Küresel iklim değişikliğinin hava kirliliğinde artışa neden olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, bu durumdan astım hastalarının olumsuz etkilendiğini belirtti. İstanbul'da yaşayan astım hastalarına da yazın memleketlerine gitmelerini tavsiye etti...
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre astım dünya çapında 300 milyon insanı etkiliyor. Ülkemizde ise 5 milyon insanın astım hastası olduğu biliniyor. En yaygın kronik hastalıkların başını çeken astımın, küresel iklim değişikliğiyle birlikte görülme sıklığında artış olduğu belirtiliyor. Küresel ısınmayla birlikte artan ozon seviyesinin astım açısından risk oluşturduğunu söyleyen Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Astım ve Alerji Çalışma Grubu'ndan Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, "Ozon yüksek konsantrasyonlarda, astımda havayollarında var olan aşırı duyarlılığı körükleniyor. Havayollarının çok kolay ve abartılı bir şekilde kasılmasına neden oluyor. Havayollarında oluşan aşırı duyarlılık sonucunda hastalarda ağır parfüm, yemek vs. kokuları, gülerken, konuşurken öksürük ve nefes darlığı atakları görülebilir" açıklamasında bulundu.
TRAFİK ÇOK KİRLETİYOR
Küresel iklim değişikliğinin hava kirliliğinde de artışa neden olduğunu kaydeden Prof. Tutluoğlu, "Hava kirliliğinin en büyük kaynağı trafiktir. Nüfusun ve trafiğin yoğun olduğu şehirlerde hava kirletici unsurların etkisinin daha fazla hissedilir oluşu astımlıların kontrolünü güçleştirir" ifadesini kullandı.
İSTANBUL'DAN UZAKLAŞIN
Astımlıların mümkün olduğunca hava kirliliğinin fazla hissedildiği şehir merkezlerinden, otoyol yakınlarından uzak ortamlarda yaşamasını öneren Prof. Tutluoğlu, şöyle devam etti: "Ne yazık ki ülkemizde astımlılar açısından yaşanabilecek en kötü yer olan İstanbul'un nüfusu her geçen gün artıyor. İstanbul'un astım hastalarına olumsuz etki göstermesinde hava ve çevre kirliliğinin yanı sıra havasının rutubetli olmasının da çok önemli rolü bulunuyor. Birçok astımlı hasta memleketlerine gittiklerinde şikayetlerinin geçtiğini dönüşte İstanbul il sınırlarına girdikten kısa bir süre sonra şikayetlerinin yeniden başladığını belirtiyor"
SİGARA İÇİLMEMELİ
Astımlı hastalar için diğer önemli bir unsurun da sigara içimi olduğunu söyleyen Prof. Tutluoğlu,”10 astımlı hastamızdan 2-3 'ünün hâlâ sigara içtiğini gözlemliyoruz. Sigara içen astımlılarda hastalık daha ciddi seyretmekte" şeklinde konuştu.
KESiN BiR TEDAViSi VAR MI?
Astımı kötüleştirecek bazı güncel unsurların mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Prof. Tutluoğlu, astımı şu an kökünden geçirecek bir tedavinin olmadığını belirterek; "Astıma halen bir çare bulunmuş değildir ancak günümüz ilaçları ile krizler önlenebilir. Günümüzde uygun tedaviyi doğru şekilde alan birçok astım hastası yaşamlarını normal şekilde sürdürebiliyor. Astımla ilgili şikayeti olan kişilerin göğüs hastalıkları uzmanlarına başvurmalarını öneriyoruz" ifadesini kullandı.
PSiKOLOJiK FAKTÖRLER
Psikolojik faktörlerin astım üzerine etkisinin ihmal edilmemesi gereken bir unsur olduğunu kaydeden Prof. Tutluoğlu, kişinin içinde bulunduğu yaşam şartları, ekonomik problemler, ailevi sorunlar psikolojisini olumsuz biçimde etkileyerek astımın kontrolünü güçleştirdiğini dile getirdi.
KAYGI, ÜZÜNTÜ TETİKLER
Prof. Tutluoğlu, şöyle devam etti: "Yıllardır devam eden ve daha ağır seyreden astımlı hastalarda hastalığın getirdiği kaygı, üzüntü ve stres bir kısır döngü yaratıyor. Hastalığın daha da kötüye gitmesine yol açıyor. Ağır ve ölümcül astımlı hastalarda hastalığın kötüleşmesi veya ağır seyretmesine yol açan nedenlerin başında psikolojik faktörler geliyor"
Münevver ÇAKIRTAŞ