Düşük Kalorili Ve Şok Diyetler Sonucu Yaşanabilecek Yo-yo Sendromu Tehlikesi

Diyetisyen Sinem Kara, düşük kalorili ve şok diyetler sonucu ortaya çıkabilecek yo-yo sendromu tehlikesi konusunda uyarılarda bulundu.

Diyetisyen Sinem Kara, düşük kalorili ve şok diyetler sonucu ortaya çıkabilecek yo-yo sendromu tehlikesi konusunda uyarılarda bulundu.

Yo yo sendromu, zayıflamak için diyet yapıldıktan sonra kayıp yaşanılan ağırlığın ve o ağırlığın daha fazlasının kazandırılmasına deniyor. Yo-yo sendromlu kişilerin bu sendroma sahip olması en az 2 kez zayıflama diyeti yapmış olması ve her defasında bu kiloların fazlasını tekrar alması ile başlıyor. Bilecik'in Bozüyük ilçesinde hizmet veren diyetisyen Sinem Kara, kişinin düşük kalorili ve şok diyetlerle vücut ağırlığı döngüsünü etkileyerek metabolizmasını yavaşlatırsa tartıda gördüğü rakamlar da aynı bu oyuncak gibi bir ileri bir geri yo-yo etkisi oluşturduğunu belirtirken bu sendromun vücuda zarar verdiğini söyledi. Sendromun nedenlerini açıklayan Kara; "Aşırı yemek yeme ataklarının belli sürelerde tekrarlanması, hızlı kilo vermek amacıyla düşük kalorili popüler diyetler uygulaması, kişinin günlük yaşamına uymayan diyetleri devam ettirmesi, egzersizi sadece diyet süresince yapma ve diyet bitiminde tamamen bırakma, bilinçsiz diüretik, aksatif, zayıflama hapları ve çaylarının kullanımı ve duygu durum değişikliklerinden dolayı yaşanabiliniyor" dedi.

Bu sendromun vücuda ne gibi zararları olduğu konusunda konuşan Kara, şunları söyledi;

"Vücudun bir hafızası vardır ve açlığa alışan vücut, bu düzen dışına çıktığı zaman tekrar aç kalma korkusuyla tükettiği her şeyi yağ olarak depolamaya başlar. Enerji alımında oluşan dengesiz duruma bağlı olarak, metabolizma yavaşlar. Kısa sürede kaybedilen yüksek ağırlıklar kas kaybına neden olur ve vücutta deformasyon oluşur. Kan şekerinde oluşan dalgalanmalara bağlı olarak yeme atakları meydana gelebilir. Kan şekerindeki dalgalanmalardan dolayı tip 2 diyabet gelişme riski artabilir."

Yo-yo sendromundan kurtulmak için neler yapılmalıdır?

Kara; "Bu sendromdan kurtulmak için diyetin kısa süreli olduğu düşüncesinden vazgeçip yaşam tarzı değişikliği olduğunu kabullenmeli ve bunu uygulamaya hazır olmalısınız. Diyet programınız yaşam tarzınıza uygun olmalı. Tüm besinlerin beslenme programında olabileceğini, kendinizi çok kısıtlamadan önemli olanın yeterli ve dengeli tüketim olduğunu kabullenerek bu süreci yönetmelisiniz. Zayıflamanın bu sürecin sonucu olduğunu düşünerek hareket etmelisiniz. Sağlıklı ve ideal vücut ağırlığına sahip olmak için egzersiz çok önemlidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sevdiğiniz sporu tercih etmenizdir. Böylece devam edilebilir olacaktır. Su tüketimini arttırmalısınız. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için günlük 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Diyetisyen desteği mutlaka almalısınız. Bu süreçte diyetisyeninize güvenmelisiniz. Size uygun olmayan bilinçsizce yapılan diyetleri uygulamayı bırakmalısınız. Vücut ağırlığınız, boy uzunluğunuz ve yaşınıza uygun olarak diyetisyeniniz tarafından hazırlanan beslenme programınıza uymalısınız" dedi.

Manşetler