'Diyette ekmek yemeyen hastalanır'

Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar sosyal medya üzerinden 'Diyette Ekmeğime Dokunma' hareketini başlattı

Diyet dünyasında hararetli bir tartışma başladı: Ekmek yenmeli mi yenmemeli mi? Kimi diyetisyen “Kilo vermek için ekmekten uzak durmalısınız” diyor. Herkes de uzak duruyor. Hatta zayıflamak isteyen komşuya “Aman şekerim, ekmeği kestim, kilo verdim, sen de yeme” telkininde bulunuluyor.

Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar ise “Ekmeksiz hayat olmaz. O, bizim baştacımız. Ekmeği hayatından tamamen çıkaran kişi, ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalır” dedi. Demekle de kalmadı, facebook’ta ‘Diyette Ekmeğime Dokunma’ hareketini başlattı.

Bugünlerde bir ‘ekmek kavgası’ tartışmasıdır gidiyor. Kimileri “Diyet yaparken ekmek yiyin”, kimileri ise “Hayatınızdan çıkarın” diyor. Ekmek yemeden hayat geçer mi?

Tabii ki geçmez. Ekmek sağlıklı beslenme planının baştacı olmalı. Kişinin sağlık kalitesini koruması, iştah kontrolünü yönetebilmesi, geri dönüşümsüz kilo verebilmesi için günlük beslenme programında mutlaka ekmek bulunmalı. Ekmek enerji metabolizmanızı destekliyor, sindirim sisteminizin düzenli çalışmasını sağlıyor ve tabii ki bu pozitif etkileri ile metabolizmanın hızlanmasına destek oluyor. Ekmek, doyarak zayıflatan bir besin. Bunun için, diyette en son yasaklanacak besin, aslında ekmek.

Nereden çıktı bu ekmek kavgası?

Popüler kültürün bize aşıladığı birtakım şeyler var. Diyetlerde, kısa vadede hızlı kilo kaybını sağlamak için karbonhidratları sınırlandıran listeler veriliyor. Popüler diyet kültürünün acımasızlığı bu. Sağlıklı beslenme programının en değerli elemanı olan ekmeğin bu karalamadan kurtulması gerekiyor. Ekmek yemeden olmaz. Halk arasında, zayıflamak isteyenlere “Ekmek yemeyin, makarna ve pilavı hayatınızdan çıkarın, akşam yediden sonra hiçbir şey yemeyin” denir. Çok yanlış. Popüler diyet kültürleri, sağlığımızı ciddi anlamda tehdit ediyor. Hatta bu diyetler ne yazık ki kişi ruhsal olarak da zayıflatıyor.

Kilo verebiliyoruz ama...

Evet, 3 günde 3 kilo verirsiniz ama ne yazık ki kaybettiğiniz sadece kilolarınız değil, sağlığınız da. Bu, çoğunlukla kas ve su kaybı şeklinde oluyor. Vücudunuz bu diyetlerle aç kalarak zayıflıyor ama sonuçta tekrar kilo alıyor. Bu listelerdeki açlığın tanımını, karbonhidrat açlığı olarak tanımlayabiliriz. Oysa ki karbonhidratlar vücudun yaşam enerjisidir.
 

 


“Ekmeksiz yaşam sağlığınızı bozar”

Yani sadece et, süt ve sebze ile beslenmememiz gerekiyor.

Evet, bu tür karbonhidratsız diyetler depresif ataklara yol açıyor. Hem fizyolojik hem psikolojik depresyon başlayabiliyor. Sinir sistemi olumsuz etkileniyor. Sadece bu da değil. Böbrek fonksiyonları uzun vadede olumsuz etkileniyor. Sindirim sisteminiz yavaşlamaya başlıyor. Damar kalitesi de belli bir süreden sonra yüksek protein tüketiminden kaynaklı bozulmaya başlıyor. Her diyet listesi, başlangıçta kilo kaybettikçe, sağlıkla ilgili olumlu bir tablo çizebilir. Burada göz ardı edilen en önemli nokta, kilo kaybından sonraki dönemde bireylerin bu beslenme alışkanlığını devam ettirdiğinde karşısına çıkan olumsuz sağlık tablosu.


Ekmeği hayatımızdan çıkarmakla sağlığımızdan oluyoruz desenize.

Karbonhidrat grubunun en değerli besini olan ekmeği diyetten çıkarmak, sizi uzun vadede kalitesiz bir yaşam tarzı ile karşı karşıya bırakır. Bu yüzden vücutta ekmek yoksunluğu hissetmemek gerek. İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş. Biz diyetisyenler sağlıklı kilo kaybetmek isteyen bireylerin mutfağına gidiyoruz. Sağlık, mutfakta başlar. Türk mutfağında ekmek vardır. Bir de bir aileye nasıl “Ekmek tüketme, her gün et ye” diyebilirsiniz ki! Asgari ücretle geçinen aileler var. Her akşam, balıkla, etle, tavukla nasıl beslenecek? Türk insanı ekmek parası için çalışır. Türk insanının bir ekmek kavgası vardır. Ekmeği hayattan çıkaramazsınız. En fazla, ekmeğin o mutfakta olması gereken çeşidine ve miktarına karar vermeliyiz. Lütfen mutfağınızda sağlığınız için tam buğday, çok tahıllı, çavdar, kepek, yulaf vb. esmer ekmekleri bulundurmaya özen gösterin. Bu ekmekler sağlığınızın baştacı.
 

