Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Nazmi Özer, meme kanserinin yüzde 99'unun kadınlarda, yüzde 1'inin erkeklerde görüldüğünü belirterek, "Tüm yaşamları boyunca kadınların yaklaşık yüzde 12'si meme kanserine yakalanmaktadır. Erken tanı ve tedavi, meme kanserini tamamen tedavi etme şansı sağlamaktadır. Bu nedenle rutin meme muayenesi ve görüntüleme tetkikleri büyük önem arz etmektedir" dedi.
Tüm yaşamları boyunca kadınların yaklaşık yüzde 12'sinin meme kanserine yakalanabileceğinden bahseden Medical Park Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Nazmi Özer, "Meme kanseri, tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olup, kansere bağlı ölümlerin de en sık sebebidir. Meme kanseri, yüzde 90 oranda duktuslardan (duktal kanser, karsinom) veya yüzde 10 oranda lobüllerden gelişir (lobüler kanser, karsinom). Major olarak, memenin yapısında bulunan terminal duktal lobüler ünit (TDLU) adlı anatomik yapılar, meme kanserinin geliştiği alanlardır" şeklinde konuştu.
"Elle muayene ile hissedilebilir"
Meme kanserlerinin genellikle hastanın memesinde bu kitleyi fark etmesi ve doktora başvurması ile teşhis edilebileceğini söyleyen Doç. Dr. Özer, "Meme kanseri, meme dokusunu oluşturan hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkan, genellikle düzensiz sınırlı ve tahta gibi sert kitlelerdir. Yeterince büyümüşse, elle muayene ile hissedilebilir" diye konuştu.
"Ultrasonografi ve mamografi ile tetkik edilebilir"
Meme kanserinin 40 yaşın altında meme ultrasonografisi, 40 yaş ve üzerindeki hastalar ise mamografi tetkikleri ile takip edilebildiğini vurgulayan Doç. Dr. Özer, belirtileri şu şekilde sıraladı:
"Memede kitle: Meme kanserinin en sık görülen belirtisidir. Meme kanserleri ağrısız, düzensiz sınırlı (pütürlü), sert kitlelerdir. Nadiren düzgün yüzeyli, yumuşak ve ağrılı olurlar. Meme kanserinde kitlelerin yüzde 33'ünü hasta kendisi tespit eder.
Memede şişlik: (Memenin bir bölümünde-tamamında) ya da asimetri (kitle ele gelmediği halde). İnvaziv lobüler karsinom bu şekilde olur.
Dimpling: Gamze, meme cildinde çekinti demektir. Muhtemelen tümörün, cilde bağlı olan cooper ligamanını (dokulardaki bantları) tutması ve çekmesine bağlıdır.
Meme başı retraksiyonu: Meme başının içe çökmesi ya da dönmesidir. Areola arkasındaki meme kanserinin, meme başına giden süt kanallarına invaze olması ve süt kanallarının meme başını çekmesi nedeniyledir.
Meme başı akıntısı: Özellikle kanlı akıntı.
Meme cildinde eritem (kızarıklık) ya da ülser: Kanserin cilde invazyonunu gösterir.
Meme başı ve areolada egzama, kaşıntı, sulanma: Memenin Paget Hastalığı'nda olur.
Portakal kabuğu görünümü (peau d'orange): İnflamatuar meme kanseri ya da lokal ileri diğer meme kanserleridir. Lenfatik ağın tutulumuna bağlıdır. Meme cildi ödemlidir, çöküntülerin nedeni uzayamayan ve cildi çeken ter bezi kanallarıdır.
Koltukaltında kitle: Koltukaltı lenf bezlerine kanser yayılımına bağlıdır."
"Meme kanserinin tedavisi, meme kanserinin evresine göre değişir"
Meme kanserinde tedavi yollarına değinen Doç. Dr. Özer, hastalığın evresine göre uygulanabilecek yöntemleri, "cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi (hormon tedavisi), akıllı ilaçlar" olarak sıraladı.
"Erken tanı ve tedavi, meme kanserini tamamen iyileştirme şansı sağlamaktadır"
Meme kanserinde uygulanan cerrahi tekniklerden bahseden Özer, cerrahi teknikleri de şöyle sıraladı:
"Meme koruyucu cerrahi (Breast-conserving surgery, breast conservation), Skin-sparing mastektomi, Nipple- Sparing Mastektomi, Simple (total) mastektomi, Extended simple mastektomi (genişletilmiş), Modifiye Radikal Mastektomi, Radikal Mastektomi, Lenf Nodu Cerrahileri, Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi (SLNB), Aksiller Lenf Nodu Diseksiyonu (ALND)."
"Erken tanı önemlidir"
"Günümüzde meme cerrahileri minimal invaziv cerrahi (küçük kesi, az doku çıkarılması, erken iyileşme) prensibine uygun olarak yapılmaktadır" diyen Doç. Dr. Özer, "Erken tanı ve tedavi meme kanserini kür olarak yani tamamen tedavi etme şansı sağlamaktadır. Bu nedenle rutin meme muayenesi ve görüntüleme tetkikleri büyük önem arz etmektedir" diyerek açıklamalarını sonlandırdı.