Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2023 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusuna ilişkin, "Şu anda yaş şartını kaldırırsak, prim gün sayısı ve hizmet süresi tutan yaklaşık 1,5 milyon kişi var." dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin: (2) "(EYT) Şu anda yaş şartını kaldırırsak, prim gün sayısı ve hizmet süresi tutan yaklaşık 1,5 milyon kişi var"

"(Amasra'daki maden kazası) Patlama olmadan önce saat 11.00 civarında bir fan bozulmuş. Fan bozulduktan sonra değerlerde farklılaşma ortaya çıkmış. Ne yapılması lazım? İşletmenin hemen işi durdurması lazım"

Bilgin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Üretim Sürecine Katılım Projesi'ne ilişkin bilgi veren Bilgin, bu yıl 50 bin kişiyi kapsayacak projenin başarıyla sürdürüldüğünü ve gelecek yıllarda daha da geliştirilip yaygınlaştırılacağını anlattı.

Pasif iş gücü politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bilgin, salgın döneminde yaklaşık 37 milyar lira kısa çalışma ödeneği aktardıklarını söyledi.

Vedat Bilgin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sosyal devlet olduğuna işaret ederek, "Biz işverenlere düşman değiliz. Sermayeye düşmanlık yapmayız. Ama sermayenin emekçi düşmanlığını yapmasına müsaade etmeyiz. Bunu bir ilke olarak, sermayenin emekçi düşmanlığı yapmasının karşısında Türkiye Devleti vardır, Türkiye'nin hukuku vardır." ifadesini kullandı.

- "SGK'nin 952 milyar lira gelir, 1 trilyon 40 milyar lira gideri var"

Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) emeklilik ve sağlık alanlarında hizmet verdiğini anımsatan Bilgin, sağlık ve sosyal güvenlik giderlerinin bakanlık bütçesinin en önemli giderlerinden olduğunu belirtti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"SGK'nin 2022'de 952 milyar lira geliri var. 1 trilyon 40 milyar lira da gideri var. 88 milyar açığımız var. Rakamsal olarak bakıldığında büyük bir açık görünüyor. Öncelikle şunu hatırlatayım, bizim gelirin gideri karşılama oranı yüzde 91'dir. Bir de milli gelire oranına bakmak lazım. Burada çok ciddi sorun yok. Birkaç yıldır uygulanan ve önümüzdeki yıl çıkmayı düşündüğümüz götürü bütçe uygulamasında Sağlık Bakanlığının da giderleri var. Dolayısıyla aslında sistemin çok kötü olmadığını, özellikle emeklilik sigortası sistemimizin gayet dengeli bir şekilde yürüdüğünün altını çizmek isterim."

Emeklilik sisteminin önemine değinen Bilgin, devlet olarak vatandaşların emekliliklerini de düşünmeleri gerektiğini dile getirdi.

Bilgin, 3600 ek göstergede özellikle emeklilik dönemini kolaylaştıracak kapsayıcı düzenleme yaptıklarını belirterek, "Bazı grupların 'Kapsamın dışında kaldık, yeterince istifade edemedik' diye şikayetleri var. Bunların da taleplerini dikkate alıyoruz, gerekirse bunlarla ilgili düzenleyici yeni çalışmalar yapmaya da açık olduğumuzu ifade etmek isterim." diye konuştu.

- "EYT'yi aralık ayı içerisinde Meclis'e takdim edeceğiz"

Bazı milletvekillerinin kendisine EYT konusuna ilişkin sorular yönelttiğini anımsatan Bilgin, şöyle devam etti:

"Aralık ayı içerisinde Meclis'e takdim edeceğiz. EYT ile ilgili bilinen, ezberlenmiş yanlışlar var. İsterseniz o yanlışları biraz düzelterek işe başlayalım. O yanlışlardan biri şu; 'Milyonlarca EYT'li var...' Bu milyonlarca EYT'li 5 milyondan başlıyor, 8 milyona kadar çıkıyor. Bunlar doğru değil. Rakamla ilgili size bilgi vereyim. Şu anda yaş şartını kaldırsak, emeklilikte yaşı bekleyenlerin sayısını tahmin edebilir misiniz? Prim gün sayısı, hizmet yılı şartları duruyor. O şartları kaldıramayız. Şu anda yaş şartını kaldırırsak emekli olabilecek, şartları dolduran 1,5 milyon insan var. Buradan bir çıkış politikasının ortaya konulması için bir çalışma yapılmıştır. Yeni yılda uygulanacaktır. Bugün Meclis'e getirilmesiyle, önümüzdeki hafta getirilmesi ya da daha sonraki hafta getirilmesi arasında hiçbir fark yoktur. Zaten 2023'te uygulanacaktır. Cumhuriyet'in 100. yılında bu sorun da çözülecektir."

EYT'lilerin büyük çoğunluğunu SSK primi ödeyen 4A'lıların oluşturduğunu ve yüzde 87'sinin bir işte çalıştığını bildiren Bilgin, EYT düzenlemesinin çıkmasıyla özel sektörün kıdem tazminatı sorunuyla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

Bakan Bilgin, konunun taraflarının taleplerini değerlendirdiklerini, yol haritalarını belirlediklerini aktardı.

