Eskiden tatil denilince aklımıza dinlenmek ve eğlenmek gelirdi; Şimdi ise otellerin sınırsız yeme içme hizmeti sunmasıyla beraber açık büfe yemekler gelmekte. Bunun yanı sıra birçok restoran da yemek ve kahvaltı organizasyonlarında müşterilerine açık büfe sunmakta. İş dünyasında ise artık seminerler, kongreler açık büfe menüler sunan lüks otellerde, restoranlarda yapılmakta. Bu açık büfe çılgınlığına ve doyumsuzluğuna dikkat çeken Konya Özel Selçuklu Hastanesi Diyetisyeni Beyza Özkan, bu durumun bazı kişilerde kilo alımına bazı kişilerde ise psikolojik bunalıma yol açtığını belirtti. Açık büfe menülerle karşı karşıya kaldığımızda her şeyden önce sağlığımızı düşünmemiz gerektiğini belirten Dyt. Özkan, açık büfe bulunan davetlerde dikkat etmemiz gerekenleri anlattı.
Açık büfe menüler hem sağlığımızı hem nefsimizi zorluyor
Açık büfe menülerin hayatımıza sinsice girdiğini belirten Dyt. Özkan, önceleri lüks olarak görülen ve çok sık karşılaşılmayan açık büfe menülerin günümüzde neredeyse her restoranda sunulan bir hizmet haline dönüştüğünü belirtti. Çok çeşitli, çok yağlı ve çok tuzlu yemeklerin bir arada bulunduğu açık büfe menü sunulan davetlere icabet eden kişilerin hem nefsini hem de sağlığını zorlayıcı bir tabloyla karşılaştığını belirten Dyt. Özkan, açık büfe menülerin bulunduğu davetlere mümkünse çok aç gidilmemesini ve açık büfede tabaklarımıza doldurduğumuz yiyeceklerin sağlığa etkisinin ön planda tutulmasını tavsiye etti. Organizasyonlara ev sahipliği yapan kişi, şirket veya yetkililerin yemek planlamalarında açık büfe yerine sağlığa uygun menüler seçmesinin daha doğru olduğunu belirten Dyt. Özkan, böylece hem misafirlerimizin genel sağlığının korunmuş olacağını hem de yemeğe davet edilen misafirler arasında yeme içme sorunu olanların yaşayabilecekleri nefis mücadelesinin de minimuma indirilmiş olacağı vurgusu yaptı.
Biri yer biri bakar; tatiliniz çileyle dolar
Kilo alma korkusunun da en az kilo almak kadar önemli bir sorun olduğunu dile getiren Dyt. Özkan, kilo alma korkusuyla diyetini bozmak istemeyen bazı kişiler için veya yeme içme konusunda sağlık sorunu olan kişiler için ise bu tatil ve organizasyonların nefis mücadelesini hat safhaya ulaştıran kabuslara dönüştürdüğünü belirtti. Dyt. Özkan, “ Oysa normal beslenme alışkanlıklarımızı terk etmeden fiziksel aktivitemizi artırarak tatili kabus olmaktan kurtarabiliriz. Tatil boyunca yeni tatlarla tanışabiliriz fakat bu çok yememiz gerektiği anlamına gelmez.' diye konuştu.
BESİNLERİNİZİ NASIL SEÇECEĞİNİZİ BİLMELİSİNİZ
‘Tatil ve organizasyonlar süresince açık büfeden yemek yiyerek sağlıklı beslenmeniz ve kilonuzu kontrol altında tutmanız mümkündür. Bunun için yapmanız gereken en önemli şey doğru besin seçimidir.’ diyen Dyt. Özkan, bunun için ne yenileneceğine daha öncesinde karar verip ona uygun yemekler seçilmesini önerdi.
Dyt. Özkan’ın yaptığı uyarı ve öneriler şu şekilde; ’
• Öncelikle açık büfeye girdiğiniz zaman her şeyin tadına bakmak zorunda olmadığınızın bilincinde olun.
• Yemeğe daha öncesinde hiç tatmadığınız yemeklerden küçük bir porsiyon alarak başlayın.
• Daha sonra tabağınızın büyük bir kısmını salata ve yoğurtlu-sebzeli mezelere, kalan kısmını ise ana yemeklere ayırın.
• Kızartma ve hamur işi gibi kalorisi yüksek yiyeceklerden tatil süresince de uzak durun.
• Tatlıyı hemen yemekten sonra tüketecekseniz pilav, makarna ve börek gibi karbonhidrat içeren besinlerden çok az tüketin.
• Tatlı olarak tercihiniz ise yağda kızarmış, hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine meyve tatlıları/salataları, dondurma ve sütlü tatlılardan yana olsun.
• İçecek olarak alkol, hazır meyve suları ve meşrubatlar yerine ayran, soda ve taze sıkılmış meyve sularını tercih edin.
• Tatili fiziksel aktivitenizi artırmak için bir fırsat olarak değerlendirin. Yemekten en az yarım saat sonra fiziksel aktivite yaparak enerji harcamanızı artırın. Bunun için gerek yüzün, sahil kenarında yürüyün, gerekse otelin fitness salonundan faydalanın.
ZEKİ DURSUN-KONYA
Manşetler
DUYURU-4