Ancak ani yükselen kan basıncı ya da vücudun üst bölgesinin aşırı yağlanması, böbrek üstü bezlerinde tümörün habercisi. Bu bezlerde oluşan tümörler, genellikle başka bir hastalık nedeniyle karın içinin görüntülenmesi ya da ani olarak ortaya çıkan yüksek kan basıncı gibi sorunların araştırılması sırasında tesadüfen ortaya çıkıyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Türemen, tanı konulduğunda hormonal aktivitelerin olup olmadığının araştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Türemen, "Böbrek üstü bezleri, korteks (kabuk kısım) ve medulladan (iç kısım) oluşuyor. Korteksten kortizol, aldosteron ve androjen hormonları; medulladan da adrenalin ve noradrenalin salgılanıyor. Bunların ana görevleri; kan basıncını sabit tutmak, sıvılar ile elektrolitleri dengelemek ve stres anında vücuttaki gerekli düzenlemeleri yapmak olarak özetlenebilir." diyor.
Dr. Türemen, bu tümörlerin yüzde 20'sinin hormonal yönden aktif olduğunu söylüyor. Türemen, böbrek üstü bezindeki kitlenin kortizol hormonu salgılaması durumunda cushing sendromunun oluştuğunu ifade ediyor. Bu sendromun kendini, vücudun üst bölümünde ve göbek çevresinde yağlanma, kollarda ve bacaklarda incelme olarak gösterdiğini söyleyen Türemen şöyle konuşuyor: "Ayrıca kadınlarda aşırı tüylenme, adet düzensizlikleri ve deride kırmızı-mor renkli kalın çatlaklar oluşuyor, yüksek kan kortizolüne bağlı olarak kan şekeri yükseliyor, diyabet ve hipertansiyon ortaya çıkıyor, kemik erimesi gelişiyor. Bu hastalarda yağ dokusu dağılımı da değişiyor. Yağ dokusu göbek çevresinde, yüzde ve ensede toplanıyor. Kan kortizol ölçümleri ve kortizol baskılama testleri ile tanı kesinleşiyor."
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kemal Raşa, böbrek üstü bezinin cerrahi yöntemle çıkartılmasında üç temel yöntemin kullanıldığını belirtiyor. Dr. Raşa bunları; geleneksel açık cerrahi, laparoskopik cerrahi ve son dönemlerde daha sık kullanılmaya başlanan robotik cerrahi olarak sıralıyor.