Bugün için dünyada 40 milyon, ülkemizde ise 700 bin kişi epilepsi hastası. Nörolojik hastalıklar arasında en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan epilepsi hastalarına genellikle olumsuz gözle bakılmakta. Hem de daha bu hastalığın ne olduğunu bile bilmeden…
Özel BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, epilepsiyi şöyle tanımlıyor: "Epilepsi merkez sinir sistemi hücrelerinin ani boşalmaları sonucu gelişen bir tablodur. Bir epilepsi nöbeti geçirdi diye bir kişi epilepsi hastası sayılamaz. Eğer bu nöbetler zaman zaman tekrarlama eğiliminde olursa o durumda epilepsi hastalığından söz edilebilir."
Epilepsi her yaşta görülmesine karşın, bu hastalığa özellikle çocukluk çağında daha sık rastlanmaktadır. Dr. Kurtar, doğuştan gelen faktörlerin bunda rol oynadığını belirtmektedir. Ancak epilepsinin tek nedeni doğuştan gelen etmenler değildir. Sonradan oluşan faktörler de epilepsiye sebep olabilir.
Bu faktörleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:
- Beyin travmaları
- Beyin zarlarının iltihabi durumu
- Doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması
- Beyin apseleri ve beyin tümörleri
Bu faktörler göz önüne alındığında özellikle 20'li yaşlardan sonra ortaya çıkan epilepsi hastalığının tedavisinde bu gibi altta yatan etmenleri çok iyi araştırmak gerekir.
Dr. Kurtar, epilepsinin birçok türü olduğunu ancak genel olarak “şuur kaybı ile gelişen” ve “gelişmeyen” olarak ikiye ayırmanın mümkün olduğunu söyledi ve ekledi: "Yalnız hareket fonksiyonlarına ait beyin hücrelerinin ani uyarılmasıyla epilepsi olursa şuur kaybı görülmez. Ancak beynin çok genel bir bölümü olaya eşlik ediyorsa veya şuurla ilgili merkezler olaya eşlik ediyorsa şuur kaybı olur. Şuur kaybının olduğu durumlar daha dramatik olduğu için insanlar ona dikkat ediyorlar. Fakat şuur kaybının görülmediği epilepsiler daha fazladır."
“Tekrarlayan nöbetlere dikkat!”
Epilepsi hastasının bir nöbet geçirirken daha kendine gelmeden ikinci, üçüncü, dördüncü nöbetleri geçirmesi, epilepsi vakaları arasında hayati tehlike yaratmaktadır. Öyle ki epilepsi hastası yoğun bakımda tedavi görmek zorunda kalabilir. Koma tablosunda bulunmaları bu olguların yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavisini gerektirir. Ayrıca bu hastalarda sürekli devam eden kasılmalar solunum sisteminin normal işlevlerini yerine getirmesine engel olur. Bu sebeple bu dönemdeki hayati sorunların gelişmesine engel olmak amacıyla bu olgular yoğun bakım ünitelerinde takip edilirler. Ek olarak tedaviye dirençli epilepsi krizleri için bazı ilaçlar ancak yoğun bakım ünitelerinde uygulanabilir.
“Tedavisi mümkündür.”
Halk arasında epilepsi hastalığının kesin bir tedavisinin olmadığı, ömür boyu süreceği düşünülür. Oysa ilaç tedavisi sonucunda epilepsi hastalarının büyük bir çoğunluğu iyileşmektedir.
Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, ilaç tedavisi sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: "Sadece epilepsi nöbetinin bastırılması yeterli değildir, sebebin de tedavisinin yapılması gerekir. Örneğin sebep beyin tümörü ise bunun tedavisi de eş zamanlı olarak yürütülmelidir. 3-4 yıllık ilaç tedavisi sonucunda hastanın nöbetleri kesildiğinde hasta ile hekimin işbirliği ile tedaviye son verilir.” dedi.