"Canından kuşkusu olan insan can kurtaramaz"

Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu:"Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, başta sağlık hizmeti sunmakta olan sağlık personeli olmak üzere sağlık hizmetine ihtiyaç duyan herkesi ve tüm toplumu ilgilendirmektedir"

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, toplumu ve sağlık sektörünü oluşturan tüm paydaşların, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet karşısında söz ve eylem birliği içinde olması gerektiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığınca "Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu İller, Sağlık Kuruluşları Ödül Töreni, İl Koordinasyon Toplantısı" Marriot Otel'de düzenlendi. 

Toplantının açılışını yapan Sare Davutoğlu, tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladı. Burada sadece Başbakan Davutoğlu'nun eşi olarak değil, sağlık çalışanı olarak da bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye'de bir ölçüde sarsılmış olan hasta hekim güveninin, bu tür çalışmalarla takviye ve yeniden tesis edileceğine, varoluşsal bir ilişki olan hekim-hasta ilişkisinin olması gereken zemine bu çalışmalar vasıtasıyla tekrar kavuşacağına inanıyorum" dedi. 

Davutoğlu, her hekimin mesleğe girişinde farklı hikayesi olduğunu, annesinin de doğumda hayatını kaybettiğini anlatarak, "Ben de kadın doğumcu olmayı küçük yaşlarda kafama koymuştum. Daha ilkokul yıllarında da çok başarılı bir cerrah olan amcamı kaybettim ve o amcamın arkasından mahsun olan aile fertleri kadar, hastalarının da ne kadar onun yokluğunu hissettiklerini ve onu ne kadar aradıklarını fark ettim. Çok şükür, bu imkana da kavuştum" diye konuştu.

Kendisinin de hekim olduğunu ve mesleğini yerine getirmeye çalıştığını dile getiren Sare Davutoğlu, bir hastasının doğumunu yaptırdıktan sonra programa geldiğini söyledi. 

- "Şiddet riskinin fazla olduğu alanlarda güvenlik önlemleri artırılmalı"

Hekimlerin şiddete maruz kaldığına işaret eden Davutoğlu, kadın doğum uzmanlarının da acil servislerde çalıştığını ve bu nedenle şiddetle karşılaşma ihtimalinin fazla olduğunu söyledi. 

Sare Davutoğlu, şiddetin önlenebilmesi için herkesin el birliği ile çalışması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"2013 yılında, Ersin Arslan'ın vefatından bir hafta sonra toplanan ve TBMM'de çok güzel bir çalışma yapan sağlıkta şiddetle ilgili komisyonun, gerçekten güzel önerileri ve tespitleri oldu. Onlardan birkaçını paylaşmak istiyorum. 

Sağlık çalışanına psikolojik veya fiziksel şiddet uygulanmasının önlenmesi için gereken her türlü hukuki ve idari tedbir, eksiksiz olarak alınmalıdır. Bunun İç Güvenlik Yasası'nda da karışlığını bulduğunu biraz önce öğrendik. Şiddet uygulayan kişinin, hemen tutuklanması, şiddet uygulayanların birden fazla çoklu kişi tarafından uygulanması durumunda tutukluluk süresinin, gözaltı süresinin uzatılmasının yer aldığını öğrendik. 

Yine Komisyonun diğer önerilerinden bir başkası, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet başta sağlık hizmeti sunmakta olan sağlık personeli olmak üzere, sağlık hizmetine ihtiyaç duyan herkesi ve tüm toplumu ilgilendirmektedir. Bu nedenle tüm toplumun ve sağlık sektörünü oluşturan tüm paydaşların, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet karşısında söz ve eylem birliği içinde olması gereklidir."

Davutoğlu, "bu eylem ve söz birliğinin henüz sağlanamadığını", bu konuda daha fazla çalışılması gerektiğini vurguladı. 

TBMM'nin ilgili komisyon raporuna göre, kamu-özel sektör ayrımı yapılmaksızın tüm sağlık kurumlarında standart bir şiddet yönetim politikası oluşturulması ve uygulanması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, "Bu, şu anda gerçekleşmiş durumda. Aramızda bulunan şiddete uğramış sağlık çalışanlarına kamu otoriteleri tarafından her türlü hukuki ve diğer desteklerin yapıldığını biliyoruz" şeklinde konuştu.

