Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden emekli Prof. Dr. Tülay Kansu, "Bulanık görme şikayetlerinin altında Multipl Skleroz (MS) hastalığı olabilir" dedi.
Nöroloji uzmanı Kansu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MS hastalığının sadece erişkinlerde değil, çocuklarda da görülebileceğini söyledi. MS hastalığı hakkında bilgi veren Kansu, her görme siniri hastalığının MS anlamına gelmediğini, MS'in çeşitli sebepleri bulunduğunu belirtti. Hastalığın tespitinde belli kriterler aradıklarını dile getiren Kansu, MS'in ilk belirtisinin hastada yüzde 20 göz bulgusuyla olabildiğini kaydetti.
MS hastalarına genel sağlık tedbirlerini önerdiklerini dile getiren Kansu, "Hastalarda görülen bulanık görme şikayetlerinin altında MS hastalığı olabilir. Ani görme kaybı özelilikle erişkinlerde tek gözde, çocuklarda her 2 gözde birden başlayabilir" dedi.
Görme bulanıklığı olan hastaların mutlaka göz kontrolünden geçmesi gerektiğini vurgulayan Kansu, "Muayenede görme siniriyle ilgili bir bulgu saptanırsa bunun da bir nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi uygun bir yaklaşım olur. Korunmak için yapılması gerekenlere gelince ondan bir korunma tedbiri yok. Genel sağlık tedbirlerini öneriyoruz" ifadelerini kullandı.
- "Şeker hastalığı beyni de gözü de yakından ilgilendiriyor."
Toplumda sıklıkla görülen hastalıklardan birinin de şeker hastalığı olduğunu anımsatan Kansu, şunları kaydetti:
"Şeker hastalığında bilindiği üzere fazla kiloların olması ve genetik yatkınlık risk faktörüdür. Şeker hastalığı beyni de gözü de yakından ilgilendiriyor çünkü hastalık, damarları ve böbreği tutuyor. Bunların sonucunda da tansiyon yükselmesi ve onun beyne etkileri söz konusu. Hastalık, damar tıkanıklığı yapıyor. Göz dibinde de retinopati dediğimiz görme hücrelerinin yer aldığı tabakada, retinada değişiklikler ve özellikle damarsal bozukluklara yol açtığı için önem taşıyor. Bu nedenle şekerin kontrol altına alınarak hastaların korunması gerekir."
Kansu, hastaların göz dibi muayenesi yapıldığında bir belirti varsa ona uygun tedbirlerin alınması gerektiğine işaret ederek, hastaların sık sık kontrollerini yaptırmalarının ve ilaçlarını belirlenen doz ve saatlerde almalarının hastalığın en önemli tedbiri olduğu uyarısında bulundu.