Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, ciddi sorunlara yol açan diyabetin, pankreas bezinin salgıladığı insülin hormonunun eksikliği ya da kullanılamaması sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden bir metabolizma hastalığı olduğunu söyledi. Hastalığa ait belirtileri, çok su içme, çok idrara çıkma, çabuk yorulma, halsizlik, görmede bulanıklık, zayıflama ve kaşınma şeklinde sıralayan Prof. Dr. Yılmaz, diyabetten korunmak için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Diyabet riski yüksek olan grupların ailesinde diyabet olanlar, kilolu insanlar, gebelik diyabeti olanlar ve iri bebek dünyaya getirenler, yüksek tansiyonu olanlar, kan yağları yüksek olanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, bu tür kişilerin belirli aralıklarla açlık ve tokluk kan şekerlerini ölçtürmesi gerektiğini vurguladı.
Erken tanı konan hastaların doğru tedavi ile yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebileceklerine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, "Geç tanı konan ya da yanlış tedavi edilen hastalarda ise kısa dönemde koma, uzun dönemde organ hasarları görülür. Bugün erişkin yaşlarda sonradan oluşan körlüklerin birinci nedeni diyabettir. Diyaliz hastalarının üçte biri diyabetlidir. Bacak kayıplarının kangrene bağlı en büyük nedeni diyabettir. Ayrıca kalp krizleri ve felçlerin oluşumunda önemli bir paya sahiptir.
Diyabet teşhisi konan bir hastanın, yeme içme alışkanlıkları ve yaşam biçimi değişmesi gerekiyor. Hasta yeni bir yaşam biçimine 'diyabetik yaşam biçimine' adapte olması lazım. Diyabetik yaşam biçiminde hasta günlük beslenme planlamasını öğrenmeli düzenli egzersiz yapmalı, kendisine insülin iğnesi yapmayı, haplarını düzenli kullanmayı, kan şekerini ölçmeyi ve nihayet çeşitli durumlarda hastalığı için gerekli önlemleri alarak diyabetini kontrol altında tutmayı öğrenmelidir." diye konuştu.