Bronzlaşırken cilt sağlığına dikkat

Yaz aylarının yaklaşması ile birlikte yaz gelmeden bronz bir tene sahip olmak isteyenler, solaryum merkezlerinin yoğunluğunu da artırdı

Solaryuma girmek, saatlerce güneş ışınlarına maruz kalmak kadar cilde zarar veriyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Tuğba Türe, UV ışınlarının cildimize verdiği zararlar ve cilt sağlığını korumanın yolları hakkında bilgi verdi.

Bronzlaşmanın geçici mutluluğu cilt hastalıkları ile son bulabilir
Solaryum bir UV ışık kaynağıdır. Uluslararası Kanser Derneği tarafından sigara gibi solaryum da en yüksek dereceden riskli kanserojen olarak kabul edilmiştir. Solaryum anlamlı düzeyde filtre edilmemiş UV ışığı ile direkt temas imkanı sağlamaktadır. Ayrıca doğal güneş ışınlarına yoğun temas, sadece yaz aylarında olurken, solaryuma kışın a rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Solaryum cildin kalınlaşmasına, kırışıklıklara, lekelenmelere, pullanmalara, cildi destekleyen kollajende azalma hatta uzun vadede cilt kanseri gibi pek çok olumsuz sonuçlara neden olabilir.

Solaryuma girilmeye başlanan ilk zamanlarda ciltte görünürde herhangi bir olumsuz etki olmayabilir. Ancak yıllar boyunca maruz kalınan UV ışınlarının etkileri hücrelerde birikir. Toplam maruz kalınan miktar tüm bu olumsuz etkilerin oluşumunda önemlidir. Solaryum ile direkt maruziyet ve filtre olmayışı ile hızla değişim gözlenebilir.

Güneş banyosu da cildi yaşlandırıyor

Bu sene ani hava değişimleri nedeni ile bahar aylarının beklenen ölçüde yaşanamaması
güneşli havalara olan özlemi de artırdı. Ancak havanın güzel olduğu ilk anı yakalayıp güneşin tadını çıkarayım derken dikkatli olmak gerekiyor.

Güneş ışınları erken ve geç dönemde deri üzerinde farklı zararlı etkiler göstermektedir. Erken dönemde yanık, alerjik reaksiyon, pigmente cilt lekeleri, deri bağışıklığında zayıflama (viral ve bakteriyal enfeksiyonlar) görülebilir. Geç dönemde, deri kanserleri ve foto yaşlanma ortaya çıkabilir. UV(ultraviyole) ışınları, ek başka bir faktör olmaksızın tek başına kanserojen etki gösterebilmektedir. Foto yaşlanma ile ciltte kabalaşma, elastikiyet kaybı, derin kırışıklıklar, kahverengi ve beyaz lekeler, damarlarda belirginleşme, pullanmalar görülür. Bu normal yaşlanma sürecinden çok daha hızlı işler.

Açık tenliyseniz risk artıyor
Beyaz cilt tipleri UV ışınlarının zararlı etkilerini daha yoğun yaşarlar. Özellikle yanıklar, alerjik reaksiyonlar, cilt kanserleri daha sık görülür. Koyu ten rengine sahip kişilerde ise güneşe bağlı, pigmente cilt lekeleri daha sıklıkla gözlenir.

Cilt lekeleri kaçınılmaz hale gelebilir
Uzun süreli ve aşırı maruziyetlerde benlerdeki şekil renk değişiklikleri ve sayılarındaki artış nedeniyle hastaların düzenli takibi gerekebilmektedir. Var olan benlerdeki değişlikler veya normal deride yeni gelişen koyu renkli oluşumlar mutlaka dikkate alınmalıdır. Cilt lekeleri ve foto yaşlanma da en sık karşılaşılan sorunlardan biridir.

Sağlıklı bronzlaşmanın püf noktaları
Bu kadar güneşli bir ülkede yaşarken mutlaka güneşten faydalanmayı ve korunmayı öğrenmeliyiz. Güneş koruyucuları kullanıp kurallarına uymalı, öğlen 11.00 - 15.00 saatleri arasında gölgede olmaya özen göstermeliyiz. Ayrıca güneşin zararlı etkilerinden bizi koruyabilecek antioksidanları içeren gıdaları mutlaka diyetimizde bulundurmalıyız. Özellikle vitamin A (betakaroten), E, C, bitkisel kaynaklı gıdalarda bol su tüketmeliyiz.

Güzel ve sağlıklı bir cilt için doğru beslenme önemli
Sağlıklı bir cilt için doğru beslenme altın kuraldır. Yanlış yapılan diyetlerde, saçlarda dökülmeler, kabalaşma, donukluk, cildinizde solukluk, cansızlık, kuruma, kırışıklıklar kızarıklıklar ve pullanmalar, kaşıntılı cilt lezyonları oluşabilir. Bol su içilmeli, antioksidan gıda tüketmeli, lifli gıdaları soframızdan eksik etmemeliyiz. Tek yönlü beslenmek çok yanlıştır, ihtiyacımız olan tüm vitaminlerden yeterince alınmalıdır.

Manşetler

DUYURU-4