Ekonomik koordinasyon kurul kararının analizi

Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun[1] sözde ekonomik gerekçelerle ağız-diş sağlığı hizmetlerinin muayenehanelerden alınmasını reddetme kararı, genel sağlığın ayrılmaz parçası olan ağız sağlığının toplumda iyileşmesi yönünde atılacak olan adımların çok ciddi

Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof.Dr.Taner YÜCEL tarafından Ekonomik koordinasyon kurul kararıyla ilgili açıklama yapıldı.

Öncelikle vurgulamak gerekir ki; vücut sağlığı bir bütündür ve ağız sağlığı temel insan hakkıdır. Bireylerin ağız-diş sağlığının korunması, sosyal devlet anlayışının en vazgeçilmez unsurudur.

Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nun[1] sözde ekonomik gerekçelerle ağız-diş sağlığı hizmetlerinin muayenehanelerden alınmasını reddetme kararı, genel sağlığın ayrılmaz parçası olan ağız sağlığının toplumda iyileşmesi yönünde atılacak olan adımların çok ciddi yara alması anlamına gelmektedir.

Sosyal Güvelik Kurumu’nun bugün dişhekimliği hizmetlerini sadece kamudan satın alması, birçok yetersizliği ve yanlışı beraberinde getirmektedir.

Hastanın en temel hakkı olan, hekim seçme özgürlüğü ortadan kalkmaktadır.
Ağız-diş sağlığı hizmetlerine ulaşım sınırlanmaktadır.
Kamu, sayısal yetersizlik ve yanlış performans sistemi ile vatandaşın ağız sağlığı hizmetlerinde yetersiz kalmakta ve nitelikli hizmet vermekte zorlanmaktadır.
Dünyadaki en yaygın hastalıkların başında gelen diş çürüğü erişkinlerin çoğunda ve okul çocuklarının % 60-90’ında etkili olmakta ve her sene milyonlarca okul günü kaybına yol açmaktadır. Periodontitis ise, erişkinlerdeki diş kaybının en başta gelen hastalığıdır. Ağız kanserleri de en çok ortaya çıkan 8.kanser türünü oluşturmaktadır. Ayrıca ağız enfeksiyonları, erken dönem doğum ve düşük kilolu bebeklere ve çeşitli kalp hastalıklarına varana kadar çok ciddi sonuçlara yol açmaktadır.

Ayrıca şu anda bulaşıcı olmayan hastalıklar olarak sınıflandırılan kardiyovasküler hastalıklar, kronik solunum hastalıkları, diyabet ve kanserin dünyamızda her sene 36 milyon kişinin ölümüne neden olduğu ve bu dünyadaki ölümlerin yaklaşık % 60’ına tekabül ettiği görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü bulaşıcı olmayan hastalıkların önümüzdeki 20 sene içerisinde 45 milyar dolarlık ödemeye yol açacağını ve bunun global gayri-safi milli hasılanın yaklaşık % 4’üne tekabül edeceğini tahmin etmektedir. İşte bu kadar ciddi boyutlardaki bulaşıcı olmayan hastalıklar ile ağız hastalıklarının ortak risk faktörleri içerdiğini, bilimsel çalışmalar ortaya koymaktadır.

Diğer taraftan ülkeye yaklaşık 2,5 milyar dolar maliyeti olan muayenehanelerde çalışan dişhekimlerinin atıl kalması, ekonomik sorunlarının aşılmasında AB hükümetlerinin küçük işletmelere ciddi destek oluşturma kararlarına ters düşmektedir. Diğer önemli bir husus ise, özelden hizmet alınmasının istihdam konusunda yaratacağı katma değerdir. Ülkenin en önemli sorunu olan istihdam konusunda, kamunun dişhekimliği hizmetlerini özel sağlık kuruluşlarından alması ile yaklaşık 15.000 dişhekimi yardımcısının muayenehanelerde istihdam edilmesine de olanak sağlanacaktır.

İşte bütün bu nedenlerle; hükümetler ülkelerindeki dişhekimlerinin muayenehanelerinde eksik kapasite ile çalışmalarına izin vermeyecek politikaları desteklemelidirler. Bu aynı zamanda sosyal devlet anlayışının bir gereğidir.

Tarihsel açıdan bakıldığında oral sağlığa yaklaşım; genel olarak restorasyon ve protez ağırlıklı olmuş ve ne yazık ki ülkemiz hükümetleri de bu politikaları sürdürmüşlerdir. Oral sağlığın bu geleneksel modeli, sürekli artan ihtiyaçlar nedeniyle hem insan hem de finans kaynakları açısından limitli ve çok pahalıdır.

Günümüzde ise artık oral sağlığın önemini kavrayan ve koruyucu temelli politikaları yürüten ülkeler ancak vatandaşlarının ağız sağlığı değerlerini yükseltmede başarılı olmaktadırlar.

Türk Dişhekimleri Birliği, 2008 yılından beri hükümete önerdiği politikaları ile en yaygın hastalık olan diş çürüğü ve diş eti hastalıklarından ülke vatandaşlarının korunmasını amaçlamaktadır. Türk Dişhekimleri Birliği’nin bilimsel ve koruyucu temelli politikalarının en önemli özelliği; öncelikle toplumun ağız-diş sağlığı parametrelerini yükseltmek, onları daha sağlıklı hale getirmek, bunu yaparken de uygulamaların ekonomik olarak ülke şartlarına uygun ve sürdürülebilir olmasını hedeflemektir.

Türk Dişhekimleri Birliği’nin, ülke insanı için tarihsel bir fırsat olarak kabul ettiği koruyucu temelli ve sürdürülebilir hizmet alımı modelinin gerçekleşmesi için bundan sonrada var gücüyle mücadelesini sürdürmeye devam edeceğinin altını çizerken, bugüne kadar hiçbir sonuç alınamamış olmasının nedenlerini ve sorumlularını da meslektaşlarımızın ve kamuoyunun değerlendireceğinden hiç şüphem yoktur.

Prof.Dr.Taner YÜCEL
Türk Dişhekimleri Birliği
Genel Başkanı

 

Manşetler

DUYURU-4