Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sağlık Uygulama Tebliği ile özel hastenelere yüzde 200'e kadar fark alma imkanı getirdiklerini hatırlatarak, diyaliz ve kanser gibi tedaviler için de bir çalışma yürüttüklerini ifade etti.
Bakan Çelik, "Son zamanlarda özel sağlık kuruluşlarının yüzde 200 fark alma imkanını getirdik. Ortadaki yatırım farklılığından dolayı. Yani bir özel hastane ile kamu hastanesini bir tutmak doğru değil. Diyaliz ve benzeri kanser gibi branşlarda fark alma imkanı olmadığı için bu talep haklı bir taleptir. Biz artışla ilgili bilim kurumlarımızın arasında uzlaşıya hazırız. Diyaloglarımız devam ediyor. Onun için yetkili sivil toplum örgütü bakanlığa gelirse bir kez daha gözden geçirip var olan sorunu çözebiliriz." diye konuştu.
Bakan Çelik, Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Ekim ayı meclis toplantısına katıldı. Burada işverenlerin sorularını cevaplandıran Çelik, önemli değerlendirmelerde bulundu. Diyalize fark ödenmesi ile ilgili bir soru üzerine Çelik, Sağlık Uygulama Tebliği ile çeşitli alanlarda cömertçe fiyat arttırdıklarını belirterek, “Sağlık giderlerimiz ilaç dahil 50 milyar lirayı bulmuş durumda. Bunun 15 buçuk 16 milyarı ilaç, gerisi tedavi hizmetlerine gitmektedir. Diyaliz bunun içinde son derece önemli bir alan. Kurum içerisinde bu fiyatları belirleyen bir komisyonumuz var. Komisyonun bu çalışmasını arkadaşlar yeterli bulmamış galiba. Bu konu değerlendirmeye devam ediliyor. Biz de mevcut fiyatların yeterli olmadığı görüşündeyiz. Ama bu yalnız diyaliz için değil, diğer alanlar içinde geçerlidir. Bunun için son zamanlarda özel sağlık kuruluşlarının yüzde 200 fark alma imkanını getirdik. Ortadaki yatırım farklılığından dolayı. Yani bir özel hastane ile kamu hastanesini bir tutmak doğru değil. Diyaliz ve benzeri kanser gibi branşlarda fark alma imkanı olmadığı için bu talep haklı bir taleptir. Biz artışla ilgili bilim kurumlarımızın arasında uzlaşıya hazırız. Diyaloglarımız devam ediyor. Onun için yetkili sivil toplum örgütü bakanlığa gelirse bir kez daha gözden geçirip var olan sorunu çözebiliriz.” diye konuştu.
"MÜFETTİŞİN İLK GÖREVİ REHBERLİK ETMEKTİR"
İşverenlerin teftiş konusunda iş müfettişleri ve mahkemelerin işçileri kolladığı ve taraflı oldukları yönündeki eleştirileri üzerine de Bakan Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Teftiş tabiî ki yapılacak. Ama biz eğitimlerde hep söylüyoruz, teftişte asıl rehberliktir. Vatandaş bütün mevzuatı bilmeyebilir. Müfettişin görevi çok tehlike arz etmeyen hususlarda rehberlik görevini yapmak ve yanlıştan işletmeyi çıkartmak. Ama bazı arkadaşlarımız maalesef rehberlik görevini unutarak, bazen acımasız girişimlerde bulundukları bize geliyor. Biz bunları kabul etmiyoruz, açık söylüyorum. Teftişin amacı işletmenin rayına girmesidir. Hukuksuzluğa eğer ısrar edilirse o zaman tabiî ki müfettiş olarak yetkileri ne ise onları kullanacaktır.”
"İŞ MAHKEMELERİ İLE İLGİLİ ADALET BAKANLIĞI İLE ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR"
İş mahkemelerinde çıkan sonuçları da değerlendiren Çelik, Adalet Bakanı ile çok önemli bir çalışmayı tamamlamak üzere olduklarına işaret ederek, “Bu konuda bize gelen çok sayıda dosya var. Karşılıklı yaşanan sorunların çözümü konusunda, ilgililerle dosya bazında ilgileniyoruz ve ne gibi bir çıkış yolu bulunabilir bunun peşindeyiz. ‘İşçi mağdurdur, haklıdır, işverenin nasıl olsa bir imkanı vardır veri versin’ gibi bir yaklaşım değil, hukuk devletinde adalet esastır. Kim haklıysa o hakkını almalıdır. Burada mevzuatla ilgili bir sıkıntı var mı, ona bakıyoruz. Adalet Bakanımızla birlikte çözüme kavuşturmak noktasındayız.” sözlerini dile getirdi. Mesai ücretleri ile ilgili bir soru üzerine de Çelik, şikayetlerin genelde ‘verilmedi’ diye yapıldığını dile getirdi. Ele aldıkları dosyalardan bazılarının da bu konuyla ilgili olduğunun altını çizen Çelik, iş dünyasına büyük mali yükler geldiğini belirterek, bu konunun da Adalet Bakanı ile görüşülen maddelerden olduğunu söyledi.