Emekli aylıklarında ve emeklilik ikramiyesi tutarında büyük bir faydası olan ek gösterge rakamlarının da artırılması yönünde değerlendirmelerimize sitemizde sıklıkla yer vermekteyiz. Bu değerlendirmemizi tekrarlamaktayız. Bu değerlendirmemiz Devlet memurlarının büyük bir beklentisinin gündemde tutulması anlamındadır. Atılan ilk adımla Kariyer olarak nitelendirilen uzmanlıklarda yapılmış,(ki bu adımda tüm uzmanlar kariyer uzmanlığa geçirilmişlerdir), ikinci adımda Daire Başkanları nezdinde yapılarak ek göstergeleri 3600 e yükseltilmiş, üçüncü adımda polis, uzman erbaş, uzman jandarmaların ek göstergeleri yükseltilmiştir. Diğer ünvanlarda bulunanlar dördüncü adımın yapılmasını beklemektedirler.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda en son 1995 yılı Ocak ayından itibaren ek gösterge rakamlarında artış yapılmıştır. Hizmet Sınıfları itibariyle ve de unvan itibariyle belirlenmiş olan ek gösterge rakamları o günün şartlarında bir iyileştirme niteliğinde olmuştur.
Ancak, zaman içerisinde 5434 sayılı Kanunun Ek 70 nci maddesinde aylık ve ikramiye hesaplanmasında esas alınan oranların ek gösterge rakamlarına göre ayrıştırılması, aylık ve ikramiye tutarlarının az veya yüksek olmasını gerektirmiş ve ek göstergesi az olanlar aleyhine bir sistemi ortaya çıkarmıştır. Aleyhte olan bu sistem içerisinde, yine zaman içerisinde bazı kadro görev ünvanları için makam tazminatı, temsil ve görev tazminatı uygulamasının getirilmesiyle beraber aradaki uçurum gittikçe açılmıştır.
Bu nedenle, ek göstergesi 2200 ile 3000 olan, makam tazminatı olmayan Öğretmen, Avukat, Hukuk Müşaviri, Şube Müdürü gibi ünvanların ek göstergelerinin 3600 e yükseltilmesi, makam tazminatının verilmesi,
Ek göstergeleri 3600 olan, ancak makam tazminatı olmayan Mühendis, Mimar gibi ünvanlara makam tazminatlarının verilmesi,
Ek göstergeleri 3600 olan Müfettiş, Genel Müdür Yardımcısı gibi ünvanların ek göstergelerinin yükseltilmesi,
Ek göstergeleri 2200 olan Şef, memur gibi (yüksekokul mezunları) ünvanların ek göstergelerinin yükseltilmesi,
Hiç ek göstergesi olmayan YARDIMCI HİZMETLER SINIFI içerisindeki memurların ek göstergeden faydalandırılmaları,
gibi örnekleri ünvanlar ve hizmet sınıflarına göre çoğaltılacak olan bu durumun düzeltilmesi için köklü bir değişikliğin yapılması faydalı olacaktır. Bu şekilde yapılan değişikliğin en önemli kalemi de Hizmet Sınıfları itibariyle belirlenen EK GÖSTERGE rakamlarında bir artış ile 5434 sayılı Kanunun Ek Madde 70 de belirlenen oranlarda da bir artış yapılması (son düzenleme ile bu oranlara 15 er puan eklenmiş, ancak beklentiyi karşılamamıştır), Kıdem Aylık Tutarlarının yıllarca 20 gösterge rakamı üzerinde kalması nedeniyle bu gösterge rakamının da artırılması, ayrıca makam tazminatı almayanlar için de makam tazminatı tespitinin yapılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.
Bakanlar Kurulunun yetkisini kullanarak makul ölçülerde ek göstergelerin artırılması yoluna gitmesinde fayda olacaktır.
Ayrıca, memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır.
Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar -görev ücretleri- esas alınmamaktadır.
Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir resmi ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ oluşmaktadır.
Ayrıca, günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilmesi, sistemin daha sağlıklı, eşitlik içerisinde yürümesine katkı sağlayacağını değerlendirmekteyiz.
Temennimiz, bu konularda da Hükümetin hakkaniyetli olarak bir artış yapılması yönünde ivedilikle bir çalışma talimatını vermesi, uzunca bir süredir kamu hizmetini yürütmekte olan Devlet memurlarının beklentisini, ömrünü bu işlere vermiş olanların emekliliklerinde de insan onuruna yaraşır bir şekilde hayat sürdürmenin beklentisi olarak görmek gerektiğini düşünmekteyiz.