Dünya Hipertansiyon Günü 17 Mayıs 2010

Hipertansiyon (yüksek kan basıncı); tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça yaygın ve önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Hipertansiyon koroner kalp hastalıkları, inme, kalp ve böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açmakta, hipertansiyonun kontrolü ile kalp yetmezliği ve inme sıklığı yarı yarıya, kalp krizleri de dörtte bir oranında azaltılabilmektedir. Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında ise kalp, böbrek, beyin ve gözler başta olmak üzere birçok organda kalıcı hasarlara yol açmaktadır.
Dünya genelinde hipertansiyonun toplam ölümlerin %13’ünden (7.1 milyon ölüm) sorumlu olduğu bilinmektedir. Ancak gerek dünyada gerekse ülkemizde hipertansiyon farkındalık oranları ve kan basıncı kontrol oranları istenilen düzeylerde değildir. Ülkemizde her 3 kişiden biri daha önce hiç tansiyonunu ölçtürmemiş olup, 18 yaş üstünde her 3 erişkinden birinde hipertansiyon vardır. Hipertansif bireylerin sadece %40’ı kan basıncı yüksekliğinin farkında olup, yalnızca %31’inin antihipertansif tedavi aldığı bilinmektedir. Hipertansiyona yol açan ve risk oluşturan “aşırı tuz tüketimi” de ülkemiz için ciddi bir sorun olup, sağlıklı yaşam için önerilen günlük tuz tüketim miktarı 6 gram olmasına rağmen, ülkemizdeki günlük kişi başı tuz tüketimi ortalama 18 gramdır.
Dünya Hipertansiyon Birliği (WHL) tarafından 2005 yılından itibaren 17 Mayıs günü “Dünya Hipertansiyon Günü” olarak ilan edilmiş ve hipertansiyonun yarattığı sorunlara dikkat çekilmesi, toplumun hipertansiyon konusunda bilinç düzeyinin arttırılması, önleme, teşhis ve tedavi konusunda halkın bilgilendirilmesi faaliyetlerinin yürütülmesi ve kan basıncı kontrol oranlarının arttırılması hedeflenmektedir.

Hipertansiyon nadiren belirti vermekte, çoğu kez sinsi seyrederek organlarda hasara yol açabilmektedir. Seyrek rastlanan belirtileri;
• Baş ve ense ağrısı,
• Kulakta uğultu,
• Çarpıntı hissi,
• Yorgunluk hissidir.
Yüksek kan basıncından korunmak için
• Ağır ve yağlı yemeklerden,
• Tuzdan,
• Sigaradan,
• Alkolden ve şişmanlıktan korunmak;
• Düzenli egzersiz yapmak,
• Kan basıncını düzenli ölçtürüp kaydetmek,
• Hekimin vereceği ilaçları düzenli olarak kullanmak gerekmektedir.

Dünya ile paralellik gösteren ülkemizdeki mevcut durumun ışığında, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından, hipertansiyon da dahil olmak üzere, kalp ve damar hastalıkları ve bunlara yol açan risk faktörlerinin önlenmesi ve kontrolü öncelikli olmak üzere çalışmalar yürütülmektedir. Bakanlığımızca, kalp ve damar hastalıklarıyla daha etkili mücadele edebilmek ve daha sağlıklı bir Türkiye için 25 Aralık 2007 tarihinde Avrupa Kalp Sağlığı Sözleşmesi imzalanmış ve ilgili tüm paydaşların desteği ile “Türkiye Kalp ve Damar Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı 2010-2014” hazırlanmıştır.
 

Manşetler

DUYURU-4