Sare Davutoğlu, raporda ayrıca sağlık kurumlarında risk değerlendirmesi yapılarak, şiddet riskinin fazla olduğu alanlarda güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğinin vurgulandığını dile getirdi. Sorunun sadece güvenlik tedbirlerinin artırılarak çözümlenemeyeceğini belirten Davutoğlu, temelde mevcut sorunların çözümüne yönelik çalışmaların şiddetle mücadelede başlangıç noktası olması gerektiğini ifade etti.

Sare Davutoğlu, sağlık hizmetinin hasta ve sağlık çalışanı ile bir bütün olduğunu belirtti.

Sistemden kaynaklanan sorunların tek nedeninin sağlık çalışanı olmadığının altını çizen Davutoğlu, "Sisteme ait sorunların, hizmeti veren ile hizmetten faydalananların ortak çabası ile düzeltilebileceği vurgulanmalıdır. Bence bu gerçekten çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.

- "Haberlerde korku kültürünün beslenmemesi amaçlanmalı "

Sare Davutoğlu, sağlıkla ilgili haberlerin kamuoyu ve sağlık çalışanlarına yönelik algının oluşmasında son derece etkili olduğunu vurgulayarak, Komisyonun bu noktada da bir takım tavsiyelerde bulunduğunu söyledi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlık haberciliğinin ayrı bir uzmanlık alanı olarak kabul edilmesi, yazılı ve görsel medya organlarında uzmanlaşmış sağlık muhabiri istihdamının sağlanması, medyada sağlık danışmanlığına gereken önemin verilmesi gerekmektedir.

RTÜK başta olmak üzere ilgili kurumlarca sağlık konusunda çıkan haberlerin doğruluğu ve tarafsızlığı konusunda denetim yapılmalıdır.

Haberciler açısından öncelikle zarar vermeme ilkesinin göz önünde bulundurulması, kamu yararının ve bilgilendirme işlevinin ön planda tutulması, haberde bilgilendirme, tarafsızlık ve nesnellik ilkelerine dayalı habercilik anlayışına sahip olunması, haberlerde korku kültürünün beslenmemesi amaçlanmalıdır."

Hekimlerin, tedavide oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle zaman zaman basında hedef haline gelebildiği değerlendirmesinde bulunan Sare Davutoğlu, "Bu nedenle basının bilgilendirilmesi ve adaletli bir şekilde haber yapılmasının önemine inanıyorum" dedi. 

Davutoğlu, "haberlerin yanı sıra televizyon dizilerinde de sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti teşvik edici ve şiddeti bir sorun çözme yolu olarak gören yayınlardan kesinlikle kaçınılması gerektiğine" işaret etti. Programlarda, dizi film, reklam ve film senaryolarında, sağlık kurumları, hastalık, sağlık ve sağlık çalışanları konusunda doğru mesajlar verilmesi gerektiği görüşünü ifade eden Davutoğlu, medyanın kitle eğitimindeki rolü nedeniyle şiddeti önlemeye yönelik eğitici yayınlar yapması gerektiğine dikkati çekti. 

Sare Davutoğlu, "Hekimliğin ve diğer sağlık mesleklerinin, insanın sağlıklı yaşama hakkına hizmet eden kutsal meslekler olduğu da mutlaka anlatılmalıdır" diye konuştu. 

"Şiddete karşı sıfır tolerans" sloganıyla hareket ettiklerini anımsatan Davutoğlu, 14 Mart Tıp Haftası'nın tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve tüm Türk halkını topyekun bir seferberlik şeklinde yeniden hekim-hasta ilişkisini doğru zemine oturtmak, sağlık çalışanlarını şiddetten korumak ve tüm sağlık çalışanlarına destek olmak konusunda yeni bir duyarlılığa başlangıç olması temennisinde bulundu.

- "Canından kuşkusu olan insan can veremez, can kurtaramaz"

Görevi başındayken şiddet sonucu hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan'ın eşi Sibel Arslan da kısa bir konuşma yaptı.

Eşinin ölümü sonrası aynı acıyı hala hissettiğini ifade eden Arslan, "Bugün eşimin doğum günü. İlk nefesimizden son nefesimize kadar yanımızda bulunan, can veren hekimlere şiddet uygulamayalım. Can şüphesi olan, canından kuşkusu olan insan can veremez, can kurtaramaz. Hekimlerimize, sahip çıkalım" diye konuştu. 

Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanlığınca, "Altın Bebek Dostu İlleri" kategorisinde yer alan 29 ilin il halk sağlığı müdürlerine, anne sütünü teşvik etmek ve başarılı emzirme uygulamalarını hayata geçirmeleri nedeniyle ödül verildi. 

Manşetler