Doğum Sonrası Estetik...

Bazen hastalar vücutlarındaki bazı değişikliklerden rahatsız olabilirler ve bunun için çeşitli estetik müdahale talepleriyle hekimlere başvurabilirler...

Doğum sonrası ilk 6 ay genellikle annelerin bebekleriyle ilgilenme, emzirme gibi yoğun meşguliyetleri ile geçer. Annelerin ruhen ve bedenen kendilerini toparlama süreci değişkenlik göstermektedir. Bu durum hem vajinal doğum, hem de sezaryen için geçerlidir.

Bebek 40 günlük olduktan sonra anneler, spor yapmak, yüzmek, cinsellik gibi lohusalık döneminde yasak olan aktivitelere geri dönebilirler. Bu dönemde beslenme de çok önemlidir ve bazen emzirme döneminde yanlış beslenme nedeniyle hastaların aşırı kilo aldığı gözlemlenir. Eksiklik görülen çeşitli vitaminler hastaya takviye olarak hekimi tarafından önerilebilir, spor ve diyetisyen kontrolünde beslenme ile ideal vücut kilosuna kavuşması sağlanır.

Ancak bunlara rağmen bazı hastalar vücutlarındaki bazı değişikliklerden rahatsız olabilirler ve bunun için çeşitli estetik müdahale talepleriyle hekimlere başvurabilirler.

Örneğin memelerde emzirme dönemi bitiminde oluşan sarkmalar ve doku kaybı için çeşitli estetik müdahaleler yapılabilmektedir. Bu tür estetik cerrahi öncesinde, hastanın meme muayenesi ve yaşına uygun meme görüntüleme taraması yaptırması önerilmektedir. Genellikle 40 yaş altı hastalarda görüntüleme için meme ultrasonografisi önerilirken, 40 yaş ve üzerinde mamografi önerilmektedir.

Ayrıca doğum sonrası, kişinin cilt yapısına da bağlı olarak, karında sarkmalar olabilmektedir. Özellikle kilo verme sonrası, cilt sarkması daha belirgin olup, abdominoplasti adı verilen bir cerrahi müdahale ile karın daha düz ve estetik bir görüntüye kavuşturulabilmektedir.

Doğum sonrası karın, basen, kalça, kol gibi bölgesel yağlanma artışı ve kontür bozukluğu nedeniyle, liposuction adı verilen cerrahi işlemle yağ alınabilmektedir.

Tüm bu yukarıdaki müdahaleler estetik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanları tarafından yapılan işlemlerdir. Bu yazıda ayrıca genital bölgede doğuma bağlı oluşan değişiklikler ve bunlara yönelik cerrahi müdahaleler hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır.

Gerek vajinal doğum, gerekse sezaryenle doğum sonrasında, vajinada ve pelvik tabanda hamilelik süreci ve doğumdaki basınç artışına bağlı olarak gevşeme, sarkma, fıtıklaşma gibi durumlar olabilmektedir. Bu durumlara bağlı olarak hastaların farklı belirtileri olabilir. En çok rahatsız eden belirtiler, hastaların istemsiz idrar ya da gaz-gaita kaçırmalarıdır. Ayrıca hastalar kendileri ellerine bir kitle geliyormuş gibi hissedebilirler. Bu bazen vajen ön duvarından sarkan mesane (sistosel), rahim sarkması (uterin desensus), vajen arka duvarından barsak sarkması (rektosel)şeklinde olabilir. Kimi hastalar vajinadaki bolluk hissinin, cinsel hayatı olumsuz etkileyebildiğini ifade etmektedirler.

Özellikle zor doğumlar, iri bebekler ya da doğum sırasında oluşan yırtılmalar bu tür durumlar için risk oluşturur. Ancak bazen hastanın dokuları yapısal olarak zayıfsa, bu risk faktörleri olmadan da sarkma meydana gelebilir.

Muayene ve testler sonrasında, hastalara öncelikle kegel egzersizi adı verilen, pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersizler önerilir. Bu egzersizler düzenli ve yeterli süre boyunca yapılırsa, vajina etrafındaki kasları güçlendirerek, şikayetlerde bir miktar azalmaya yol açabilirler. Ancak şikayetleri tam olarak düzelmeyen hastalar için, cerrahi müdahale gerekli olabilir. Vajinadaki sarkmalara yönelik olarak yapılan cerrahi müdahale, sistorektosel onarımı ya da ön-arka onarım olarak bilinen cerrahi işlemdir. Halk arasında vajinoplasti olarak bilinmektedir. Ancak vajinoplasti tıbben çok doğru bir terim değildir. Vajinoplasti işlemi, gerçekte, doğuştan vajinası olmayan hastalara yapılan, yeni vajina yapılması ameliyatıdır.

Vajina daraltma operasyonu asıl olarak tıbbi nedenlerle yapılmakla beraber, sonuçları açısından hastaların cinsel hayatında da olumlu etkileri olduğu hastalar tarafından ifade edilmektedir. Ancak cinsellik, tıbbi ve psikolojik pekçok farklı faktöre bağlı olduğundan, ameliyatın tek endikasyonu olarak düşünülmemelidir.

İdrar ya da gaita kaçırma sorunları olan hastalarda, ek testler ve ek cerrahi işlemler gerekebilir. İdrar kaçırma problemi, eğer anatomik nedenli ise, yani öksürme, hapşırma, spor gibi basıncı artıran durumlarda oluyorsa, buna stres inkontinans adı verilir. Bu durumun güncel tedavisi sling cerrahisi adı verilen, mesane boynuna vajina içerisinden yapılan bir cerrahi müdahaledir. Bu işlem sırasında vajinadan yapılan küçük bir kesi ile mesane boynuna, sentetik kalıcı bir bant yerleştirilerek, bozulmuş olan mesane boynu açısı düzeltilebilir. Yerleştirilen sentetik materyal nedeniyle uzun dönem sonuçları daha iyi olan bu yöntem, cerrahi tedavide standart haline gelmiştir.

Genital bölgede doğum sonrası oluşan renk değişiklikleri bazen hastaları görsel olarak rahatsız edebilir.bunlara yönelik renk açma işlemleri ya da labiumlardaki sarkmalara yönelik labioplasti adı verilen estetik müdahaleler de genital estetik girişimler arasındadır.

Yapılacak işlem ne olursa olsun, doğum sonrası hastaların vücudunda iyileşme, toparlanma ve gebelik öncesi sağlığa dönme açısından, ortalama 6 ay gibi bir süre beklenmesi uygun olur. Ayrıca bu süre genellikle anne sütü verilen bir dönem olduğu için acil olmayan cerrahi müdahalelerin yapılması tercih edilmez.

Detaylı bilgi için: Op. Dr. Burcu Saygan Karamürsel

Manşetler

DUYURU-4