Tıp Bayramı etkinliği kapsamında Van'da düzenlenen etkinlikte konuşan Başbakan Davutoğlu, hekimlerin emekli maaşının arttırılacağını, hekimlere yönelik sözlü şiddete de yaptırım getirileceğini söyledi.
TEHDİT VE HAKARETE DE TUTUKLAMA: Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ciddi önlemler alıyoruz. Hazırladığımız genelge ve eylem planıyla sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan hasta ve hasta yakınları, kolluk güçlerinin yetkisinde olan gözaltı uygulamasına maruz kalacaklar. Sağlık çalışanlarımızın maruz kaldığı şiddet olaylarında yaşadıkları travmanın en aza indirilmesi için de tedbirler alıyoruz. Bu tür olaylarda yasal işlemlerin takibi amacıyla ifadelerin çalıştıkları sağlık tesisinde alınmasına yönelik gerekli tedbirleri, kararları aldık.
İçişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanacak protokol ile sağlık tesislerinden ve özel güvenlik personeli koordinasyonundan polisimiz doğrudan sorumlu olacak. Sağlıkta şiddet olaylarının yüzde 70'ini sözel şiddet kapsamında tehdit ve hakaretin oluşturduğunu tespit ettik. Bu durumdan da sağlık çalışanlarımızı korumak amacıyla TCK'da yapılacak düzenlemeyle sağlık çalışanlarına yapılacak tehdit ve hakaret suçlarında var olan tutuklama yasağını kaldırıyoruz. Yani hizmet eden, şifa dağıtmaya çalışan sağlık çalışanlarına tehdit ve hakaret edenler de tutuklama cezası alacaklar.
Sağlık Bakanlığı hastaneleri yanında üniversite ve özelde çalışan tüm personele yönelik işlenen şiddet fiilleri, memurlara karşı işlenen suçlar gibi ceza artırımına tabi olacak.
HEKİMLERİN EMEKLİ AYLIKLARI ARTACAK: Sağlık çalışanlarımızın özlük haklarına yönelik iyileştirici düzenlemeler yapıyoruz. Kamudan emekli olan hekim ve diş hekimlerinizin emekli aylıklarının, devlet memurlarına göre düşük kaldığının farkındayız. Yapılan yasal düzenlemeyle hekim ve diş hekimleri için emekli aylıklarının 2 bin 100 liradan 3 bin 100 liraya, uzman hekimlerde ise 2 bin 580 liradan 3 bin 250 liraya çıkarılmasını sağlayacağız.
"YÜREĞİMİZİN YARISI DOĞUDA YARISI BATIDA"
Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
* Aramıza hiçbir şey sokamazlar. Bu milletin birbiriyle, devletin milletiyle buluşmasına hiçbir şey engel olamayacak.
* Bizim yüreğimizin bir yarısı doğuda, bir yarısı batıdadır. Yüreğimizin her biri diğeri kadar aziz ve mukaddestir. Batının derdi sıkıntısı bizi ne kadar ilgilendiriyorsa, doğununki de o kadar ilgilendiriyor. Bize oy versin, vermesin her vatandaşımızın hükümeti, her vatandaşımızın son direngi noktasıyız. Bütün Türkiye'nin emanetini omuzlarımızda taşıyoruz.
* Türkiye bu zor günleri geride bırakacak. Türkiye barıştan, kardeşlikten, özgürlükten vazgeçmeyecek. Demokrasi ve hukukla birlikte kalkınacağız. Hepimiz bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız. Ülkemiz güçlüyse, vatandaş olarak güçlüyüz.
"AMBULANSA SİLAH DOĞRULTAN İNSAN OLAMAZ"
* Sağlık personelimiz hayatlarının pahasına öyle bir hizmet veriyor ki her türlü takdiri hak ediyorlar. Hain terörist saldırıda şehit olan kardeşlerimizin hatıralarını hiçbir zaman unutmayacağız.
* Ambulansa, cankurtarana silah doğrultan insan, insan mıdır? Taşıdığı kişinin kim olduğunu bilmiyorsunuz. Bunlara insan demek mümkün değildir. Hastaneye saldıranlar insan değildir. Cizre Devlet Hastanesi'ne bir günde 20 roket atıldığını söylemiyorlar. Bunlar insan mıdır? Bu alçak ruhlar hangi insani değerleri temsil edebilirler?
"ANNEM DE DOKTORA YETİŞTİRİLEMEDİĞİ İÇİN ÖLDÜ"
* Bütün imkanlarımızla sağlık personelimizin güvenliği için önlemler alıyoruz. Bizim bütün bu gayretlerimize rağmen teröre destek verenler, yaralılara hizmet vermediğimizi iddia ettiler. Biz yaralanmış hiçbir insanı yardımdan mahrum etmeyiz. Bir suçu varsa, sağlıklı bir şekilde hukuka teslim ederiz.
* Benim rahmetli annem de Konya'da, Torosların dağındaki bir köyde doktora yetiştirilemediği için öldüğünde ben 4 yaşındaydım. Bu tecrübeleri yaşamış kişiler olarak bugünkü gelişmeler karşısında duygulanmamak mümkün değil. Kimse aç değil, açıkta değil, sahipsiz, kimsesiz değil. Türkiye sağlıkta böyle bir noktaya geldi ki acıları konuşmuyoruz. "
"VAN'I NASIL YENİDEN İNŞA ETTİYSEK..."
* Nasıl deprem felaketinden sonra Van'ı kısa bir sürede, 28 bine yakın yeni konut inşa ederek yeniden ihya etmişsek, Silopi'nin her sokağını, Cizre'nin her sokağını, Sur'un her taşını koruyacak ve yeniden inşa edeceğiz. Yeni Silopi, yeni Sur, yeni Cizre eskisinden daha güzel olacak. Yıkık tek bir ev bırakmayacağız.