Hürriyet gazetesinden Noyan Doğan'ın yazısı;
Geçtiğimiz haftalarda gazetelerde ilginç bir haber vardı. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.
Haber, özetle şöyleydi: Doktorun ihmali nedeniyle 11 aylık bebeklerini kaybeden aile, açtığı tazminat davasını kazandı ve mahkeme, Sağlık Bakanlığı’nı 100 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti. Gerekçe ise, Bakanlığın çalıştırdığı hekimin bilgi ve becerisinden mesul olması. Bu ilk mi? İnterneti şöyle bir taradım. Benzeri birçok olay yaşanmış, yaşanmaya da devam ediyor. Kimi olaylar hukuka intikal etmiş, kimileri ise doktor ihmali adına kanıt bulmakta zorlanıldığı için mahkemelere bile yansımamış. İzninizle bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum. Okuyucularım hatırlayacaktır, iki-üç ay önce yine bu köşede, ‘Hastasını mağdur eden doktordan kim hesap soracak’ başlıklı bir yazı yazmış ve yeni başlayan bir uygulamadan yani, doktor sorumluluk sigortasından, bahsetmiştim.
İsterseniz hafızalarımızı tazeleyelim. Temmuz ayında başlayan uygulama ile uzman doktorlar, mesleklerini icra ederken yapacakları hatalara karşılık sigorta yaptırmak zorundalar. Sigortayı ise bağlı olduğu kurum yaptıracak. Herhangi bir sağlık kurumuna bağlı çalışmayan doktorlar ise, sigortayı kendileri yaptırıp, primin tamamını kendileri ödeyecek. Daha açık bir anlatımla bugün artık istisnasız her doktorun sigortalı olması gerekiyor. Herhangi bir hatadan dolayı da hekim hakkında tazminat davası açıldığında devreye sigorta şirketi girecek ve tazminat tutarını hastaya şirket ödeyecek.
120 bin hekim sigortalandı
O dönemde yazdığım yazıdan dolayı kimi doktorlardan ciddi eleştiriler aldım. Kimileri sigorta sektörüne yeni kaynak yaratıldığını söylerken, kimileri hastanelerde avukatların cirit atacaklarına değiniyordu. Kimileri ise, sağlık hizmetlerinin bu sigorta yüzünden pahalılaşacağından dem vuruyordu. Bazıları da sigorta uygulaması ile gelecekte hiçbir doktorun bırakın ameliyatı, muayene yapmaktan bile çekineceğini belirtiyordu.
Öyle olacak, böyle olacak, işin o tarafını bilemem. Komplo teorilerinden de anlamam. Bildiğim bir şey vardır, tüm dünyada uygulanan hekim sorumluluk sigortası, bizde de başlamıştır ve bana göre de çok doğru bir uygulamadır. Nitekim, ülkede 134 bin doktor bulunuyor. Şunu belirteyim, doktor sayısı hakkında bile net bir bilgi yok. Kimileri 134 bin diyor, kimileri 160 bin. Biz 134 bin üzerinden gidelim. Bunun 97 bini üniversite dahil kamu kesiminde çalışıyor. Geri kalan da özel sektörde. İşte, bu 134 bin doktordan bugüne kadar 120 bini zorunlu sigortayı yaptırmış durumda. Peki, bu ne anlama geliyor? Yazının başında bahsettiğimiz haberden yola çıkarsak, bundan sonra bebeklerini doktor hatası yüzünden kaybeden ailelere tazminatı sigorta şirketleri ödeyecek. Ya da ameliyat sırasında vücudunun herhangi bir yerinde neşter veya başka bir alet unutulan hastanın manevi mağduriyetini sigorta sektörü giderecek. Elbette sigorta şirketi de bunun karşısında gereken neyse yapacak. İnceleyecek, araştıracak; hatamı yoksa ihmalkarlık mı bunu tespit edecek.
Doktorlar neden rahatsız
Kimse kusura bakmasın ama böyle bir uygulama neden bazı kesimlerde rahatsızlık yaratıyor, anlamakta zorluk çekiyorum. Uzman olmayan, kendine güvenmeyen para kazanacağım diye ameliyat yapmayacak. Riski almayacak, hastayı başından savmayacak ya da daha çok kazanç adına fabrikasyon ameliyat gerçekleştirmeyecek. Hastane yönetimi de uzman olmayan doktoru çalıştırmayacak. Sağlık alanındaki sorunları bilemem. Bu işin başka boyutu ve farklı bir tartışma konusu. Ama her şeyden daha önemlisi insan hayatı. Sen kalkacaksın, yüksek ateşle hastaneye gelen 11 aylık bebeğe, ‘boğazı apse yapmış’ deyip, ilaç verip göndereceksin. İki saat sonra ise çocuk hayatını kaybedecek. Bu iş bu kadar basit olamaz, olmamalı da.
Şunu da belirteyim. Zorunlu sigorta uygulaması her iki tarafı da koruyan bir sistem. Mağduriyet giderilmeye çalışıldığı için tüketiciyi koruyor. Aynı zamanda da suçlamalara ve istenecek tazminata karşılık da doktorları koruyor.
Noyan Doğan
noyandogan@hurriyet.com.tr