Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Zehra Akören, yemeklerimizi tatlandırmak için kullandığımız baharatların aynı zamanda hastalıklara karşı bir elektrik süpürgesi vazifesi üstlendiğini söylüyor.
Parkinsona karşı: Safran
Safranın parlak kırmızı-turuncu rengi krosetin isimli doğal bir asitten geliyor. Araştırmalar bu maddenin Parkinson gibi nörolojik bozuklukları önleyebileceğini gösteriyor. Tavuklarınızı kızartırken kullanabileceğiniz safran, aynı zamanda içerdiği bal aromasıyla da farklı bir lezzet.
Unutkanlar için: Zerdeçal
Zerdeçalın içindeki kurkumin beyinde biriken ve Alzehimer’a neden olan amiloid plakları engelliyor. Kurkumin en iyi pişirilerek emiliyor. Çorba, sos ve et suyunuza ekleyebileceğiniz zerdeçalın tadı biraz sert, o yüzden küçük dozlarda kullanmakta yarar var.
Antioksidan kaynağı: Kimyon
Bu tohumların sadece yarım çay kaşığında yarım kase doğranmış domatesteki ve orta boy bir havuçtaki kadar antioksidan bulunuyor. Bu açık kahve-koyu sarı renkteki baharatın kullanım alanı ise acı-tatlı biber tadı verebileceğiniz çorba ve soslar.
Toksinlere karşı: Kakule
Bu baharatın her birinin bağımsız tatlar için çok fazla çeşidi bulunuyor. Fakat hepsinin ortak noktası yüksek miktarda antioksidan içermesi. Aynı zamanda hücreleri toksinlere karşı koruyan glü-tasyon seviyesinin normale getirilmesine de yardımcı oluyor. Çayınıza ekleyebilirsiniz.
Potasyum için: Rezene
Kan basıncını düşürmek için potasyum alımı yapmak, tuz veya sodyum alımını azaltmak kadar önemlidir. Rezene bu açıdan mucize bir bitkidir. Ananas kadar potasyuma sahip olan taze rezeneyi sinüslerinizi açacak bir çay hazırlamak için kullanabilirsiniz.
Pankreas kanserine karşı: Kişniş
Kişniş bitkisinden elde edilen tohumlar, pankreas kanserli hücrelerin gelişimini engellemeye yardımcı olan kaempferol yağı içerir. Yemeklerinize limon aroması verir.