Gebelik kayıpları her geçen yıl artıyor!

Üç veya daha fazla sayıda gebeliğin ardışık olarak erken dönemde (20 hafta öncesi) kaybedilmesi ‘tekrarlayan gebelik kayıpları’ olarak adlandırılır.

Üreme çağındaki kadınlarda tekrarlayan düşük sıklığı % 1 oranındadır. Memorial Diyarbakır Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Aydın Ilgın tekrarlayan gebelik kayıpları ile ilgili bilgi verdi.

Gebelik Kayıpları Her Yıl Artış Gösteriyor

Klinik olarak tanısı konmuş gebeliklerin yaklaşık % 20'si kendiliğinden düşükle (abortus) sonuçlanmaktadır. Ve bu düşüklerin % 60-80’i gebeliğin ilk 12 haftasında gerçekleşmektedir.

Gebeliğin çeşitli nedenlerle ileri yaşa ertelenmesi (Bu anne icin kritik yaş 35 ve üstü, baba için 40 ve üstüdür), çağın hastalığı şişmanlık (obezite) oranındaki artış, artan çevresel etkenlerin muhtemel etkileri (sigara, ilaç, kimyasal maddeler, radyasyon…) nedeniyle, son yıllarda gebeliği kayıpla sonuçlanan kadın sayısını artırmaktadır.

Tekrarlayan Gebelik Kayıplarının Pek Çok Farklı Nedeni Var

Tekrarlayan gebelik kayıpları birçok disiplinin birlikte çalışmasını gerektiren kompleks bir sorundur: Jinekoloji, genetik, epidemiyoloji, immunoloji, hematoloji ve endokrinoloji gibi branşların bir arada çalışarak sorunu tespit etmesi gerekmektedir.

Genetik nedenler:
Bazı tekrarlayan düşük olgularında kadın ve erkekte genetik bir sorun olmamasına rağmen embriyolarda kromozomal anomali sıklığında artış olabilmektedir. PGT yöntemi böyle durumlardaki düşüklerde embriyoların etkisini belirlemede önemli bir ‘tanı ve tedavi yöntemi’ olarak kullanılmaktadır.

Rahime ait anatomik nedenler:
Rahim içini daraltan Septum ve diğer doğumsal şekil bozuklukları, myomlar, kürtaj sonrası gelişebilen rahim içi yapışıklıklar bu nedenler arasında sayılabilir. Böyle durumlarda yeni bir gebelik öncesi yapılacak histeroskopi ve laparoskopi gibi endoskopik yöntemlerle sorun giderilmelidir.

Hormonal nedenler:
Tiroid hastalıkları, iyi kontrol edilmemiş diabet ve prolaktin yüksekliğinin, uygulanacak laboratuvar tetkikleri ile saptanarak tedavi edilmesi başarı şansını arttırmaktadır.

Ayrıca tekrarlayan düşüklerde yüksek androjen düzeyleri ile seyreden polikistik yumurtalık sendromu (PCOS) sıklığında artış da bildirilmekte; metformin tedavisinin ise PCOS olan kadınlarda insülin direncini azaltarak tedaviyi olumlu etkilediği gözlenmektedir.

Pıhtılaşma bozukluğu (Trombofili)
‘Trombofili’yani pıhtılaşma eğiliminin artması da tekrarlayan düşüklerde önem taşımaktadır.

Pıhtılaşma defekti saptanan kadınlara dusuk doz aspirin ve heparin gibi kan sulandıran ilaçlar doktor kontrolünde verilmektedir.

İmmunolojik nedenler:
Gebelikte annenin bağışıklık sisteminde bazı değişiklikler oluşmakta, gelişen fetusdaki babaya ait antijenler tanınarak fetusun yabancı bir madde gibi görülmesi ve reddedilmesi önlenmektedir. Ancak bazı durumlarda bu koruyucu mekanizmada oluşan defektler tekrarlayan düşüklere neden olabilmektedir.

Tekrarlayan düşüklerde eşler arasındaki HLA doku grubu benzerlik veya farklılıklarının da rol oynayabileceği düşünülmektedir.

İleri araştırmalar yapılarak seçilen belirli bir hasta grubunda bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek ve embriyonun yabancı bir madde olarak algılanmasını ve reddedilmesini önlemek için bazı tedaviler uygulanabilmektedir.

Gebelik öncesinde yaşam koşullarının düzenlenmesi önem taşımaktadır:
Mümkün olduğunca stresten uzak bir yaşam, sağlıklı beslenme, yüksek kafein ve sigara tüketiminden kaçınılması da tavsiye edilmektedir. Obezite mevcutsa diyet önerilerek boy/kilo indeksinin uygun düzeye gelmesi sağlanmalıdır.

Manşetler

DUYURU-4