastalık hakkında bilgilerini sınamak için yaklaşık 500 hasta üzerinde bir anket çalışması yaptıklarını belirten Op. Dr. Balyen, sonuçların hiç iç açıcı olmadığını, ankete katılanlardan, yüzde 90'lık bir kısmının hiç göz tansiyonunu ölçtürmediğini söyleyerek, "40 ile 70 yaş arasında yaklaşık 500 hasta ile yapılan ankette ilginç sonuçlar belirledik.
Yüzde 20'si okuma yazmasının olmadığı, yüzde 30'u ilköğretim, yüzde 10'u ortaöğretim, yüzde 20'si lise ve yüzde 20'si de üniversite mezunu olan kişilerin katıldığı ankette, katılımcıların yüzde 10'unda veya ailesinde glokom hastalı var. Yüzde 20'si hastalığın var olup olmadığını bilmediğini, yüzde 70'i ise hastalığın olmadığını söyledi. 500 kişi arasında yapılan ankete katılanların yüzde 80'i ilde, yüzde 10'u ilçede ve diğer yüzde 10'u ise köyde yaşıyor. Ankete katılan vatandaşların yüzde 70'i göz tansiyonunu şimdiye kadar hiç duymadığını belirtirken, yüzde 30'u ise sadece duyduklarını söyledi.
'Şimdiye kadar göz tansiyonunuzu hiç ölçtürdünüz mü?' sorusuna ise vatandaşların yüzde 10'u 'evet' derken, yüzde 90'ı ise 'hayır' cevabını verdi. Yani glokom bu kadar ciddi bir hastalık iken, körlükle sonuçlanan bir hastalık olmasına rağmen, maalesef vatandaşlarımız glokomun ciddiyetinden habersiz. Göz tansiyonu dünyada yaklaşık 70 milyon insanı tehdit etmektedir. Bunların 6 milyonu ise körlükle sonuçlanmıştır.
Göz tansiyonu bir halk sağlığı problemidir. Yani gerek devlet düzeyinde, gerekse uluslararası düzeyde bu hastalığın üzerinde durulmalı ve vatandaşlar bilinçlendirilmelidir. Yaptığımız anketten sonra vatandaşlar arasında şöyle bir kanıya vardım. Glokom veya diğer hastalıklarda olsun, erken tedavi ile bu hastalıkların tedavisi mümkündür. Onun için sık sık sağlık taramasından geçilmelidir" ifadelerini kullandı.