Muğla'da, doğadan topladıkları mantarı tüketen anne-kızdan Mükerrem Akgül (57) hayatını kaybederken, yoğun bakıma alınan annesi Fatma Koçer'in (84) ise 18 gündür tedavisi sürüyor. Kulaktan dolma bilgilerle tedavi amaçlı mantar tüketiminin yanlış olduğunu belirten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nde (MSKÜ) görevli Doç Dr. Hakan Allı, anne- kızın romatizmaya iyi geldiği düşüncesiyle tükettiği mantarın dünyanın en zehirli türlerinden olduğunu belirtti.
Muğla'da, doğadan topladıkları mantarı tüketen anne-kızdan Mükerrem Akgül (57) hayatını kaybederken, yoğun bakıma alınan annesi Fatma Koçer'in (84) ise 18 gündür tedavisi sürüyor. Kulaktan dolma bilgilerle tedavi amaçlı mantar tüketiminin yanlış olduğunu belirten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nde (MSKÜ) görevli Doç Dr. Hakan Allı, anne- kızın romatizmaya iyi geldiği düşüncesiyle tükettiği mantarın dünyanın en zehirli türlerinden olduğunu belirtti.
Menteşe'nin kırsal Fadıl Mahallesi'nde yaşayan 2 çocuk annesi Fatma Koçer, evli ve 2 çocuk annesi kızı Mükerrem Akgül ile birlikte geçen 16 Ekim'de mantar toplamak için evlerinin yakınındaki mezarlığa gitti. Mezarlık bahçesinde mantar toplayan anne ve kızı, daha sonra ayrı yaşadıkları evlerine döndü. Pişirdikleri mantar sonrası mide bulantısı ve halsizlik sıkıntısı yaşayan Fatma Koçer, yakınları tarafından, 20 Ekim'de, Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Hastanede yapılan tetkiklerde mantar zehirlenmesi teşhisi konulan Koçer'in yatışı yapıldı. Annesinin kan tahlilinde zehirlenme bulgusuna rastlanılması üzerine Mükerrem Akgül, acil servise giderek, başından geçenleri doktorlara anlattı. Yapılan tetkiklerde kanında bakteri görülen Akgül, dahiliye servisinde tedaviye alındı. Akgül, yapılan müdahalelere rağmen 28 Ekim'de öldü. Mükerrem Uysal'ın cenazesi aynı gün ikindide Fadıl Mahalle Mezarlığında toprağa verildi. Hayati tehlikesi bulunduğu öğrenilen Fatma Koçer'in ise 18 gündür yoğun bakım ünitesinde tedavisi sürüyor.
BÖBREK VE KARACİĞER YETMEZLİĞİNDEN ÖLDÜ
Annesini zehirli mantar yüzünden kaybettiğini belirten evli ve 1 çocuk babası orman işçisi Barış Akgül (38), şunları söyledi:
"Babam servis şoförlüğü yapıyor. Ağabeyimle birlikte Menteşe'de yaşıyoruz. Evde kimsenin olmadığı sırada annem ve anneannem, mezarlık bahçesinden mantar toplamaya gitmiş. Her ikisi de öğle saatlerinde evlerine dağılıp, topladıkları mantarı pişirip tüketiyor. Annem mide bulantısı sıkıntısı yaşayınca anneannemi arayarak durumu anlatıyor. O da mantarı kaynatıp suyunu içmesini söylüyor. Anneannem ise mantarı tükettiği günden 4 gün sonra rahatsızlanıyor. Hastaneye acil servise götürdük ve yatışını yaptırdık. Çıkan tahlil sonuçlarında zehirlenme belirtileri görüldü. Anneannemin başında refakatçi olarak kalan annem ise acil servise gidip tahlil yaptırıyor. Aynı bulgular kendisinde de görülüyor. Dahiliye servisinde 8 gün boyunca tedavi görmesine rağmen böbrek ve karaciğer yetmezliğinden dolayı vefat etti. Anneannemin ise yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı sürüyor. Annem hastanede yaşamını yitirmeden önce sohbet ettiğimiz sırada, mantarı romatizma ağrısına iyi geldiği için tükettiğini söyledi. Görünüşü güzel olan bu mantar türü, yöremizde 'ölüm meleği' adıyla biliniyor. Her zaman tüketilen bir tür değil. Talihsiz bir olay yaşadık. Halkımızın zehirli mantar türüne karşı bilinçlendirilmesi için valilik tarafından bir platform kurulmasını istiyorum."
'BİLMEDİĞİNİZ DOĞAL MANTARLARI YERKEN BABANIZA BİLE GÜVENMEYİN'
MSKÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Allı, zehirli ve zehirsiz mantar türlerini dış görünüşüne göre ayırt etmenin mümkün olmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları mikroskop aracılığıyla sporlarına bakarak ayırt ediyoruz. Muğla bölgesinde 'çıntar' adıyla bilinen mantar satılıyor. Genelde halk tarafından bu tür rahatlıkla biliniyor. Ancak doğaya yürüyüş yapmak için ormana gidenler, çıntara benzetip topladıkları mantarı yedikten sonra zehirleniyor. İlk başta karın ağrısı oluyor. Sonrasında ise geçici iyileşme görülüyor. Bunlar ne kadar geç etki gösterirse, zehrin etkisi o kadar güçlü oluyor. Böyle bir vaka olduğu zaman hastamızı hemen kusturup, doktora götürmeliyiz. Zehir kana karıştığı zaman böbrek ve karaciğer yetmezliği oluyor. Böyle bir durumda ise hastayı kurtarma şansı çok zor. Bilmediğiniz doğal mantarları yerken, babanıza bile güvenmeyin. Siz siz olun bilmediğiniz mantarları yemeyin"
'ANNE VE KIZININ YEDİĞİ MANTAR, DÜNYANIN EN ZEHİRLİ TÜRLERİNDEN'
Muğla'da son yaşanan ölümlü mantar olayına değinen Doç. Dr. Allı, "Anne ve kızı yedikleri mantardan zehirlendiler. Kendilerine topladıkları mantarın suyunun kaynatılıp, içildiği zaman romatizmaya iyi geldiği yönünde bilgi vermişler. Suyunu içtikten birkaç gün sonra zehirleniyorlar. 2 kadından 1'i hayatını kaybetti, diğerinin ise tedavisi sürüyor. Üzücü olayın yaşanmasına neden olan o mantar, dünyanın en zehirli türlerinden birisi. Yöremizde 'Köygöçüren', ya da 'Ölüm meleği' ismiyle biliniyor. Tüm mantarlar yenir ama bazıları sadece bir kez. İkinci kez yeme şansınız olmayabilir. Bir mantar için hayatımızı kaybetmeye değmez. Bölgemizde 50 çeşit zehirli mantar türü bulunuyor" dedi.
'MANTARIN PİŞİRİLEREK YENİLMESİ ZEHİRLİ ETKİLERİNİ YOK ETMEZ'
MSKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cem Şahin, "Mantarın 1 tanesinin yaklaşık 50 gram kadarı tüketilmesi ölümcül sonuçlar doğurabilir. Ayrıca çok önemli olan bir nokta da bu mantarların toksinlerinin ısıya karşı dayanıklı olmasıdır. Yani halk arasındaki inanışın aksine mantarın pişirilerek yenmesi zehirli etkilerini yok etmez" dedi.
Fadıl Mahallesi'nde yaşayan Nail Coşkun ise, "Zehirli mantar türleri, toprağın derininden gelerek ortaya çıkar. Zehirsiz olan ise toprak yarıp çıkmaz. Ayırt edemeyecek olan kesinlikle yemesin" diye konuştu.