İstanbul Medipol Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İ. Gökhan Gülkılık, halk arasında göz tansiyonu veya karasu hastalığı olarak bilinen glokomun zamanında tanı konmaz ve tedavi edilmezse körlüğe neden olabileceğini söyledi.
Glokomun önlenebilir körlük nedenlerinden biri olduğunu belirten Dr. Gülkılık, “Tüm körlüklerin yaklaşık %15’i glokom nedeniyle olmaktadır. Glokom genellikle yaşlı kişilerde görülmekle beraber çocukluk dahil her yaş grubunda gelişebilir. Ülkemizde kesin bir istatistiksel veri olmamakla birlikte yaklaşık olarak toplumun %1’inde glokom hastalığı gelişmektedir” dedi.
Glokomun farklı tipleri bulunduğunu belirten Dr. Gülkılık, şöyle devam etti: “Örneğin en sık görülen tip olan ‘kronik açık açılı glokomda’ görme alan kaybı çok yavaş ve dışarıdan merkeze doğru olduğu için yıllarca hiçbir bulgu vermeden sinsice ilerleyebilir. Buna karşın ‘dar açılı glokom krizinde’ ani çok şiddetli ağrı, gözde kızarıklık ve bulanık görme oluşabilmekte ve erken tanı konabilmektedir.”
Bazı risk faktörlerinin glokomun görülme sıklığını artırdığını vurgulayan Dr. Gülkılık, bunları; ileri yaş, aile hikayesi (ailede glokom olması), diyabet (şeker hastalığı), yüksek dereceli miyopi (açık açılı glokom.), yüksek dereceli hipermetropi (dar açılı glokom), sigara, migren (normal tansiyonlu glokom), geçirilmiş göz yaralanması ve kortizonlu ilaç kullanımı olarak sıraladı.
Düzenli göz kontrolü yaptırın!
Glokomun sebep olduğu hasarın geri dönüşünün olmadığını hatırlatan Dr. Gülkılık, “Tanı konduğu zaman hasar ancak durdurulabilir veya yavaşlatılabilir. Bu yüzden tanının erken konması çok büyük önem arz eder. Erken tanının yolu da düzenli göz kontrolünden geçer. Kırk yaşın üzerindeki herkes iki yılda bir muayene olmalıdır. Ailede glokom hikayesi olanlar, 50 yaşın üzerinde olanlar, göz yaralanması hikayesi olanlar veya kortizonlu ilaç kullanan kişiler yılda bir mutlaka göz muayenesi olmalıdır” diye konuştu.
Glokomun tedavisinde temel amacın göziçi basıncının düşürülmesi ve görme siniri hasarının engellenmesi olduğunu ifade eden Dr. Gül kılık, şunları kaydetti: Glokomun tedavisi genel olarak sınıflandırılacak olursa; ilaç tedavisi, lazer tedavisi, glokom cerrahisi şeklindedir. Glokom hastalarında tedavi belirlenirken, aynı tanı koyarken yapıldığı gibi tüm muayene bulguları, tetkikler ile beraber hastanın ve hastalığın özellikleri bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Örneğin görme siniri hasarı çok ilerlememiş çok yaşlı bir hastada sadece tek bir damla ile tedavi yeterli olabilirken buna karşın genç, göziçi basıncı kontrolsüz ve görme siniri ileri düzeyde hasarlı olan bir hastada doğrudan cerrahi tedaviye gidilebilir. Glokom tedavisinde en önemli nokta hastanın tedaviye uyumu yani ilaçlarını doğru ve özenli kullanmasıdır, zira tedaviye uyumsuz bir hastada ilerleyici hasar ve sonuç olarak körlük kaçınılmazdır.”