 


Ekmeğin beyazını mı hayatımızdan çıkaracağız?

Evet, beyaz ekmek değil, esmer ekmek tüketeceğiz. Beyazlaştırılmışını değil, doğadan geleni yememiz gerek. Tam buğday, bulgur, esmer pirinç, makarna, kara buğday, çavdar, yulaf, kepek vb. tahıllar bize toprak ananın armağanı. Bu besinlerin hepsi posadan ve B grubu vitaminlerden zengin, glisemik indeksi düşük besinler. Bu besinler kişiyi hem bedenen hem ruhen mutlu eder.

Ekmeğin de bir sınırı olmalı herhalde.

Kilo ve sağlık yönetimi için yasak yok. Miktar ve porsiyon bilinci önemli. Yani, kilo probleminiz varsa günlük beslenme planınızda ne kadar ekmek tüketmeniz gerektiğini mutlaka diyetisyenden öğrenmelisiniz. Şu kadarını söylemeliyim: Günlük beslenme programının yüzde 50-55’ini karbonhidratlar oluşturmalı. Karbonhidratlar, toprakta yetişen besinlerdir: Tahıllar, sebzeler, meyveler, kuru baklagiller... Sağlıklı bir diyet programında karbonhidratlar yüzde 40’ın altına kesinlikle düşürülmemeli.
 

 


“Bir kadın günde en az 8 dilim ekmek tüketmeli”

Kadın ve erkekte gereken karbonhidrat miktarı aynı mı?


Her bireyin günlük karbonhidrat ihtiyaç yüzdesi aynı. Ama erkekler ve kadınlar arasında günlük metabolik hız arasında fark var. Bu yüzden tükettikleri besinlerin miktarı da birbirinden farklı oluyor. Erkekler, kadınlardan daha fazla besin tüketerek zayıflayabiliyor. Ekmek için bir ortalama verirsek, bir kadın günde 8-12 dilim ekmek tüketmeli. Erkek ise 10-16 dilim... Bunun içine makarna, bulgur da giriyor ama diyet, kişiye özeldir. Herkese aynı ölçüleri veremezsiniz. Akşam canınız, annenizin dolmasından istediyse, yemelisiniz. Ama her şeyin dengesi olmalı tabii.

Formda görünüyorsunuz. Siz nasıl besleniyorsunuz?

Bende reaktif hipoglisemi (kan şekerinin düşmesiyle ortaya çıkan tatlı ihtiyacı) var. Günde 7-8 öğün yemem gerekiyor. Güne 06.45’te başlıyorum, 07.00’de kahvaltı ediyorum. 21.00’de de akşam yemeğimi yiyorum. Yatmadan 2 saat önce de mutlaka bir şeyler yerim. Gün içinde de 2 saatte bir atıştırırım, hiç aç kalmam. Günlük ekmek tüketimim de 8-12 dilim arasında değişir.
 

 


Facebook’ta ‘Diyette Ekmeğime Dokunma’ hareketini başlattınız. Nasıl gidiyor? Derdinizi anlatabiliyor musunuz?

Sağlıklı beslenme ve diyetle ilgili doğru bilgiler vermeye özen gösteriyoruz. Hareketimizi 462 diyetisyen destekliyor. Sadece diyetisyenler değil, diyetisyen öğrenciler ve değerli hocalarımız da bu hareketi gönülden destekliyor. Besin yasaklaması tıbbi bir gerekçe olmadan asla uygulanmamalı. Zayıflama diyetlerinde kişinin sağlık durumuna ve enerji gereksinimine göre bazı besinlerde sınırlandırmalar yapılabilir. Bunun dışında, hele ekmek söz konusuysa, mutlaka tüketilmeli. Bu kadar değerli bir besinin yasaklanmasına gösterdiğimiz tepkiyi, facebook’ta başlattık.

Ortak görüş; diyette ekmeğin yasaklanmasının yasaklanması gerektiği! Ayrıca bir sosyal sorumluluk projesi olarak gerçekleştirdiğimiz ‘Sıfır Kalori’ adında tek sayfalık bir gazetemiz var. Bu gazetenin amacı, kişileri abur cubur bilgilerden korumak. Artık toplum gitgide diyet yaparak kilo alıyor! Buradaki hataları keşfetmek ve bu konuda halkı bilinçlendirmek ise diyetisyenlerin görevi.

Olmazsa olmaz...

Ekmek...

- ... diyetlerin baş tacıdır!

- ... iştah kontrolünü sağlayan en önemli besindir!

- ... enerji metabolizmasını destekler!

- ... içeriğindeki B grubu vitaminlerle merkezi sinir sistemini destekler!

- ... geri dönüşümsüz kilo verdirir!

- ... içerdiği posa ile sindirim sistemini destekler ve dolaylı olarak metabolizmayı hızlandırır

(08.10.2011 Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)
 

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