- "Madenlerdeki teknolojik dönüşümü gerçekleştirmemiz lazım"

Maden kazalarının bitmesi gerektiğini vurgulayan Bilgin, "Dünyadaki verilere baktığımız zaman, Türkiye'deki iş kazaları en önemli sorunumuzdur. Neden Türkiye'de iş kazaları en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir? Bunun birinci sebebi, bir teknolojik gerilik var. Madenlerdeki teknolojik dönüşümü gerçekleştirmemiz lazım." görüşünü paylaştı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden kazasına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kaza olmadan 2 gün önce bitirmişler, raporlarını yazıyorlarmış. Müfettişler oradaydı. Ben ilave müfettişler görevlendirdim. İş güvenliği mevzuatına uygun elemanlar görevlendirdim ki aynı zamanda maden mühendisi. Onların raporları geldi. Bu raporlar kamuoyuna farklı şekillerde yalan yanlış yansıdı. Bütün bunları değerlendirdiğimiz zaman, madende patlama olmadan önce saat 11.00 civarında bir fan bozulmuş. Fan bozulduktan sonra değerlerde farklılaşma ortaya çıkmış. Ne yapılması lazım? İşletmenin hemen işi durdurması lazım. Suçlamak için söylemiyorum ama tabloyu görmek için... Oradaki kusurları yargı sürecine intikal etmiştir. Bizim müfettişlerimizin tuttuğu raporlar da savcılığa intikal etmiştir."

Olaya ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda da bazı problemlerin olduğunu dile getiren Bilgin, "Yanlışlardan biri, maden örgütlenmesi içerisinde MAPEG denilen bir yapı var. Enerji Bakanlığımızın bünyesinde yani Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü. Onun değerlendirmelerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin altında vermiş. Sanki oraya bakarsanız Çalışma Bakanlığının bir müessesesiymiş gibi. Belki bilmedikleri için veya sehven yaptıkları bir yanlış olabilir. Bir başka yanlış da şu, hava değerlerini ölçerken işçilerin soluk alması için ölçülen bir değer var, bir de madende patlama, yanma gibi tehlike oluşturabilecek muhtelif partikülleri ölçmek için bir hava değeri var, onlar ikisini birbirine karıştırmışlar. Bütün raporlar, veriler, buradaki suçluları, sorumluları cezalandıracaktır." dedi.

- "İşletme müdürüne bağlı iş sağlığı ve güvenliği olmaz"

Vedat Bilgin, bu sorunlar karşısında aktif tavır almak gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu konuda bir önerim var. Bunu yasa teklifi olarak da hazırlayıp Meclis'e göndereceğiz. Uygulamada kurumsal bir sorun var. Kurumsal bir örgütlenme sorunu var. Nedir o; bizdeki İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün madenlerde denetim yapma yetkisi yok. Denetim yapma yetkisi kimde? Kamu işletmelerinde doğrudan doğruya idareye bağlı bir mekanizmada. İşletmenin bizzat kendi içinde iş güvenliği ve sağlığı müdürlüğü var, onda. Buradaki sorun şu, işletme müdürüne bağlı iş sağlığı ve güvenliği olmaz. Onun otoritesi altında düzenleme yapamaz. Çok önemli bir şeyden bahsediyorum.

Bir başka sorun daha var. Bütün işletmeler, sadece madenler değil, özel bir kuruluştan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti satın alıyorlar. Satın aldıkları hizmetin parasını kim ödüyor? Patron ödüyor. Patronların ya da işletmelerin ödediği iş sağlığı ve güvenliği müessesesi işleyebilir mi? Bu geçtiğimiz yıllarda uygulanmış. Bunun uygulanabilirliği, pratik faydasının olmadığı açıkça ortadadır. Ben bir kanun teklifi hazırlayacağım. Bunun değiştirilmesini öneriyorum."

Amasra'daki maden kazasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının sorumluluğunun, müfettişler üzerinden tespitler yapmak ve rapor hazırlamak olduğunu anlatan Bilgin, şu bilgileri verdi:

"Müfettişler 3 şarttan bu madenleri kapatma yetkisine sahipler. 2015'te bu madeni kapatmışız. Her yıl da bu madene ceza kesmişiz. 'Kim yeniden açtı?' sorusu basit. Bunu yargıya götürmüş maden işletmesi. Yargı kararıyla açılmış. Daha farklı bir şey yapılmış. Bunun da bilinmesini isterim. Sadece madeni işletmeye açmamışlar, madeni kapatan müfettişlere de tazminat davası açmışlar. Dava devam ediyor. Biz bu madenin sorunlu olduğunu bütün raporlarımızla ortaya koymuşuz ama o gün için bütün değerler, sürekli olarak madende şu saatte patlamıyor da bu saatte patlıyorsa orada bir değer değişmesi var. O değer değişmesiyle ilgili de bizim müfettişlerimizin tespitleri var. Ama her şeyden önce de MAPEG denilen Enerji Bakanlığı bünyesindeki yapının da bu işletmelerin ruhsatlandırılması ve işletilmesine onay verdiğinin de bilinmesini isterim."

Bakan Bilgin, Türkiye'deki iş kazalarının büyük ölçüde önlenebilir olduğunu bildiklerini ifade etti.

(Bitti)

Manşetler

DUYURU-4