Türkiye Fizyoterapistler Derneği Başkan Yardımcısı Murat Dalkılınç, 2020 yılında sayıları 15 bini aşacak fizyoterapistlerin meslek yasasına ihtiyaç duyduğunu söyleyerek, “Fizik tedavi adı altında yapılan faydasız uygulamalara devlet para ödemekte” dedi.
DÜNYA Fizyoterapistler Günü, geçtiğimiz hafta 101 ülkede 300 binin üzerinde fizyoterapist tarafından kutlandı. Türkiye’de çalışan fizyoterapistler ise 50 yıldır sahip olmadıkları meslek yasasının hayali ile yaşıyor.
Sağlık Bakanlığının Sağlık Meslekleri Kanunu çerçevesinde yasal tanım müjdesini verdiği fizyoterapistler Avrupa’daki koşullara kavuşmayı, AB ülkelerindeki meslektaşları gibi tüm hekim grupları ile çalışabilmeyi istiyorlar.
Dünya Fizyoterapistler Günü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret eden ve büyük illerde çeşitli organizasyonlarla bir araya gelen 6 binden fazla fizyoterapist ortak düşüncelerini, “Ülkemiz insanına daha iyi hizmet vermek için sabırsızlanıyoruz” sözleriyle dile getiriyorlar.
Gözde bölüm
Türkiye Fizyoterapistler Derneği Başkan Yardımcısı Murat Dalkılınç ise, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Fizyoterapist olmak isteyen öğrenciler üniversite sınavında 500’ün üzerinde yüksek puanlar alarak Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümlerine giriyorlar. Fizyoterapistlik mesleği en çok tercih edilmede tüm bölümler arasında ikinci sırada yer alıyor. Bugün 22 okulda verilen eğitim sayesinde 2020 yılında sayımız 15.000’i aşmış olacak. Bu noktada meslek yasası olmadan çalışmamız çok ciddi sorunlara neden olmaktadır. Sahte fizyoterapistler ortalıkta cirit atmakta maalesef pek çok klinik ve merkezde, fizik tedavi adı altında faydasız uygulamalar yapılmakta devletimiz bu uygulamalara para ödemektedir. Sağlık Meslekleri Yasası bu sorunların çözülmesi için atılan en önemli adımdır.”
Fizik tedavi yalanı
TÜRKİYE Fizyoterapistler Derneği Başkan Yardımcısı Dalkılınç, halk arasında ‘fizik tedavi’ olarak bilinen hizmetlerin içinin boşaltıldığını söyleyerek, şöyle konuştu:
“Halkın ve farklı branş hekimlerinin Fizik Tedaviye ve fizyoterapistlere olan inancı azalmıştır. Bazı kesimler bu hizmeti sadece biz reçete edebiliriz diyerek, Fizik Tedavi’yi sıcak uygulama, ultrason, elektrik akımları ve hazır egzersiz broşürlerinin verilmesine indirgemişlerdir. Dünyanın terk ettiği yaklaşımlara son verilmelidir. Gerçek hizmet hastanın problemlerinin detaylı olarak analizinden ve hastaya özgü program çizilmesinden geçmektedir.”