Erdoğan, Academic Hospital Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, açılışını yaptıkları Academic Hospital'ın Üsküdar'lılar başta olmak üzere tüm İstanbul'lulara ve millete hayırlı olmasını diledi.
Engin tecrübesi ve nitelikli hekim kadrosuyla Türkiye'nin lider sağlık kuruluşlarından biri olan hastanenin, çeyrek asırdır bölgede hizmet verdiğini belirten Erdoğan, Üsküdar eski adliye binasını geçen yıllarda bünyesine katan, böylece yaklaşık tabanda 12 bin metrekareye oturan ve büyüklüğü itibarıyla da 20 bin metrekareyi bulan 20 milyon liralık bir yatırımla bugün bambaşka çehreye kavuşan bir hastanenin söz konusu olduğunu ifade etti.
Erdoğan, Academic Hospital'ın adeta 5 yıldızlı otel konforunu aratmayacak odalarıyla, 87 yatak kapasitesiyle, 50'si profesör, 15'i doçent, 15'i uzman hekim olmak üzere 350 sağlık personeliyle farklı bir hastane olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en yeni teknoloji ve yüksek standartlar ile donatılan hastanenin, şifa kaynağı olarak tüm insanlığa hizmet edeceğine inandığını dile getirdi.
Kanuni Sultan Süleyman'ın "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözünü hatırlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kanuni Sultan Süleyman'ın bu ifadesi, insan sağlığına, insan hayatına verilen önemin ne denli büyük olduğunu, adeta Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'yi bir sağlıklı nefese feda edebilecek kadar önemseyen bir devlet adamı anlayışı dünyada yok ama ecdadımız bunu göstermiş.
Ben 15 Temmuz gecesi yaşananları ki 33-34 yaralı buraya getirilmiş. Bu tabii çok önemli bir durum. Buraya gelenlerden bir polis kardeşimiz, Haydarpaşa Numune'ye götürüldü, orada şehit oldu. Diğerleri burada tedavi edildi. Aramızda da tedavi edilen kardeşlerimiz var. Seferber olmaları, bunun en güzel ispatı olmuştur. Ben de bundan dolayı gerek Neşe Hanım'a gerekse tüm ekibine, şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum."
- "Hastanelerimizin kapısı, insanımıza hiçbir zaman kapalı olmayacak"
Yola çıktıklarında, 2003'ün başında göreve geldiğinde çalışma arkadaşlarıyla Bakanlar Kurulu'nda sağlık alanını hep hep konuştuklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu işin bedeli olmaz. Hastanelerimizin kapısı, bir defa insanımıza hiçbir zaman kapalı olmayacak. Hasta kapıdan asla döndürülmeyecek. Önce atacağımız adım dedik, devletin değişik birimlerde hastaneler var, değişik bakanlıkların kendilerine ait hastaneleri var. Bunların hepsini tek çatı altında toplayacağız. Önce bu adımı attık. Bunları tek çatı altında topladık. Bu, işin ilk etabıydı. İkinci etap, arzu eden özel hastaneler olursa, onlarla da bizler devlet olarak anlaşma yapalım ve iş birliği halinde kamu-özel onların da devlet nasıl hastasına bakıyorsa, özel sektör de baktığı zaman bedelini Sosyal Güvenlik Kurumundan almak suretiyle burada da bu süreci işletelim dedik. Buna katılan ve katılmayan hastaneler oldu. Katılanlarla şu anda devlet iş birliği yapmış vaziyette. Bu süreç de işliyor. Sağlıklı mı işliyor sağlıksız mı? Eksikler yok değil, var tabii. Zaman zaman bu devletten kaynaklanıyor, zaman zaman özel sektörden kaynaklanıyor. Geneli itibarıyla iyi yürüyor."
- "Eskiden hastane ziyaretleri dahi çileydi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yeni yüzüyle hizmete aldıkları hastanenin Türk sağlık sektörünün standartlarının 14 yılda nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından oldukça önemli olduğunu ifade etti.
