‘Çocuğum doktor olsun’ anlayışı değişmedi

Türkiye’deki ebeveynlerin yarısı ‘çocuğunun kendisini mutlu hissedeceği değil, çok kazandıran işlerde çalışmasını’ istiyor. En başta ise yüzde 28 ile doktorluk var

Gelişen teknoloji, yeni iş fırsatları ve artan girişimcilik imkânlarına rağmen, Türkiye’de ebeveynlerin ‘çocuklarının gelecekteki meslekleri’ hakkındaki düşünceleri yıllardır değişmiyor. Neredeyse her 10 ebeveynden 3’ü, çocuklarının doktor olmasını istiyor. Araştırma kuruluşu GfK ve DigitalTalks iş birliğiyle, Türkiye’de 15 ilde bin 237 kişiyle, gençlerin meslek seçimlerine ilişkin anket yapıldı. Buna göre araştırmaya katılan her 3 kişiden biri, ailelerin gençleri meslek seçimleri konusunda yönlendirmesi gerektiğini düşünürken, katılımcıların yüzde 40’ı, son kararın gençlere bırakılması gerektiğini belirtti. Ailelerin hiç karışmaması, tamamen özgür bırakması gerektiğini ifade edenlerin oranı ise yüzde 30’u buldu.

İYİ KAZANDIRSIN

Her 2 ebeveynden biri için ‘çocuklarının mesleklerinin maddi olarak iyi kazandırması’ en temel tercih kriteri olarak ortaya çıktı. Ebeveynlerin yüzde 48’i ise, ‘gelecekte revaçta bir meslek olması’ gerektiğini dile getirdi. Bunu yüzde 42 ile ‘’itibarlı bir meslek olması”, yüzde 22 ile ‘’şu anda bu mesleklerde çalışana ihtiyaç olması”, yüzde 5 ile ‘Türkiye’deki koşullara bağımlı olmayan global bir meslek olması’, yüzde 5 ile ‘ailenin mesleği olması’ kriterleri takip etti.

TATİLİ ÇOK OLSUN

Katılımcıların sadece yüzde 5’i çocuğunun yabancı dil öğrenmesini sağlayacaklarını ifade etti, yüzde 16’sı da meslek seçimlerine uygun okula göndermeyi planladıklarını aktardı. Ebeveynlerin yüzde 28’i “Çocuğunuzun öncelikli olarak hangi mesleğe yönelmesini tercih edersiniz?’’ sorusuna ‘doktor’ karşılığını verdi. Yüzde 21’i avukat, hâkim ya da savcı olmasını istediğini ifade etti. Bu meslek gruplarını yüzde 17 ile mühendislik, yüzde 12 ile öğretmen ya da akademisyen izledi. Bu meslek gruplarında tatil imkânlarının çok olması da dikkat çekiyor.

Artan gelir mutluluk getirmiyor

Gelir ile mutluluk arasındaki ilişkiye yönelik çalışmaları bulunan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Şeker “Gelir, belli bir noktaya kadar mutluluk getiriyor, devamında sağlanacak gelir artışı ise mutluluğu yükseltmiyor. Fazla gelire sahip ülkeler, mutluluk sıralamalarında her zaman ön sıralarda bulunmuyor” dedi. Ülkelerin geliri arttıkça mutluluk seviyesinin de artacağı iddiasının, ancak adil bir gelir dağılımının olduğu, işsizlik ve enflasyon oranlarının düşük seyrettiği ülkelerde kabul edilebilir olduğunu ifade eden Şeker, şunları söyledi: Dünya Mutluluk Raporu’nun sonuçlarına göre en büyük ekonomiye sahip G20 ülkeleri arasından sadece 4’ü, mutluluk sıralamasında ilk 20’de görülüyor. Bireysel gelirin artması da sürekli olarak mutluluğu beslemiyor. Nobel ödüllü iktisatçı Deaton’un yaptığı araştırmaya göre, ABD’de en fazla mutluluğun sağlandığı ortalama gelir, yıllık 75 bin dolar. Bu gelirin üstüne çıkıldığında mutluluk seviyesinin artmadığı da ortaya çıktı.

Görsel Kaynak: Depositphotos

Manşetler

DUYURU-4