Sağlıklı yaşam ve beslenme uzmanı diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, diyetle verilen kiloları geri almadan mutlu ve özgür bir yaşam sürmenin kalıcı, çağdaş ve pratik yolları olduğunu vurguladı. İşte o yollar....
Fazla kilolarınızı bin bir zahmetle verdiniz, artık aynanın karşısında eskisi gibi umutsuzca vakit harcamıyor, istediğiniz her giysinin içine rahatlıkla sığabiliyorsunuz. Ama tekrar kilo alma korkusu da zihninizi için için kemiriyor. Çünkü diyet sonrasında birçok kişinin aynı kabusu yaşadığını, uzun sürede verdikleri kiloları hızla geri aldıklarını, kısacası bütün o zahmetli çabalarının boşa gittiğini biliyor ve haklı olarak, aynısının kendi başınıza da gelmesini hiç mi hiç istemiyorsunuz.
Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, diyet ve incelme sonrası alınan kiloların nedenini şöyle açıklıyor:
"Birçoğumuz diyet yapmayı eziyet olarak görür. Öncelikle bu fikri zihinlerden temizleyip, yerine 'daha sağlıklı bir yaşam için diyet yapmayı' yerleştirmek gerekir. Bunun için de, diyet yapılan süreçte besin kaynaklarının içerdikleri maddelere dikkat edilmesi şarttır. Kişi, diyet yapmayı sağlıklı yaşam biçimi olarak algılamayı öğrenememişse, bu süreç içinde kendisini kısıtlanmış hisseder ve diyet biter bitmez de sağlıksız bir 'özgürlük' duygusu yaşar. Bu da kişiyi diyet sürecinde yasak olan her şeyi tüketme çılgınlığına iter. Tüketim arttıkça, doğal olarak kilo da artar."
Kanar, bu yanıltıcı özgürlük duygusunun, yıkıcı bir yeme tutsaklığına dönüşmemesi içinse çok pratik yöntemler öneriyor:
Diyet sonrası kilo korumanın kolay yolları
Yemek istediğiniz besinleri, her gün değil de haftada iki veya üç kez tüketin. Böylece, hem sevdiğiniz besinlerden uzak kalmazsınız, hem de kilonuzda herhangi bir artış olmaz. İşte, asıl özgürlük o zaman başlar!
Satın almak istediğiniz besin maddesinin kimliğini inceleyin!
Nasıl sizi tanımlayan bir kimliğiniz varsa, besinlerin de birer kimliği vardır. Satın aldığınız besin maddelerinin arka yüzlerinde bulunan etiketlerde ürünün içerdiği maddeler, kalori miktarı, şeker, yağ ve protein oranına ilişkin bilgiler bulunur. Bu bilgileri incelemeyi alışkanlık haline getirdiğinizde, o ürünü satın alıp almama konusunda çok daha bilinçli hareket edersiniz.
Açlık krizinizi önleyin!
Günde 3 ana öğün, iki-üç saatlik aralıklarla da 4-5 ara öğün yiyin. Kişinin kendi yaşam şekline ve sağlığına uygun olarak oluşturulan beslenme saat dilimleri ile açlık krizleri önlenerek vücudun düzenli çalışması sağlanır. Bu sayede, kilo verme ve kilo kontrolü çok daha etkin bir şekilde sağlanır.
Kaloriyi dengeleyin!
Vücudun dengesini sağlamak en önemli konulardan birisidir. Diyelim ki, haftanın bir iki gününde fazla miktarda yağlı besinler tükettiniz. Dengeyi sağlamak için aynı haftanın diğer günlerinde örneğin kahvaltınızdan zeytini çıkararak, pilav yerine ekmeği tercih ederek ya da yemeklere kattığınız yağı biraz azaltarak kalori dengesini hiç aç kalmadan dengelemeniz mümkündür.
Hareketli olun!
Diyet sırasında yaptığınız yürüyüşlere ve sporlara, diyet sonrasında da devam edin. Spor ve yürüyüşü diyet sonrasında yaşam biçiminiz haline getirin!
Bol su için!
Öğünler öncesinde içeceğiniz bir bardak ılık su tokluk hissi yaratır ve daha az yemeniz konusunda sizi destekler. Su içmek her yaş grubunda önemlidir; bunu hiç unutmayın.
Tabağınıza az yemek koyun!
Tabakta yemek bırakmamak gerektiği düşüncesini zihninizden atın. Bunun yerine, tabağınıza az yemek koymayı alışkanlık haline getirin.
Kişi strese girdiğinde durum genellikle şöyle seyreder: Bulunduğu durumun farkında olmasına rağmen, asıl stres kaynağını yok ederek çözüme gitmek yerine, kolay olanı tercih edip kontrolsüz gıda tüketimine yönelir. Bunun farkında olun ve stresliyken gereğinden çok yemek isterseniz şöyle düşünün: "Bu yemek bitince ne olacak? Tamam, bana anlık bir rahatlık veriyor ama çözüm üretmiyor. Hatta kilo almama ve sağlığımın bozulmasına neden oluyor."