Escarus, iklim krizi ile mücadelede suyun kilit önemine dikkati çekiyor

TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı AŞ, Dünya Su Haftası’nda, sürdürülebilir kalkınma ve iklim krizi ile mücadelede suyun kilit önemine dikkati çekiyor ve konu ile ilgili kat edilebilecek ilerlemede inovatif finansman araçlarının gücünü vurguluyor.

Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak: - "263 milyon kişi temiz suya erişim için her seferinde 30 dakikayı aşan yolculuklar yapmak zorunda. Az gelişmiş ülkelerdeki sağlık tesislerinin yüzde 22’si ise temiz suya sahip değil" - "Su sorununun ciddiyeti ve su-bağlantılı sorunların artış trendi göz önüne alındığında hem bölgesel hem de uluslararası finansman modelleri ile gerekli yatırımların hayata geçirilmesinin elzem olduğu anlaşılıyor"

Escarus'tan yapılan açıklamaya göre, Stockholm Uluslararası Su Enstitüsü (SIWI) tarafından 30 yıldır organize edilen ve insanlarda su kullanım alışkanlıkları üzerinde kalıcı etkiler yaratmayı, konu ile ilgili farkındalık artırmayı ve su yönetimi için önemli paydaşların etkileşim ve entegrasyonuna katkıda bulunmayı hedefleyen Dünya Su Haftası, bu yıl 23-27 Ağustos'ta kutlanıyor.

İklim değişikliği hem sel, taşkın ve tayfun gibi akut; hem de sıcaklık ortalamalarının artması, deniz seviyelerindeki yükselme gibi kronik değişikliklerin daha belirgin hale gelmesi ile etkisini her geçen gün daha net gösteriyor. Bu değişiklikler ve meydana getirdiği sonuçlar düşünüldüğünde su, iklim krizinin merkezinde yer alan birkaç kilit unsurdan biri olarak öne çıkıyor.

İklim değişikliğinin etkileri ve farklı iklim senaryoları konusunda projeler yürüten Escarus, her yıl SIWI tarafından organize edilen ve bu yıl “Dayanıklılığı Daha Hızlı İnşa Etmek” temasıyla dijital ortamda gerçekleştirilen 23-27 Ağustos Dünya Su Haftası kapsamında suyun önemine dikkati çekiyor.

Geçen yıllarda SIWI ile projeler yürüten Escarus, bu seneki konferansta hâkim temanın iklim krizi olarak belirlenmesini, iklim değişikliğine karşı mücadelede kolektif tutumun güçlendiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor.

 

- "Dünyadaki yaklaşık 785 milyon kişi temiz suya erişimde sıkıntı yaşıyor"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, 2100’e kadar küresel sıcaklık artışının sınırlandırılması yolunda değerlendirilen pek çok farklı senaryonun bulunduğunu belirterek, "Bunlardan en iyimser olanlarından biri olan ‘sanayi devrimi öncesi döneme göre artışı 20 derecenin oldukça altında tutma’ senaryosu gerçekleştiğinde bile, iklim değişikliği pek çok etkisiyle birlikte şiddetli olarak gezegen üzerindeki yaşamı etkileyecek. Bu etkilerin başında ise su kıtlığı ve temiz suya erişim geliyor." ifadelerini kullandı.

Her 9 insandan birinin yani yaklaşık 785 milyon kişinin temiz ve güvenli suya erişimde sıkıntı yaşadığını ifade eden Kavak, 263 milyon kişinin temiz suya erişim için her seferinde 30 dakikayı aşan yolculuklar yapmak zorunda kaldığını ve az gelişmiş ülkelerdeki sağlık tesislerinin yüzde 22’sinin temiz suya sahip olmadığını aktardı.

Kavak, su krizinin toplumsal ve ekonomik boyutunun önemine değinerek, su kaynaklarının etkin yönetimi ve temiz suya ve hijyene erişim konularının Paris Antlaşması, Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Sendai Afet Risklerinin Azaltımı Çerçevesi’nin kalbinde yer almasıyla, durumun çok boyutlu ve uluslararası alanda kritik olduğunu belirtti.

Kavak, "Su krizi ve kalkınma arasındaki ilişki oldukça önemlidir. Özellikle en az gelişmiş ülke (LDC) statüsündeki ülkelerde sürdürülebilir bir kalkınma sağlanması, su krizi ile yakından ilgili." ifadelerini kullandı.

 

- "Olumsuz senaryolara karşı hazırlık yapılması gerekli"

Kubilay Kavak, hijyen ve temiz suya erişimin hayati önemini bir kez daha gözler önüne seren küresel salgınının, tüm dünyada su yönetimi konusunda nelerin doğru nelerin yanlış yapıldığının değerlendirilmesi yönünde bir ders niteliği taşıdığını ifade etti.

Gelecek yıllarda daha zorlu salgınların ortaya çıkması durumunda tablonun bugünküne göre çok daha fazla ağırlaşabileceğine dikkati çeken Kavak, bu türden olumsuz senaryolara karşı hazırlık yapılması gerektiğini vurguladı.

Kavak, su sorunu için çözüm önerilerinden bahsederken, finansmanın rolünün altını çizerek, şunları kaydetti:

"Su sorununun ciddiyeti ve su-bağlantılı sorunların artış trendi göz önüne alındığında hem bölgesel hem de uluslararası finansman modelleri ile gerekli yatırımların hayata geçirilmesinin elzem olduğu anlaşılıyor. Yeşil tahvil gibi inovatif sürdürülebilir finansman araçlarının desteklenmesi ve bu araçların su krizi ile ilgili projelerde kullanılması, sorunla mücadele için önemli bir seçenek olabilir. Su krizine yönelik yatırımların geri dönüşü de oldukça etkili. Araştırmalar, güvenli su ve hijyene harcanan her 1 doların artan ekonomik faaliyetler ve azalan sağlık masrafları sonucunda 5 ile 28 dolara karşılık bir geri kazanım sağladığına işaret ediyor."

Yeşil tahviller de dahil olmak üzere sürdürülebilir finansman araçları konusunda danışmanlık ve ikinci taraf görüşü hizmetleri yürüten Escarus’un genel müdürü Kavak, Kasım 2020’de Arkansas su sistemlerini yöneten Central Arkansas Water tarafından ihraç edilen ve Morgan Stanley tarafından alınan 31,8 milyon dolar tutarındaki ve nehir havzası korumaya yönelik ilk yeşil tahvile işaret etti.

Yatırımcıların buna benzer çevresel finansman araçlarına ilgilerinin arttığını ve gelecek yıllarda benzeri ihraçları daha sık görebileceğini belirten Kavak, yeşil finansman ekosisteminin su krizi dahil olmak üzere iklim ve sürdürülebilirlik ile ilgili sorunların çözümünde çok büyük katkısı olacağını kaydetti.

Manşetler

DUYURU-4