Deprem bölgesinde hayat kurtaran doktorlar

Trabzon'dan depremzedelerin yaralarını sarmak için Kahramanmaraş'a giden gönüllü doktorlar, yaptıkları çalışmayla hem hayat kurtardı hem de gönüllere dokundu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Trabzon'dan bölgeye gönüllü giden doktorlar, yaralıların hayatını kurtarma mücadelesinin yanı sıra her cana dokunabilmek adına da adeta seferber oldu. Dinlenme aralıklarında sahaya inen doktorlardan Acil Tıp Uzmanı İsmail Erdem: "Oradaki insanlara, çalışan diğer sağlıkçılara bir küçük yardımımız olduysa, destek çıkabildiysek ne mutlu"

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından Trabzon'da farklı hastanelerde görevli sağlıkçılar, gönüllü olarak depremin 5. gününde Kahramanmaraş'a gitti. Bölgenin ihtiyaç durumuna göre kent merkezi ve ilçelerinde görevlendirilen doktorlar, depremzedelerin yaralarını sarmak adına 6 gün, gece gündüz demeden çaba sarf etti.

Yaralıların tedavilerini yapan, ihtiyaç duyulan hastaların da ameliyatlarını gerçekleştiren doktorlar, moral, motivasyon ve manevi destek anlamında da adeta seferber oldu.

Dinlenme aralıklarında da kronik hastalar için sahaya inen doktorlar, köy köy dolaştı.

- "Nöbeti olmayan arkadaşlar sahada çalıştı"

Acil Tıp Uzmanı Dr. İsmail Erdem, AA muhabirine, doktor arkadaşı Hatice Nur Karatepe ile Elbistan ve Göksun bölgesinde görev yaptığını söyledi.

Göksun Devlet Hastanesi ağır hasarlı olduğu için oradaki bir anaokulunun alt tarafını acil servise çevirip hastalara müdahale ettiklerini anlatan Erdem, gruplara bölünerek, kendilerine ulaşamayan hastalara da ulaşmaya çalıştıklarını belirtti.

Erdem, acilde de dönüşümlü çalıştıklarını aktararak, "Nöbeti devrettiğimiz zamanlarımızda Elbistan Devlet Hastanesine yardıma gittik. Orada nöbet tuttuk. Aynı gün sabahında orada 08.00'de nöbetten çıkıp 09.00'da Göksun'da nöbete devam etmeye başladık." dedi.

Ekipteki herkesin günde 1-2 saatlik uykuyla aralıksız çalıştığına dikkati çeken Erdem, "Nöbeti olmayan arkadaşlar sahada çalıştı. Çadıra çıktı, köylere çıktı, yaralıları toplayıp geldi. Ambulansta çalıştı. Sonrasında da biraz istirahat edip nöbete yeniden devam etti." diye konuştu.

Dr. Erdem, palyatif hastalar ile kronik hastalığı olan ve oksijene ihtiyaç duyan hastalara da ulaşıp ilaç ihtiyaçlarını karşıladıkları kaydederek, "Oradaki insanlara, çalışan diğer sağlıkçılara bir küçük yardımımız olduysa, destek çıkabildiysek ne mutlu. İnşallah böyle bir afeti tekrar yaşamak durumunda kalmayız." ifadesini kullandı.

- "Dışardan birilerinin geldiğini görmesi onlara bir umut ışığı oluyor"

Genel cerrahi uzmanı Opr. Dr. Orhan Şahin de yaşanan büyük felaketin ardından kendisinin de gönüllü olarak Kahramanmaraş'taki üniversite hastanesinde görev yaptığını ifade etti.

Kendisinden önceki ekip arkadaşlarının işin büyük yoğunluğunu üstlendiklerini aktaran Şahin, "Biz gittikten sonra depremin geç döneminde ortaya çıkan yaralanmalar, genel cerrahi alanı için travmanın yarattığı mide, bağırsak delinmeleri ya da stresin yarattığı safra kesesi, mide bağırsak problemlerinin oluşturduğu vakaları ameliyat ettik. Ayrıca yaralanmalara müdahale ettik." dedi.

Şahin, çok sayıda hastaya müdahale ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Oradaki sağlık çalışanları da sonuçta depremzedeler. Depremzede oldukları için kendi yaraları var, kendi yakınları var. Bunlarla ilgilenmek zorunda kaldıkları için dışarıdan giden insanların onların yanlarında olduklarını hissetmeleri onlar için de büyük bir teselli kaynağı oldu. Sadece arkadaşlarımızın değil, vatandaşların bile dışardan birilerinin geldiğini görmesi onlara bir umut ışığı oluyor."

- "Allah bir daha milletimize böyle şeyler yaşatmasın"

Ortopedi Uzmanı Opr. Dr. Salih Ergün de Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesinde 5 gün boyunca sabaha kadar çok sayıda ameliyata girdiğini anlattı.

Bölgede şahit olduğu mucize ve diyalogları da unutamadığını dile getiren Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:

"Orada birçok acı vardı. Yanımıza gelip teşekkür eden bir vatandaşımız, daha dün eşini toprağa verdiğini, oğlunun enkazdan kendi çabalarıyla çıktığını anlattı. Şunu dedi 'Ağlayamıyorum, sevinemiyorum da çok karmaşık duygular içerisindeyim.' Bize teşekkür etti. Manevi olarak bu bize fazlasıyla yetiyordu zaten. Allah bir daha milletimize böyle şeyler yaşatmasın."

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