Çocuklarda Kabızlık Sadece Beslenmeyle Alakalı Değil

Çocuklarda sıkça görülen kabızlık sorununun sadece beslenme ile ilgili olmayacağını ifade eden Doç.

Çocuklarda sıkça görülen kabızlık sorununun sadece beslenme ile ilgili olmayacağını ifade eden Doç. Dr. Burhan Aksu, sosyal ve kültürel nedenlerin de etken olabileceğini söyledi. Aksu ayrıca çocuklarda kabızlık ve tedavi yöntemleri hakkında da detaylı bilgilendirmelerde bulundu.

Çocuklarda en sık görülen sorunların başında kabızlık geliyor. Pek çok ebeveyn çocuklarındaki bu durumdan yakınırken; minikler kabızlık yüzünden şiddetli ağrılar yaşayabiliyor. Kabızlığın iki günden daha geç dışkılama, dışkının çok sert olması, kaka yaparken zorlanma, ağrılı ve sert kaka yapma olarak tanımlandığını söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü'nden Doç. Dr. Burhan Aksu, "Her gün kaka yapmasına rağmen ağrılı ve sert dışkı yapan çocuklar da kabız olarak değerlendirilmelidir. Dışkılama sayısı çocuğun yaşı ile değişiklik gösterir. Bebeklerde günde 4-10 arası dışkılama olabilirken daha büyük çocuklarda beslenme türü ve diyet ile alakalı olarak dışkılama sayısı azalır ve daha ileri yaşlarda günde bir kez dışkılamaya döner" dedi.

En sık anne sütü alan çocuklarda görülebiliyor

En sık neden anne sütü alan süt çocuklarda ek besinlere geçiş döneminde ya da tuvalet eğitimine uyum sürecinde kabızlığın ortaya çıkabileceğini söyleyen Doç. Dr. Aksu şöyle devam etti:

"Anne sütü alan çocuklarda ve tuvalet eğitim sürecinde yaşanan kabızlık durumu geçicidir. Bunun dışında tedavi gerektiren kabızlık nedenleri altta yatan bir hastalığa bağlı olarak organik nedenler olabileceği gibi, en sık karşılaşılan durum olan fonksiyonel nedenler de olabilir. Fonksiyonel kabızlığı dışkı tutma eylemi olarak tarif edebiliriz. Altta yatan organik bir neden yoktur. Çocuklardaki kabızlığın en önemli nedenidir. İstemli olarak kakasını tutan ya da yapmayan çocuklarda görülür. Ailesel, çevresel, sosyal ve kültürel nedenlerle ortaya çıkar. Çocuğun sosyal hayatına etki eden önemli bir olay olan aileden ayrılma ve sosyal hayatı etkileyen okula gitme, bakıcı sorunları, kardeşleri ile uyumsuzluk, arkadaşları ile uyumsuzluk, okul başarısızlığı, ev dışında hijyenik nedenlerle tuvalete gitmek istememe, bilgisayar ve televizyon başından ayrılmama gibi sosyal nedenlerle çocuk dışkısını tutar. Rektum denilen bağırsağın son kısmında biriken dışkı zamanla sertleşir ve katılaşır. Zorlukla dışa atılır. Bu esnada makat çevresinde çatlaklar oluşur. Bu çatlaklar daha sonra ağrılı dışkılamaya neden olur ve bu ağrı nedeni ile çocuk dışkı yapmaktan korkar ve rektumda biriken dışkı daha da sertleşip istemli olarak atılması güçleşir. Bu şekilde kısır döngüye giren bir durum ortaya çıkar. Rektumda biriken dışkı istemsiz olarak zaman zaman taşar şekilde iç çamaşıra bulaşır ve istemsiz dışkılama tablosu ortaya çıkar. Bu durum devam ettiği takdirde dışkılamada rol alan sinir ve kaslar tembelleşir ve olay zor tedavi edilen bir sürece girer. Doğuştan olan anatomik bozukluklar, bağırsak sinir dokusu hastalıkları, mide-bağırsak sistemi hastalıkları, endokrin hastalıklar, sinir sistemini tutan hastalıklar, bağ ve kas dokusu hastalıkları gibi çok çeşitli organik nedenler sayılabilir ancak bunlar nadir olarak kabızlık nedeni olarak tanı konulan hastalıklardır."

Tedavi nedene göre belirlenir

"Doğumdan itibaren dışkı alışkanlığı ve kontrolü ile ilgili tam bir öykü alınmalıdır" diyerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Aksu ayrıca, " Doğuştan itibaren olan kabızlık genelde altta yatan Hirschprung Hastalığı gibi organik bir nedeni düşündürür. Daha ileri yaşlarda ortaya çıkan kabızlık ise öncelikle fonksiyonel bir nedeni düşündürür. Düşünülen nedene yönelik olarak tam bir fizik muayene ile birlikte görüntüleme tetkiklerinden, bazı durumlarda biyopsilerden faydalanılır. Öncelikle kabızlık nedeni ile makatta çatlak benzeri durumlar oluşmuşsa bunların tedavi edilmesi gerekir. Eğer rektumda sertleşmiş gayta mevcutsa lavmanla rektum ve bağırsakların boşaltılması gerekebilir. Kabızlık nedeni olabilen Hirschprung Hastalığı, makat darlığı ya da diğer organik nedenler tespit edilmişse nedene yönelik tedavi planlanır. Ayrıca fonksiyonel kabızlık nedeni olabilecek sosyal ve psikolojik durumun düzeltilmesi gerekir. Bunun için doktor, aile ve çocuk arasında çok iyi bir diyaloğun kurulması gerekir. Bu konuda hem aileye hem de çocuğa iyi bir bilgilendirme yapılmalıdır" şeklinde konuştu.

Tuvalet alışkanlığının kazandırılması önemli

Bu süreçte tuvalet eğitiminin de önemine vurgu yapan Aksu, "Kabızlık nedeni ile bağırsaklar tembelleşmiş ve duysal sinirler zayıflamıştır. Bu nedenle tuvalet alışkanlığının yeniden kazandırılması için çocuğa her yemekten sonra ve özellikle da sabah kahvaltısından sonra tuvalete gitmesi ve en az 10 dakika tuvalette oturarak duysal sinirlerin tekrar etkin hale getirilmesi amaçlanır. Gün içinde dışkılama ihtiyacı hissettiğinde bekletmeden tuvalete gitmesi önerilir. Tuvalette pantolon ve donu tamamen çıkartılır ve klozete oturan çocukların ayaklarının altına yükseltici tabure konulur. Böylece ideal bir dışkılama pozisyonu alınmış olur" dedi.

Bol lifli besinler tüketilmeli

Kabızlık sorununa karşı beslenme ile ilgili de önerilerde bulunan Aksu, "Yumuşak dışkının sağlanması için bol posalı, lifli ve bol sıvı içeren diyet düzenlenir. Akdeniz mutfağı yemekleri ve bol sebze ve kabuklarıyla birlikte meyve yemesi sağlanmalıdır. Ayrıca işlenmiş gıdalardan kaçınmak kabız olmayı engelleyen önemli bir beslenme yöntemidir" dedi.

Doktor önermedikçe ilaç kullanmayın

Son olarak ilaçlar konusunda da uyarılarda bulunan Aksu, "Bağırsakların çalışmasını sağlamak ve dışkı birikimini önlemek için müshil, dışkı yumuşatıcı ilaçlar önerilebilir ancak bunlar doktor tarafından önerilmedikçe bilinçsiz bir şekilde kullanılmamalıdır. Çocuklarda kabızlık mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Tedavide geç kalınmamalıdır. Tedavi edilmediği takdirde büyüme gelişme geriliği, psiko-sosyal sorunlar, kaka kaçırmanın neden olduğu uyum sorunları, sert dışkının neden olduğu makat çatlakları ve bunlara bağlı makat kanamaları ciddi sorunlar oluşturabileceğinden tedavide erken davranmalı doktor, aile ve çocuk her zaman iletişim halinde olmalıdır" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Manşetler