Sadece Sağlık Bakanlığı ve üniversitelere bağlı kurumlar değil, özel sektör kuruluşlarının da kendileriyle yarıştığını bildiren Erdoğan, "Günü kurtaran kısa vadeli projeler yerine, burada olduğu gibi uzun vadeli yatırımlara giriliyor. Hastanelerimiz alanlarının en iyi uzmanlarını istihdam ederek, vatandaşlarımızla birlikte Avrupa'dan Ortadoğu'ya kadar tüm bölgeye hizmet veriyorlar. Burası Harvard ile iş birliği yapıyor. Harvard kolay kolay gelip de geçmişte buralarla böyle bir iş birliğine girer miydi ama şu anda giriyor. Bu adımlar artık atılıyor. Ben inanıyorum ki bu çok daha kapsamlı bir şekilde gelişecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Amerikalı bir grupla Bezmialem Hastanesinin aynı şekilde böyle bir adım attığını aktaran Erdoğan, bu çalışmaların gelişerek devam ettiğini söyledi.
Vatandaşların teşhis ve tedavi için başka ülkelere gittiği dönemlerden, aynı amaçla başka ülkelerden Türkiye'ye gelinen günlere ulaşıldığını belirten Erdoğan, vatandaşların artık özel bir hastaneden hizmet almak için servet ödemek, büyük borçların altına girmek, hatta rehin kalmak zorunda olmadıklarını dile getirdi.
Bunların eski Türkiye'de kaldığını ifade eden Erdoğan, "Eskiden bırakın teşhisi, tedaviyi, hastane ziyaretleri dahi bir çileydi. Hastanelerde uzman doktordan vazgeçtik, pratisyen bir hekim bulmak büyük bir sıkıntıydı. Şu an ise ülkemiz hastanelerinde 141 bin doktor görev yapıyor. Tıp fakültelerimizde eğitim alan 71 bin gencimiz var." dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesinin fahri doktora unvanı tevdi törenine katıldığını hatırlatan Erdoğan, bu üniversitenin sadece sağlık alanında öğrenci yetiştireceğini, dolayısıyla tıp fakültelerinden yetişecek öğrencilerle bu açığın çok seri şekilde kapatılması gerektiğine işaret etti.
Doktorların hemşirelerin, sağlık memurlarının kalitesinin çok önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, bunu 10 sene içinde başaracaklarına inandığını, dünyanın, özellikle bölgenin gelip gittiği yerin Türkiye olacağını vurguladı.
Erdoğan, yardımcı sağlık personeli olmak için eğitim görenlerin sayısının da 100 binin üzerinde olduğunu kaydetti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlık alanında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla hizmetleri daha kaliteli hale getirecekleri, vatandaşı mağdur etmeden, ellerindeki imkanı, bütçeleri en iyi şekilde kullanarak, kaliteyi artıracakları bir döneme geldiklerini belirterek, "Yani erişim açısından büyük mesafeler kat ettik ama sağlık hizmetlerinde el ele vererek, sağlık camiası, sağlık ailesi olarak daha kaliteli hale dönüştüreceğimiz bir dönemdeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen Academic Hospital Açılış Töreni'nde konuşan Akdağ, Türkiye'ye hizmet edecek değerli bir özel sağlık kuruluşunun yeni binasının açılış töreninin yapıldığını ifade etti.
Bakan Akdağ, 2003 yılında başlayan serüvenlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyük desteğiyle sağlık açısından bugün çok doğru, güzel bir yere geldiğini ifade etti.
