Favipiravir hakkında flaş açıklama geldi. Türk Tabipler Birliği, “Sağlık Bakanlığı ‘nın Favipiravir politikası, Bilim ve Halk Sağlığı ilkelerinin çiğnenmesidir” şeklinde açıklama yaptı.
Sağlık Bakanlığı, bu ilacı milyonlarca insana kullandırmadan önce aşağıdaki beş soruyu yanıtlamış mıdır?
- Favipiravirin SARS-CoV-2 üzerindeki spesifik mekanizması/mekanizmaları (in vitro etkiler) nelerdir?
- Pandeminin başında ilaç için randomize kontrol çalışması yapılmış mıdır? Yapıldı ise sonuçlar kamuoyu ile niçin paylaşılmamıştır?
- COVID-19’a özel olarak bu ilacın güvenlik profili nedir? İlacın etkilerinin izlenmesi, raporlanması ve değerlendirmesi yapıldı mı? Ardından Dünya Sağlık Örgütü İlaç İzleme Merkezi’ne bildirildi mi?
- Türkiye’deki tıbbi uygulamalarda genellikle Avrupa ve ABD’nin yetkili kurullarının tedavi protokolleri izlenirken favipiravir için neden bu yöntem izlenmemiştir?
- İlacın Türkiye’de acil kullanım onayı ve ruhsatı var mı?
Bu soruları yanıtlamadan ilacı; üstelik bu ilacın kullanılmasını destekleyen bir veri bulunmamakta iken milyonlara sunarak bilimi ve halk sağlığını hiçe sayan Sağlık Bakanlığı suç işlemiştir. Sağlık Bakanlığı ilaç verilen hasta sayısını, kaç hastada ne gibi yan etkileri olduğuna ilişkin verileri ve ilacı kullandırmayı ne amaçla sürdürdüğünün destekleyici verilerini ivedilikle detaylı şekilde açıklamalıdır. Düzensiz ve fazla antiviral kullanımının mutasyon basıncı bakımından da sakıncalı olabileceği bilinmektedir. Sonuç olarak; Sağlık Bakanlığı etkisiz ilaçların dağıtımıyla uğraşmak yerine filyasyonu ve günde en az 1,5 milyon aşı yapabilmek için gerekenleri düzgün yapabilseydi, COVID-19’a bağlı binlerce ölüm olmayacaktı diyebiliriz.
Sağlık Bakanlığı, kullandırdığı hidroksiklorokini TTB’nin uyarıları ile aylar sonra da olsa rehberden çıkarmıştı. Yine yazık ki böyle bir süreç favipiravir için de sürüyor. Bakanlık zaman kaybetmeden bu süreci sonlandırmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu
Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi