En favori kış içecekleri

Bu soğuk havalarda en çok arzulanan 'sıcak bir içecektir'. Kış içeceklerinden en favorileri ise salep ve bozadır. Salep ve boza haricinde bitki çayları,..

Bu soğuk havalarda en çok arzulanan 'sıcak bir içecektir'. Kış içeceklerinden en favorileri ise salep ve bozadır. Salep ve boza haricinde bitki çayları da hem ısıtır hem şifa verir hem de bizi hastalıklardan korur. Ihlamur, ada çayı bunlardan en çok tercih edilenlerdir. Hem içimizi ısıtan hem de şifa veren bu içeceklerin faydaları saymakla bitmez.

Ihlamur: Ihlamurun içinde uçucu yağ, tanen, C ve P vitamini, reçine ve enzimler de bulunuyor. Ihlamurun yemek hazmını kolaylaştırıcı etkisi vardır. Mide problemi olan kişiler 1 tatlı kaşığı bal ile tükettikleri takdirde mide hazmını kolaylaştıracak ve rahatlatacaktır ayrıca ıhlamur bağışıklık sisteminin artmasına sebep olduğu için kış aylarında karşılaştığımız nezle ve gribe karşı da etkilidir.

Salep:
Salebin müsilaj özelliği dokular üzerine yumuşatıcı etki yapar, bir nevi dokunun üzerine katman oluşturur, korur ve rahatlık verir. Özellikle mide rahatsızlıklarında etkili olan salep, hazmı kolaylaştırarak mideyi rahatlatıyor. Bunun yanı sıra tarçınla tüketiminde ise özellikle üst solunum yollarında etkili oluyor. Öksürük ve bronşiti tedavi ediyor. Tarçın ile tüketilen salep ayrıca tarçının kan şekeri dengesini sağladığı için tokluk verir ve tatlı isteklerini azaltır. Özellikle şeker yerine tatlandırıcı ile tüketilen salep hem tatlı isteğini giderir hem de tok tutar bu yüzden diyet yapanlara önerilir.

Ada Çayı: Ada çayı bitkilerin arasında daha kuvvetli bir antioksidandır. Antioksidan özelliği ile bağışıklık sistemini güçlendirir, grip, nezle gibi hastalıklara yakalanmamızı önler. Ayrıca antioksidan özelliği ile kalp hastalıklarının engellenmesinde etkilidir. Yemek sonrası içildiğinde hazmı kolaylaştırır.

Boza: Darı irmiği, su ve şekerden üretilen bozanın faydaları da oldukça fazla. Bünyesinde A ve B vitaminlerinin dört türü ile C ve E vitaminleri de bulunuyor. Mayalanması sırasında ürettiği laktik asit ise ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi oluyor. Süt yapıcı özelliği nedeniyle emzikli kadınlara ve vitamin-enerji kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor. İçeriğinde yağ yok fakat şeker olduğu için gün içinde 1 bardaktan fazla içilmesi önerilmiyor. İçindeki aktif mayalarla barsak florasını düzenliyor ve probiyotik etki gösteriyor.

Siyah Çay: Son yıllarda çay konusunda birçok araştırma yapıldı, çayın sağlık üzerine etkileri araştırıldı. Bu araştırmalarda günde 1-6 fincan çay tüketimi sonunda 1 hafta sonra plazma antioksidan kapasitesinin arttığı gözlenmiş. Yapılan araştırmalar sonucunda da çaydaki yüksek seviyedeki flavanoidler hücre ve dokulardaki oksidatif hasarı engellediği görülmüş. Hücre ve dokularda gün içinde milyonlarca kimyasal işlem gerçekleşmektedir ve bu kimyasal işlemler sonucunda serbest radikaller dediğimiz maddeler açığa çıkar. Bu serbest radikaller; hücre DNA’sına, proteinler ve lipitlerine zarar vererek kalp hastalıkları, kanser, nörodejeneretif ( sinir sistemi) hastalıklarına sebep olmaktadır.

İşte bu zararlı maddeleri vücuttan atan, hücrelere zarar veremeyecek hale getiren sisteme de antioksidanlar denir. Çayın içerisinde bulunan polifenoller de kuvvetli birer antioksidanlardır. Fakat faydası olduğu kadar çayın, endişe, kalp atışlarının hızlanması, demir emiliminin azalması gibi etkileri olduğu için günde 3-4 fincandan fazla içilmemesi önerilir.

Yeşil Çay:
Siyah çayın kafein içeriği yeşil çaya göre daha yüksektir, yeşil çayın polifenol içeriği siyah çaydan daha fazladır. Siyah çayın dehidratasyon ( vücuttan su atımı) etkisi vardır, yeşil çayın böyle bir etkisi yoktur. Ayrıca yeşil çayın antioksidan aktivitesi vardır. Yapılan araştırmalarda göğüs, pankreas, kolon kanserleri üzerinde koruyucu etkisi ortaya çıkmış. Aynı zamanda kardiyovasküler hastalıkların oluşum riskini azaltır ve damar tıkanıklığını engeller.

Kahve: Kahvenin sınırlı içildiğinde faydaları var fakat fazla miktarda alındığında gün içinde yüksek kafeinin metabolizmaya zararları da mevcut. Kahve, antioksidanlar içeriyor. Bu da kansere yol açan hücrelerin çoğalmasını engelliyor. Kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Kahve, konsantrasyona yardımcı olur. Fakat kahvenin fazla tüketiminin olumsuz etkileri de vardır. Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiler. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebilir. Düzensiz kalp atışlarına, kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabilir.

Yapılan çalışmalarda, yüksek miktarda kahve tüketiminin tansiyonu hızla yükselttiği görüldü. Kahve, ülser gibi mide rahatsızlıklarına neden olmasa da bu hastalıkların varlığında kötüleşmesini tetikliyor. Kahve, midenin asit salgılamasını uyarıyor. Bu yüzden kahve tüketimini günde 2-3 fincanla sınırlamalıyız.

Diyetisyen Seçil Kenar

Manşetler

DUYURU-5