Isparta'da kalp krizi geçirince doktorun müdahale sırasında kendisine sık sık "Seni çok seviyorum, hayatta kalman lazım, benimle kal, bir yere gitme." sözleri, 50 yaşındaki Ali Küçükyumru'nun hayata bakış açısını değiştirdi.
Kendisine ait atölyede lokum üretimi gerçekleştiren Ali Küçükyumru, yaklaşık iki hafta önce göğüs ağrısı ve terleme şikayetiyle başvurduğu Isparta Şehir Hastanesinden, yaşamındaki tüm olumsuz düşüncelerden arınarak çıktı.
Kalp krizi geçirdiği belirlenince anjiyo tedavisi uygulanan, duran kalbi yeniden çalıştırılan Küçükyumru'yu müdahale sırasında doktorunun, "Seni çok seviyorum, hayatta kalman lazım, benimle kal, bir yere gitme." sözleri etkiledi.
Doktorunun cümlelerinin hayatta kalmasındaki en büyük etkenlerden biri olduğuna inanan Küçükyumru, "sevgi her şeyin ilacı" sözünün kendisi için gerçeğe dönüştüğünü düşünüyor.
- "O cümleler kaldığım karanlıkta adeta bana ışık oldu"
Taburcu edilen Küçükyumru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, götürüldüğü hastanedeki ekibe ve kendisine müdahale eden doktora çok şey borçlu olduğunu söyledi.
Ölümle hayat arasında gidip gelirken doktorun kurduğu kritik cümlelerin oldukça değerli olduğunu vurgulayan Küçükyumru, şöyle konuştu:
"O cümleler kaldığım karanlıkta adeta bana ışık oldu. Doktorun sözleri hala kulaklarımda yankılanıyor. Doktorun o anda bana moral vermesi, yaşam sevgimi artırdı. Değerli olduğumu hissettim. Fatih hoca karanlıkta bana lamba oldu. Hayatta ne kadar boş şeyler için üzüldüğümü anladım. O gün benim için hayatımdaki dönüm noktası oldu. Ölene kadar unutmayacağım cümleler, bundan sonraki hayatımda bana yön verecek. Ayrıca şehir hastanesindeki teknolojik imkanlar beni çok şaşırttı. Doktorlarımızın ilgisi ve donanımlı bir hastane her zaman benim gibi hastalara güven verir."
- Hastanın iyileşmesine iyi iletişim katkı sağlar
Isparta Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Semiha Şen Kaya, hastaların zaman zaman ölüm korkusu yaşadığını ifade etti.
Ölüm korkusunun en tavanda yaşandığı dönemlerin ani sağlık kaybı olduğu dönemler olduğunu anlatan Kaya, hastanın da kalbiyle ilgili şok tablosuyla hastanelerine başvurduğunu dile getirdi.
Bir takım müdahaleler sonrası hastanın hayata döndürüldüğünü belirten Kaya, şunları kaydetti:
"Kişilerin bu durumlarda ihtiyacı olduğu en önemli şey güven duygusudur. Hastada güven duygusu olduğu an işler daha çok kolaylaşacaktır. Bu duyguda hekimin kapsayıcı yaklaşımıyla ve etkili iletişimiyle olacaktır. Bizler psikoterapi tekniği hastaya konuşarak tedavi uygularız. Bu farklı farklı yöntemlerle olur. Hastanın iyileşmesine iyi iletişim katkı sağlar. Hastalarımızla bu konuda etkileşim ve iletişimimize dikkat etmemiz gerekiyor. Hastalarımızın da şunu bilmesi gerekiyor. Doktor tedavi eder, Allah iyileştirir."
Hastanenin Başhekim Yardımcısı Serhat Küçükcoşkun da hasta taburcu olduktan sonra müdahale eden doktorun kendisine müdahale sırasında söylediği cümlelerin, hayata tutunmasını daha çok kolaylaştırdığını ifade etti.
Küçükcoşkun, bu durumun doktorluğun aslında sadece hastaya müdahale değil, iletişimin ne kadar önemli olduğunu hatırlattığını bildirdi.