Bu hastalık insanı eve hapsettiriyor!

Vücutta anormal büyümeye yol açan Akromegali, hayatı tehdit ediyor. Dr. Mehmet Özden de Akromegali hastası. Ayak numarası 43’den 47’ye çıkan Özden, “Hormonlu ürünler gibiyiz” dedi.

DOKTOR BULAMADI
Akromegali... İsmi gibi vücuduna girdiği insanı da tuhaflaştırıyor. Vücut yapısını değiştiren hastalık, insanların doktor doktor gezmelerine sebep oluyor. Teşhisi ise çok geç konuluyor.

HORMONLU İNSANLAR
Akromegali hastası Dr. Mehmet Özden “Hormonlu ürünler gibiyiz” diyor. Özden, kabalaşan anatomiyle insanların sokağa çıkmaya utanır hale geldiğini ve evde hapis hayatı yaşadığını söylüyor.

Çocukların bayıldığı “Shrek” isimli çizgi filmin hasta olan bir insan hikâyesinden esinlenerek yapıldığını biliyor musunuz? Ya da günümüzde kimi insanların “Hulk” adlı Hollywood yapımı filmin kahramanı “yeşil dev” gibi değiştiğini ve farklılaştığını. Peki dünyanın en uzun insanı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdıran Mardinli Sultan’ın neden bu kadar uzun olduğunu. Liste uzatılabilir. Çünkü benzer pek çok örnek var. Hepsinin sebebi bir hastalık. Üstelik bu hastalığı ne doktorlar ne de hastalar gerektiği gibi biliyor.


Hasan Aydın hastalığın çene ve burnunda büyümeye bağlı bir değişime yol açtığını söyledi. (Fotoğraflar: Ali Kemertaş)

DİLİM AĞZIMA SIĞMADI
Dr. Mehmet Özden, hastalığın dış görünümü değiştirdiği gibi iç organları da büyüttüğünü belirterek, “Dilim büyüdüğünden dolaylı ağzıma sığmaz oldu ve bundan ötürü doktorlar ameliyatla küçük dilimi aldılar. Bir ara ellerim ve parmaklarım çok kalınlaştı. Şu anda da iki dizim protezli” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE 6 BİN HASTA VAR
Yunanca bir tabir olan akromegali; yüksek anlamı taşıyan “Akros” ve büyük anlamına gelen “Megalos” kelimelerinin birleşmiş. Hipofiz besinin büyüme hormonunu aşırı salgılaması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olarak tarif ediliyor Akromegali. Uzmanlara göre; nadiren ergenlik öncesinde görülen türüne Jigantizm (Devlik) hastalığı deniliyor. Ve bu insanların çok uzun boylu olmasına yol açarken, 30-40 yaş aralığındaki insanların ise enine kabalaşmasına sebep oluyor. Yüzün görüntüsünün değişmesi, kabalaşması, el ve ayaklarda büyüme şikâyetlerine neden olan hastalık kalp ve solunum sistemini etkileyerek ölüm riskini yükseltiyor. Akromegali bulgularının çok yavaş ilerlemesi sebebilye teşhis hastalık başladıktan yıllar sonra konulabiliniyor. Yani teşhisi 8 ile 10 yıl sürebiliyor.

Vücut yapısını değiştiren, hem kemik hem de organlarının büyümesine yol açarak anatomiyi kabalaştıran bu hastalığa ülkemizde yakalanan insan sayısı hiç de az değil. Araştırmalara göre Türkiye’deki akromegali hasta sayısı 6 bin. Ancak teşhis konulmuş hasta sayısı ise 2 bin civarında. Yani bin bir türlü şikâyeti olduğu halde, doktor doktor gezip teşhis konulamayan 4 binden fazla akromegalili var. Bu hastalığa duçar olan iki kişi yaşadıklarını anlattı.

47 NUMARA AYAKKABI
Dr. Mehmet Özden bir sağlıkçı. Halk sağlığı uzmanı. Yıllarca Sağlık Bakanlığı’nın değişik kademelerde bürokratlık yapmış birisi. Sağlık Eğitim Genel Müdürlüğü görevinden sonra 1997-2000 yılları arasında Bakan Müşaviri olarak çalışmış. Doktorlarla iç içe olmasına rağmen yakalandığı hastalığa bir türlü teşhis konulmayan ardından da tesadüf sonucu ne tür bir problemle karşılaştığını öğreniyor. Özden, şöyle anlattı: “Ellerim ayaklarım büyüdü. Alyansım parmağıma olmadı. 43 numara ayakkabı giyerken 47 numara aramaya başladım. Aşırı yorgunluk, halsizlik nefes darlığı şikâyetleriyle defalarca doktora başvurdum. Herkes uzmanlık alanının kapsamında değerlendirerek muayene etti. Ancak beni yıllardır görmeyen kardiyolog bir arkadaşım 2001’de ziyaretime geldi ve görür görmez ‘sen akromegali hastasısın’ dedi. Ertesi gün askeri hastaneye gittim. Muayene tektik analiz ve tahliller neticesinde iç organlarımın büyüdüğünü tespit ettiler.”

