Hamilelik, her kadın için doğal bir dönem olmakla birlikte; anne ve bebek sağlığı açısından beslenmenin son derece önemli olduğu bir dönemdir. Gebelik süresince, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimini sağlamak için çoğu besin öğesinin gereksinimi artar. Çalışan anne adayları beslenmenin çok önemli olduğu bu dönemde genellikle zorluk çeker. Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Yurdagül çalışan hamilelere sağlıklı beslenme önerileri sunuyor.
Anne adayının uyguladığı diyet bütünüyle yetersizse, bebeğin gelişimi bozulabilir ve bebek çeşitli sorunlarla karşılaşabilir veya aşırı besleniliyorsa beraberinde aşırı kilo alımı doğumun güçleşmesine, bebeğin iri doğmasına ve buna bağlı olarak da çeşitli sağlık risklerinin doğmasına neden olabilir.
Bütün besin gruplarının dahil olduğu yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni, artan besin öğesi gereksinimini sağlamak ve gebelik dönemini sorunsuz geçirmek için en ideal yoldur. Çalışma hayatı ve yoğun iş temposu anne adaylarının yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olabilir. Bu durumu engellemek, gebelik nedeniyle artan enerji ve besin öğesi ihtiyaçlarının karşılayabilmek için normal zamanda tüketilen besinlere ilave olarak tüketilmesi gereken besinler, miktarları ve beslenme ilkeleri şöyledir:
- Yemekler azar azar ve sık sık tüketilmeli, yaşanan kan şekeri problemleri özellikle öğün aralarında tüketilen sağlıklı besinlerle dengelenmeye çalışılmalıdır.
- Güne muhakkak kahvaltı ile başlanmalı, evde veya işyerinde farketmeksizin süt, peynir, yumurta, ekmek (kan şekeri dengesi için çavdar, tam buğday gibi ekmekler tercih edilmeli) gibi besinler muhakkak kahvaltı menüsünde yer almalıdır.
- Öğle ve akşam yemeklerinde gereksiz kalori alımı engellenmeli, özellikle fazla tüketilen ekmek, pilav, makarna gibi besinler ihtiyaç dahilinde tüketilerek, protein kaynağı (et,tavuk, balık, kurubaklagiller, yoğurt, ayran) yiyeceklerin ve sebze-salata tüketimine daha fazla önem verilmelidir. Günün bir öğününde alınamayan bu besin grubları muhakkak diğer öğünle dengelenmelidir.
- Süt, yoğurt, ekmek, peynir, kuru meyve ve yağlı tohumlar (ceviz, fındık, badem gibi) ara öğünler için tercih edilebilecek sağlıklı seçeneklerdir. Kuru meyve ve yağlı tohumlarda miktar kontrolü yapılmalı, bu besinlerinde fazladan enerji alımına neden olacağı düşünülerek avuç avuç yemek yerine sayı ile yenmesi yoluna gidilmelidir.
- Hergün 3-4 porsiyon süt ürünü tüketilmeli, süt içilemiyorsa süt yerine yoğurt, ayran, peynir, kefir veya sütlü veya yoğurtlu çorbalarla süt grubu takviyesi yapılmalıdır.
- Et/tavuk/ balık gibi besinler sağlıklı pişirilme yöntemleriyle hazırlanarak (ızgara veya fırında gibi) her gün 3-4 porsiyon olacak şekilde tüketilmeli, anne sütünden sonra en kaliteli protein kaynağı olan yumurta haftada en az 3-4 kez iyi pişmiş olarak beslenme düzeninde yer almalıdır. Sabah yapılan erken kahvaltıda yumurta tüketilemiyorsa haftasonu veya günün başka bir öğününe de ilave edilerek önerilen rakamlara ulaşılmalıdır.
- Vitamin ve minerallerin zengin kaynağı olan sebze ve meyveler 5-7 porsiyon olacak şekilde sebze yemeği, salata, sebze çorbası veya taze olarak, meyveler ise suyunu içmekten ziyade meyve olarak (özellikle kabuğu yenebilenlerde iyice yıkandıktan sonra kabuğu ile birlikte) hergün menülerde yer almalıdır. Mevsiminde meyve ve sebzeler tercih edilmeli, tazesine ulaşılamadığı durumlarda konserve ürünler yerine dondurulmuş olanları tercih edilmelidir.
- Sıvı alımı asla ihmal edilmemeli, günde 8-10 bardak su içilmelidir. Özellikle sık karşılaşılan bir sorun olan kabızlık probleminin çözümünde su tüketimi önemlidir. Bununla birlikte kabuklu meyve tüketiyor olmak, sebze ve salata tüketimine önem vermek ve oturarak geçen uzun çalışma saatleri arasında ofis içinde küçük yürüyüşler yapmakta kabızlık probleminin çözümüne yardımcı olur.