Birçoğumuz doğru duruşun sağlığımız açısından ne anlama geldiğinin farkında değiliz. Bazen hastalıklardan kaynaklanan bu durum, kimi zaman kişinin alışkanlıklarının veya mesleğinin bir sonucu olarak da gelişebiliyor. Uzmanlar duruş bozukluğu olan kişilere egzersiz, ilerlemiş vakalara ise fizik tedavi öneriyor.
DİK ya da doğru duruş, vücut yapısına yük ve stres binmesine engel oluyor. Bu durum kişiyi hastalıklardan koruyor, ağrı hissetmesini engelleyerek, yorgunluğun önüne geçiyor. Çanakkale OnsekizMart Üniversitesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AnabilimDalı Başkanı Doç. Dr. Hürriyet Yılmaz, insanın ayakta dururken ve günlük faaliyetleri sırasında vücudunu yerçekimine karşı düzgün şekilde tutmasının normal duruş veya tıbbi deyimle postür olarak tanımlandığını bunu başarmanın ise her zaman sanıldığı kadar kolay olmadığını söylüyor.
RİSK GRUPLARI
Dik duruşun kemik, eklemve kas yanında sinir sistemi ve denge fonksiyonlarıyla sağlandığını belirten Yılmaz, duruş bozukluğunun çok sayıda
sağlık sorunu ve hastalıkla ortaya çıkabildiği gibi bir hastalığa bağlı olmadan
da meydana gelebileceğini belirtiyor. Yılmaz’a göre, özellikle vücut yapılarını
egzersizle geliştiremeyenler, sürekli aynı pozisyonda duran büro çalışanları,
öğrenciler, bilgisayar kullanıcıları ve şoförler ciddi risk taşıyor. Ayrıca karın kasları zayıf ve göbekli kişiler, iri göğüslü kadınlar, gebelikte dik duruşa dikkat etmeyenler ve ilerleyen yaşlarda kas aktivitesi azalmış yaşlılarda belirgin duruş sorunları gelişiyor.
Doç. Dr. Yılmaz, düzeltilmeyen duruş bozukluğunun boyun, sırt ve bel ağrılarına, vücuttaki farklı kaslarda tutulmalara ve omuz hareketlerinde kısıtlılığa neden olduğunu belirtiyor. Ayrıca zayıf kaslar; boyun ve bel fıtığı nedeni olabiliyor. Kronik ağrı ise kişide depresyon ve anksiyete oluşumuna yol açtığı için iş verimini düşürüyor.
DÜZELTMEK MÜMKÜN
Duruş bozukluğunu düzeltmek için kişinin otururken, ayakta dururken ve iş
yaparken doğru olan pozisyonu öğrenmesi ve uygulaması gerekiyor. Ayrıca doğru duruş için çok önemli olan sırt-bel kasları, omuz kasları, karın ve bacak kaslarını güçlendiren egzersizler, yüzme ve pilates öneriliyor. Bazı ilerlemiş vakalarda ise bu hastaların fizyoterapi ve rehabilitasyon programına alınmaları gerekiyor.