Uzunca bir süredir, yaklaşık 5 yıldır Harvard Halk Sağlığı Okulu ile birlikte çalıştıklarını, bu anlamda bir grup oluşturduklarını ve dünyanın çeşitli ülkelerinden önce sağlık, sonra da maliye bakanlarının bir araya getirildiğini aktaran Akdağ, şöyle devam etti:
"5 yıl içerisinde, yaklaşık olarak dünyanın çeşitli ülkelerinden 95 bakanla çalıştık. Bugün Rabbime şükrederek ifade ediyorum ki artık dünya Türkiye'de sağlıkta dönüşüm programının nasıl başarıldığını, kişi başına yalnızca 550 dolar gibi bir meblağ harcayarak bu kadar mükemmel sağlık hizmetleri verildiğini konuşuyor, bunu öğrenmeye çalışıyor. 2002'de akademiden gelerek politikaya geldiğim günleri hatırlıyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız, o zaman Genel Başkanımız ve Başbakanımız. Bize bir talimat vermişti. Bu talimat aslında basit, yalın ama aynı anlamda da çok kıymetli bir talimattı. Bu ülkede yaşayan tüm insanlar sağlık hizmetine erişecekler, sağlık hizmetini alırken mağdur olmayacaklar, şöyle bir ifadesi de olmuştu ki ben daha sonra onu çok kullandım, (Bir hastanenin önünde, en son hastanın ıstırabı dinene kadar, bizim ıstırabımız dinmez)"
- "Paydaşlar olarak birlikte çalışmamız lazım"
Bakan Recep Akdağ, sağlıkta dönüşüm programının böyle bir ruhun üzerine, insanı bu kadar önemseyen, öne alan bir anlayışın üzerine bina edildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"2016 yılına geldik. Bugün Türkiye'de insanlarımız sağlık hizmetlerine ulaşıyor, erişebiliyor, iyi bir sağlık sigorta sistemimiz var. Gerek Sağlık Bakanlığına, kamuya bağlı hastaneler, gerek üniversite, gerekse özel hastanelerimiz, vatandaşlarımıza birlikte hizmet ediyor ama geldiğimiz noktada yine Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla sağlık hizmetlerini daha kaliteli hale getireceğimiz, vatandaşımızı mağdur etmeden, elimizdeki imkanı, bütçeleri en iyi şekilde kullanarak, sağlık hizmetlerinde kaliteyi artıracağımız bir döneme geldik. Yani erişim açısından büyük mesafeler kat ettik ama sağlık hizmetlerinde el ele vererek, sağlık camiası, sağlık ailesi olarak daha kaliteli hale dönüştüreceğimiz bir dönemdeyiz. Biliyorum ki yine değerli Cumhurbaşkanımızın destekleriyle, bizler paydaşlar olarak, yani sektörün tüm parçaları olarak, gerek aile hekimleri, gerek hastanede çalışan arkadaşlarımız, yöneticiler, gerek ilaç sektörü, gerek tıbbi medikal sektörü hep birlikte bu ülkede, güzel Türkiye'mizde sağlık hizmetlerini, inşallah dünyada belki de ilk ona giren, ilk beşe giren bir seviyeye birlikte yükselteceğiz. Bunu yapmaya muktedir olduğumuzu, Cenab-ı Hakkın izniyle bunda muvaffak olacağımızı biliyorum. Paydaşlar olarak birlikte çalışmak lazım, birlikte gayret etmek lazım ve geldiğimiz noktayı yeterli görmeyerek, geldiğimiz noktada tespit ettiğimiz bazı eksikleri bir kere daha gözden geçirerek, yola devam etmek gerekiyor."
- "İnsanlar o gece canlarını ortaya koydular"
Türkiye'nin birçok hastanesinde, özellikle Ankara ve İstanbul'da 15 Temmuz'da, 24 saatlerini uykusuz, gaziler için geçiren tüm sağlık çalışanlarına da bir kez daha teşekkür eden Akdağ, "O gece farklı bir geceydi. 2 bin 200 yaralı gazimizin, birkaç saat içerisinde Ankara ve İstanbul'daki hastanelere getirildiklerini düşünün. Gerçekten ne kadar iyi organize olursanız olun ki sağlık sistemimizin böyle bir reaksiyon kabiliyeti, şükürler olsun bugün var." dedi.
Akdağ, ne kadar iyi organize olunursa olunsun insanlar yüreklerini ortaya koymazsa yine de birçok sıkıntının çıkmasının mukadder olduğunu aktararak, "Ama insanlar o gece yüreklerini koydular. Elbette yüreklerini koyacaklardı çünkü o hastanelere getirilen kardeşlerimiz canlarını ortaya koymuşlardı. Bizim de sağlık ailesi olarak buna iştirak etmemizden daha tabii bir şey olamazdı. O gün Türk milletinin yüreği hep birlikte atıyordu. 80 milyon vatandaşımızın, içindeki çok küçük hain güruh hariç, yüreği birlikte atıyordu. Şükürler olsun ki yine Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, o büyük belayı defetmeyi bu millet başardı. Ben bir kere daha sağlık camiasına 15 Temmuz ve sonraki günlerde gazilerimize gösterdiği şefkat, yakınlık, alaka için teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.