ONLARCA OPERASYON GEÇİRDİM
“Kulak-Burun-Boğazcıya gidilirse devilasyon ameliyatı yapar. Kardiyologa müracaat edilirse Kalp ameliyatı yapılır” diyen Aydın, “Ben daha teşhis konulmadan iki ameliyata geçirdim. Birincisi devilasyon ikincisi ise yani başka bir doktor ‘yumuşak damar kısalması var” diyerek küçük dilimi aldı. Farklı ilaç tedavileri ve operasyonlar geçirdim. Teşhis konulduktan hipofizden tümör, tiroit ve Safra kesesi ameliyatı oldum. En son üç ay önce diz eklemlerim bozulduğu için iki dizime de protez takıldı” şeklinde konuştu.
Dr. Özden, “Akromegali hastaları tuhaf bir vücuda sahip. İri yapılı oluyorlar. Devleşiyorlar adeta. Geçmişte bu hastalığa yakalanmış bazı kişileri sirklerdeki gösteri materyalleri olarak kullanmışlar. Bu insanları gezdirmiş ve üzerlerinden para kazanmışlar. Sonrada teşhis konulmuş fakat yine de bilinmiyor. Yani çok az insan tarafından biliniyor” ifadelerini kullandı.

ŞEKERİ 1895’E FIRLADI
Matbaacı Hasan Aydın’ın durumu oldukça ilginç. Aydın, şöyle anlatıyor: “Ağrı ve halsizlikten dolayı evden çıkamıyor ve işe gidemiyordum. Yatak bana batar hale gelmişti. Farkında olmadığım yüksek şekerim, hastalığıma kısa sürede teşhis konulmasına yol açtı. Normal bir insanın 500-600 değerdeki şekerle yaşaması çok güç. Ama ben o halde yaşadım. Hastaneye gittiğimde ve şeker, tansiyon ve kolesterolüm ölçüldü. Ortaya çıkan tablo karşısında doktorlar şok olmuşlardı. Kimse sonuca inanmıyordu. Çünkü şekerim 1895 çıkmıştı. Doktorlar aynı anda 8-9 defa ölçüm yaptılar hep aynı değer çıkınca sebebini araştırdılar. Hemen hipofiz bezine baktılar. 62 gün üniversite hastanesinde yatarak tedavi gördüm ve yapılan tetkik ve analizler sonucunda akromegali hastası olduğumu söylediler. Ardından da ameliyat geçirdim ve ilaçla tedavi başladı. 1999’dan bu yana bu hastalıkla yaşıyorum. Şu an bile şeker değeri 600 civarında” diyor.



Aslında normal değilim

Hastalığın sinsice devam ettiğini, yavaş ilerleyip organları tahrip ettiğini, hem kemik dokuya hem de iç organlara müthiş zarar verdiğini belirten Dr. Özden, toplumu duyarlı hale getirmek ve dikkatleri bu hastalığa çekmek için bir dernek kurduklarını anlattı. “Hormonlu ürünler gibiyiz” diyen Özden şunları söyledi: Akromegali hastaları büyükken, belli bir yaşatan sonra tekrar büyümeye başlıyorlar. Bu hastalık teşhisten önce insanı eve hapsediyor. Sürekli baş ağrısı, halsizlik, eklemlerdeki ağrılar ve uykusuzluk şikâyetleriyle hep evde kalıyordum. Sokağa çıkartmıyor. Sosyal aktivitelerden uzaklaştırıyor. Şu anda beni normal görüyorsunuz. Oysa hastalık dönemimde kaba bir yüz. Fazlasıyla büyümüş el ve ayaklar. Tedavi sonucu hastalık geriliyor ama bazı hastalarda ise gerileme olmuyor ne yazık ki.”



Akromegali sendromuna yakalanan Fransız Maurice Tillet’ten esinlenen yapımcılar, çocukların sevimli kahramanı Shrek’i yaptı.

BUGÜN AKROMEGALİ GÜNÜ
Özel Tedavi merkezi yok
AKROMEGALİ’nin ilk teşhisi 1888’de Fransız Dr. Piar Mari tarafından konuldu. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı da hastalığa yabancı değil. Bakanlık, 15 Nisan’ı Akromegali günü bile ilan etmiş durumda. Ancak hastalık gerektiği gibi bilinmiyor ve tanınmıyor. Oysa günümüz teknolojisinde teşhis konulması çok basit. Bir film çekildiğinde hipofiz bezinde tümör olup olmadığını öğrenme şansı çok yüksek. Ancak şikâyetler başka birçok hastalığın rahatsızlıklarıyla benzerlik arz ettiği için geç teşhis konulmasına yol açıyor. Hastalar da en çok bundan şikâyetçi. Bu hastalığa has merkezler yok. Tüm hastane ve tıp fakültelerindeki onkoloji birimleri bakabiliyor. Bir çeşit kanser. Fakat iyi huylu. Kullanılan ilaçlarda; onkoloji bölümlerinde görev yapan doktorlar tarafından yazılıyor. Ama direkt olarak bakan birimler; Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ünitesi. Kanser, diyabet, kalp ve damar hastalıklarına kadar pek çok sağlık problemine yol açan bu hastalığın tedavisi ise aslında çok kolay. Çözüm, cerrahi müdahale (ameliyat), ilaç veya ışın tedavisi. Cerrahi tedaviden sonra hastalık halen devam ediyorsa, ilaç tedavisi uygulanıyor. Bazı hastalara bu iki tedaviye ilave olarak radyoterapi uygulanabiliyor.

Adem Demir / Türkiye Gazetesi

Manşetler

DUYURU-4