Damarlarınızı ve kalbinizi koruyun

Günümüzde yoğun iş temposu, stresli yaşam tarzı ve sigara kullanımı gibi birçok faktör atardamar hastalıklarına zemin hazırlıyor.

Risk faktörlerine dikkat edilmediği ve zamanında önlem alınmadığı takdirde atardamar hastalıklarına pek çok rahatsızlık da eşlik edebiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ali Tabakan, atardamar hastalıkları ve risk faktörleri hakkında bilgi verdi.

Atardamarlarda ani gelişen pıhtı ve tıkanmalarda erken girişimler hayat kurtarıcıdır

Vücutta temiz kanı dokulara götüren damarlara “atardamar”, dokulardan kirli kanı kalbe getiren damarlara da “toplardamar” denir. Kalpten büyük bir atardamar çıkar ve bu damar kalpten yukarı doğru çıktıktan hemen sonra kalbin kendisine dallar verir. Kalpten yukarı doğru ilerlerken kollara ve başa dallar vererek aşağıya döner ve birçok organa dallar vererek bacaklara doğru ilerler.

Atardamarlarda ani gelişen pıhtı ile tıkanmalar olabilir. Kalp ritim bozukluğu, kalp kapak hastalığı, daha önceden atardamarları daraltan bir hastalığın varlığı, atardamar balonlaşmaları, pıhtılaşmayı artıran hastalıkların varlığı, travma gibi nedenlere bağlı olarak pıhtı ile tıkanmalar görülebilir. Ani gelişen tıkanmalarda, hastalığın yeri ve durumuna göre acil olarak damar açıcı girişimlerde bulunmak gereklidir. Bu girişimler ilaç tedavisi veya cerrahi girişim şeklinde olabilir. Bu durumda hastalığın erken döneminde doktora ulaşılmasının hayati önemi vardır.

Organ kaybına neden olabilir

Atardamar hastalıklarında rahatsızlık; kalp, böbrek gibi organlar olmak üzere birçok damarı tutabilir. Atardamar hastalıkları, risk faktörleri ortadan kaldırılmadığı ve tedavisi yapılmadığı sürece ilerleyici özelliğe sahiptir. İlerleyen hastalık, damarı zamanla ciddi derecede daraltarak ya da tamamen tıkayarak, bu durumdan etkilenen organ veya dokunun kaybına ya da fonksiyon bozukluğu/kaybına neden olabilir.

Atardamarı daraltan hastalıkların risk faktörlerinden korunun

Atardamarlarda darlıklar sıklıkla görülür. Atardamarı daraltan hastalıklar için risk faktörleri genel olarak : Lipid metabolizması bozuklukları (kolesterol, trigliserid) diyabet (şeker hastalığı), sigara, ailesel yatkınlık, ileri yaş, hareketsiz yaşantı ve strestir. Bu hastalıklarda tüm damar sistemlerinde tutulmalar olabilmektedir. Kalp, boyun, karın ve bacak damarlarında darlıklar görülebilmektedir.

Boyun damar darlıklarında felç olma riski var

Boyun damar darlıkları olan hastalar genellikle baş dönmesi, gözlerde kararma gibi şikayetler ile nöroloji kliniğine başvurmaktadırlar. Bazen ilk bulgu felç olabilmektedir. Bacağı tutan atardamar hastalığında ise yürürken bacakta yorgunluk, ağrı ve kramplar olabilir. İlerleyen vakalarda geceleri yatarken de kramplar ve ayakta yaralar oluşabilir. Risk faktörlerinden uzak kalarak ya da risk faktörleri olan kişilerin düzenli hekim kontrolüne gitmesi ile hastalık aşamaları kontrol altına alınarak istenmeyen durumlardan korunma olanağı vardır.

Atardamar hastalığına bağlı sorunlardan korunmak için düzenli kontrollerinizi yaptırın

Atardamar darlıklarında hastalıklı bölge temizlenerek ya da bypass edilerek ameliyat yapılmaktadır. Bypass, yapay damar ya da kişinin kendinden damar alınarak yapılabilir. Atardamar darlıklarında bu damarların bypass yapılması hastalığı ortadan kaldırılmamakta, tıkanıklığın arkası ile önü arasında yeni yol oluşturulmaktadır. Bu hastalıklarda ameliyat olsun ya da olmasın hastalarda damar daralma sürecini (ateroskleroz) yavaşlatacak ya da durduracak tedaviler düzenlenmektedir.

Önerilen tedavilere uyulmadığı sürece özellikle tütün tüketiminde hastalık ilerleyerek ameliyatla yerleştirilen yeni damarı da tıkayabilmektedir. Tıkanan yeni damar için ek cerrahi girişimler gerekebilir ve her yeni cerrahi girişimde başarı oranı azalmaktadır. Uygun hastalarda damar içinde balon şişirilerek darlıklar açılabilmektedir. Ayrıca atardamarlarda balonlaşmalar (anevrizma) görülebilir, bu balonlaşmalar ilerleyerek damarın yırtılmasına neden olabilir. Hayatı tehdit edici bir durumdur ve ani kan kaybı ile ölüme neden olabilir. Bu durumda hastalar sıkı takip edilmeli tansiyon kontrol altına alınmalıdır.

Manşetler

DUYURU-4