Müfettişlerin, "görüntüleme merkezlerinden alınan MR, tomografi, mamografi gibi görüntüleme hizmetlerini 'muvazaalı' (danışıklı) görmesi ve temizlik, yemek gibi dışarıdan hizmet yoluyla alınamayacağı" yönündeki değerlendirmesi yüksek mahkeme kararlarıyla çelişiyor. Anayasa Mahkemesi'nin 2007, Danıştay'ın ise 2008'de tam aksi yönde kararlar verdiği ortaya çıktı. İki mahkeme de dışarıdan alınan görüntüleme hizmetinin vatandaş lehine ve kamunun yararına olduğuna hükmederek, hizmetin iptali yönündeki başvuruları reddetti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı iş müfettişleri, kamu hastanelerinde yaptığı incelemelerde görüntüleme işinin dışarıdan alınmayacağına karar vermişti. Hizmet alımlarının Kamu İhale Kurumu'nun şartlarına uygun olduğunu belirten hastaneler ise iş mahkemelerine başvurmuştu. Mahkemeden müfettişlerin lehine bir karar çıkması halinde, görüntüleme merkezlerinin hastanelerle sözleşmeleri feshedilecek. Bu durumda kamu hastanelerinde görüntüleme hizmetleri duracak. En fazla bir hafta sonraya verilen randevular, aylar sonrasına sarkabilecek. Zaman, vatandaşları ve hastaneleri tedirgin eden müfettiş kararını 1 Aralık'ta gündeme getirmişti.
Tartışmalar sürerken Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın, müfettişlerin aksi yönünde karar verdiği ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi, Türk Tabipleri Birliği'nin Denizli Devlet Hastanesi'nde 7 doktor ve 5 sağlık personelinin hizmet satın alınması yoluyla görevlendirilmesinin iptali için açtığı davayı reddetti. Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesindeki 'Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı' başlıklı bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verildi. Bundan 1 yıl sonra Danıştay'a başvuran Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Gebze Fatih Devlet Hastanesi'ndeki radyoloji görüntüleme hizmetini örnek göstererek, Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı'nın 27.6.2003 tarihli ve 2003/70 sayılı genelgedeki, "Hizmet satın alınarak kuruma kurulan tıbbi cihazların işletilmesi için gerekli olan uzman personel ve teknisyen düzeyindeki personel ile birlikte satın alınabilir." düzenlemesinin iptalini istedi. Danıştay 13. Dairesi ise Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı dayanak gösterip, söz konusu hizmetin hem vatandaş hem de kamunun yararına olduğu ifade ederek, açılan davayı reddetti.