Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Taner Canatar, cinsellikle ilgili yanlış beklentiler ve inançların kadınların cinselliğe karşı tutum ve davranışlarını olumsuz etkilediğini söyledi. Canatar, toplum kuralları, kültür, ahlaki değer ve sosyal çevrenin birey ve çiftlerin cinsel yaşamı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ifade ederek, bu nedenle hem kadın hem de erkeklerin cinselliğe olan ilgilerinin değişkenlik gösterdiğini anlattı.
'Milenyum Çağı'nda olduğumuzu hatırlatan Canatar, buna rağmen çocukluk dönemi baskı altında geçen, cinselliğin ya da cinsel istek ve arzuların ifade edilmesini ayıp ve günah olduğunu düşünen kadın ya da erkek sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekti. Cinsel arzu ve isteklerin açığa çıkarılmasının erkekler için 'sapıklık', kadınlar için ise 'ahlaksızlık' olarak algılanabildiğini vurgulayan Canatar, "Oysaki cinsel istekler, arzular ve fanteziler, çiftin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için vardır ve mutlu birlikteliklerin yaşanması, çiftin birbirinden uzaklaşmaması, aldatmaların yaşanmaması, beden ve ruh bütünlüğünün korunabilmesi için oldukça önemli" dedi.
Canatar, cinsellikle ilgili yanlış beklentiler ve inançların kadınların cinselliğe karşı tutum ve davranışlarını olumsuz etkilediğinin altını çizdi. Kadının cinsel arzularını ve partnerinden istediklerini ifade etmesinin 'ahlaksızlık' olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 61 olduğuna işaret eden Dr. Canatar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yani toplumun önemli bir kısmı hala kadınların cinsel isteklerinin olamayacağına, cinsel yaşama aktif olarak katılım gerçekleştiremeyeceklerine, haz alan, haz veren ve paylaşan taraf olmaması gerektiğine inanıyor. Bu nedenle kadınlar cinsel istek ve arzularını ifade ederlerse ahlaksız kadın veya kötü kadın olacaklarını ya da reddedileceklerini düşünüyor ve bu yüzden susmayı tercih ediyor." Cinsel istek ve arzuların dile getirilmesiyle ulaşılan cinsel mutluluğun kişinin yaşam kalitesinin en önemli belirleyicilerinden birisi olduğunu ifade eden Canatar, aşk ve cinsel bir yakınlık için güçlü bir cinsel özgüven gerektiğinin altını çizdi. Canatar, özgüvenin sağlanabilmesi için çiftin isteklerini ve problemlerini ertelememesi, tabuların üzerine gitmesi, güçlü ve saydam bir bağ oluşturması, arzu ve isteklerini ya da sorunlarını karşılıklı olarak açık bir şekilde konuşmaktan çekinmemesi gerektiğini anlattı.
"Unutulmamalıdır ki, mutlu cinsellik ancak kadın ve erkeğin karşılıklı tatminiyle mümkün" diyen Canatar, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ancak her konuda olduğu gibi cinsellikte de problemler olabilir. Önemli olan bu problemleri dile getirerek çözebilmek. Bu nedenle her birey, partnerine mutlu bir cinsellikten beklentisinin ne olduğunu açıkça anlatmalı. Bu konuda dikkat edilmesi ve özen gösterilmesi gereken en önemli noktalar; reddedilmeyi göze alarak istek ve arzuları talep etmek, talep edilen ve yerine getirilen arzu ve istekleri bir armağan gibi görmek, dünyanın en güzel armağanını almış gibi mutlu olmak ve bunu partnere göstermek."