Özürlüler Kanunu’na 5 yıl önce eklenen bir madde ile illere işaret dili bilen tercümanlar atanması kararlaştırıldı. 81 ilden sadece 23’üne atama yapıldı. Fakat bu güne kadar tercümanlardan tek bir vatandaş yararlanamadı. Çünkü engelli vatandaşın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı il müdürlüklerinde görevlendirilen tercümanı yanına alabilmesi için gideceği kurumdan (hastane, adliye, noter vs) tercümana ihtiyacı olduğuna dair istek yazısı alması gerekiyor. Daha da kötüsü, son uygulama ile sözleşmeliden kadroya geçen bu tercümanların çoğu, “Sen devlet memurusun, işin masa başında, dışarı çıkamazsın” gerekçesiyle dış görevlendirmeye izin alamıyor. Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Ercüment Tanrıverdi, bu bürokrasiye isyan ediyor ve kendilerine çok destek olduğunu söylediği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e çağrıda bulunuyor: Bu yıl 80’e yakın işaret dili tercümanı daha kadroya eklenecek. Sayın Bakanımız Fatma Şahin bu konuda bize çok destek oldu. Ama şu bürokrasiye de çözüm bulmalarını istiyoruz. Ben derdimi anlatabilsem zaten tercümanı yanıma almam, istek yazısını nasıl alayım?
Sağlam adama serum
Doğduğundan beri işitme engelli bir anne babayla büyüdüğünü anlatan ve yaşanan zorlukların en yakından şahidi olduğunu belirten Tanrıverdi, “Bu insanların elleri, ayakları, akılları sağlam. İnsan için hizmet veren hiçbir kurumdan hizmet alamıyorlar. Birkaç yıl önce işitme engelli bir arkadaşımızı denemek için acil servise gönderdik. Derdini anlayamadıkları için sağlam adama serum veriyorlardı az kalsın” diyor.
Bakan’dan destek aldık
Türkiye genelinde en doğru işaret dilini bilen tercüman sayısının 300’ü bulmadığına işaret eden Tanrıverdi “Milli Eğitim , sadece halk eğitim kurslarına giden kişileri sınava kabul etmekte diretti. Bakan Şahin’in talimatıyla Mart’ta yapılacak sınava federasyonumuzun kurslarını tamamlamış arkadaşlar da girebilecek. Böylece sisteme dahil edilecek tercüman sayısı 100’ü bulacak” şeklinde konuşuyor.
İşaret diline önyargı var
Türkiye’de daha aileden işaret diline bir önyargı olduğuna dikkat çeken Tanrıverdi “1950’lerde okullarda işaret dili dersi varmış. İşaret dili öğrenen engellinin dudak okumadan geri kalacağı düşünülerek değişmiş ve anne babalarda bile o yıllardan kalan direnç var şu an. “İşaret dilini öğrenirse konuşmayı sökemez” diye. Sağlık Bakanlığı’ndan ricamız, en azından bazı hastanelerde tercüman bulundursun. Sağlık hizmetinden yararlanabilsin bu insanlar. Fatma Şahin’den de ricamız, tercüman sorununa çözüm getirilsin” diye konuştu
Özlem Yurtçu / Star Gazete