Böyle bir durumda, çocuklarına karşı sergileyecekleri tavır açısından, anne babaların kendilerini nasıl hissedecekleri ve psikolojilerini nasıl hazırlayacakları büyük önem taşıyor. İhlas Koleji Psikoloğu Gökhan Ergür, anne babaların kendilerini karneye nasıl hazırlamaları gerektiğine ilişkin önemli tavsiyelerde bulundu.
Anne babalar emeklerinin ve mücadelelerinin karşılığında muhakkak iyi bir karne görmek istiyorlar. Ama kabul etmek lazım ki bu bazen mümkün olmayabiliyor. Karne günü geldiğinde farklı notlarla gelmiş bir çocuk olacak karşınızda. Kendisini mahcup hissedecek ve sizin gözlerinizden tepkinizi anlamaya çalışacak. Ancak, kötü karnenin tek sorumlusu çocuk değil. İhlas Koleji Psikoloğu Gökhan Ergür, karnenin aynı zamanda ailelere de geldiğini belirterek anne babalara şu tavsiyelerde bulunuyor:
Kendi Eksikliklerinizi Sorgulayın
Çocukların rol modelleri bizleriz. Peki bizler nasıl yaşıyoruz? Ebeveynlerden duyduğum en büyük yakınma şudur: “Hiç kitap okumuyor”. Peki biz kitap okuyor muyuz? Anne baba akşamları; yarışma programları, futbol karşılaşmaları ve basit televizyon dizileri izlerken çocuk neden kitap okusun ki? Eğitimin kilit noktası okumak ve yazmak olduğu için, baştan 1-0 yenik başlıyoruz zaten. Çocuk akşamları okumuyor ve yazmıyor, çünkü bunun bir gereklilik olduğunu düşünmüyor. Tüm gününü Whatsapp’ta, Twitter’da geçiren ebeveynlerin, çocuklarının internet bağımlılığı hakkında yakınmaları büyük ironi. Öncelikle ayna karşısına bizim geçmemiz gerekiyor.
Kucaklayın ve sevginizi gösterin; Kızmak çocukta sadece geçici olarak değişim sağlar
Bu dönem, anne ve baba olarak destekleyici ve yol gösterici olmanın sınavından geçtiğiniz önemli bir dönemdir. Yapmanız gereken, çocuğunuz istediğiniz notlarla gelse de sizi hayal kırıklığına uğratan bir karne getirse de onu kucaklamak ve sevginizi göstermektir.
Çocuğun evde ve sosyal çevresinde yaşadığı sıkıntılar karnede olumsuzluklar oluşturabilir. Dolayısıyla, ortaya koyduğumuz tavrın şekli önem taşır. Ceza, eleştiri, azarlama, bağırma ve onaylamama çocuk üzerinde ‘geçici’ olarak istediğimiz değişimi sağlar. Çocuk sert tutum karşısında teslim bayrağı çeker ve gönülsüzce söylenenleri yapmaya başlar. Ancak bu durum uzun vadede şu üç alanda problemlere neden olur:
1- Kendi yapabileceklerine olan inancı zayıflar
2- Değersizlik hissine kapılır
3- Sadece sizin korkunuzla bir şeyleri yapmaya alışır
Hissettiklerinizi Anlatın
Karneye verdiğiniz tepki sadece ‘anlamaya yönelik’ olmalı. Aklınıza takılan veya sizi üzen, şaşırtan notları gördüğünüzde sakin bir yüz ifadesiyle iki yakın dost gibi notlar üzerine konuşabilirsiniz. Yargıdan uzak bir soru sorma stili ve ses tonuyla karneyi, çocuğunuzun değerlendirmesini sağlayın. Bunu yapmamızdaki amaç, çocuğunuzun aldığı notları sahiplenmesi ve sonucu sorgulayıp çalışma tarzındaki eksiklikleri görebilmesidir. Önemli olan hatalarını kendisinin görmesidir, sizin söylemeniz değil.
Planı Beraber Çizin
Karne, yarım dönemlik bir performans gibi değerlendirilmeli. Çocuğumuzun yarım dönemlik başarısı önümüzde, bunu geriye doğru değiştirmenin, üzülüp üzmenin bir faydası da yok. Yapılması gereken şey, yaptığımız yanlışları ve eksikleri iyi etüt edip buna uygun bir yol haritası çıkartmak: ‘Çocuğumuzun zayıf olduğu alanlar neler, hangi yöntemle yapılabilir, okul hatta imkân varsa dışarıdan nasıl bir yardım alınmalı ve gelecek dönemde çalışma şeklimiz nasıl olmalı?’ şeklinde konu başlıkları belirleyip bir masa etrafında konuşulmalı, gerekiyorsa çocukla bir sözleşme imzalanmalı.