Sağlık Bakanlığı'nın Kamu Özel İşbirliği Modeli ile inşa edilecek Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü'nün Proje Finansman Sözleşmesi düzenlenen törenle imzalandı.
DİA Holding tarafından hayata geçirilecek Türkiye'nin sağlık alanındaki en büyük Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Projesi ve Avrupa'nın en büyük, dünyanın tek seferde inşa edilen en büyük hastanesi olan 1,2 milyar avro tutarındaki Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü'nün proje finansmanı kredi sözleşmesi imzalandı.
Projenin finansmanında kullanılacak 15 ve 18 yıl vadelerden oluşan 890 milyon avro tutarındaki kredi, Türkiye Garanti Bankası, DenizBank, Türkiye İş Bankası, Finansbank, Siemens Financial Services, Garanti Bank SA, Yapı ve Kredi Bankası ve UniCredit Bank Austria AG tarafından sağlandı.
UniCredit Bank Austria AG'nin finansal danışman olarak rol aldığı projede finansman sağlayan kuruluşlardan Siemens Financial Services AG bugüne kadar sağlık sektöründe verdiği en büyük kredi dilimini bu proje için temin etti.
Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü, kamu özel işbirliği modeliyle sağlık alanında finansman anlaşması imzalanan en büyük proje olma özelliğini taşırken, Avrupa'nın en büyük, dünyanın da tek kontrat altında yapılan en büyük hastane kompleksi olacak. 3 bin 804 yatağıyla günde ortalama 5 bini acil olmak üzere 50 bin hastaya hizmet verecek olan kampüste 8 binden fazla sıhhi ve gayrisıhhi personele istihdam sağlanacak.
- "Son 10-12 yıldır, cari açık hariç makroekonomik göstergeler pozitif seyretti"
Projenin imza töreninde konuşan DiA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Bayar, böyle bir projeyi ortaya koymaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bugün iş başlamıyor, iş başlamış, hayal gerçeğe dönmüş ve şimdi bunun şekil şartını, protokolünü yerine getiriyoruz" dedi.
Projenin inşaatında 7 bini aşkın işçi ve mühendisin çalışacağı, kaba inşaatın yüzde 30'unun tamamlandığı bilgisini veren Bayar, şöyle devam etti:
"Açıldığında 12 bin 500 insanı aynı anda istihdam edecek bir proje. 1 milyon metreküp beton ve 100 bin ton demir kullanılacak. Bunların hepsi başlı başına rekordur. Bu hadisenin içinde devletin kamu-özel işbirliği modeliyle dünyaya mal olmuş ortaya koyduğu bir meydan okumaya, Türkiye'nin özel sektörü, müteşebbisi ve bu ülkenin insanları güçleriyle destek oluyor. 21'inci yüzyılın modeli budur. Bu modeli biz ilk kez uyguluyoruz. Önümüzde çok önemli bir takım meydan okumalar var. Elimizden geleni yapmaya hazırız. Bu ilklerin sahibi olmanın ve adeta yol açmanın gururunu taşıyoruz."
DenizBank AŞ Genel Müdürü Hakan Ateş de sağlığın, eğitim gibi öncelikli sektörlerinden biri olduğunu belirterek, bankacılık sektörü olarak buna çok önem verdiklerini ve üzerinde durduklarını söyledi.
DenizBank olarak kendi portföy büyüklüklerine göre önemli paylardan birinin 500 milyon avroluk finansmanla sağlık sektörünün olduğunu vurgulayan Ateş, "Bu yıl da Bilkent Kompleksi de dahil olmak üzere finansmanımızı 400 milyon avro daha artırıyoruz ve yaklaşık 1 milyar avro bandına getiriyoruz" dedi.
Ateş, Türkiye'nin çok genç bir nüfusu olduğunu, bu nedenle de eğitim ve sağlık alanına önem verilmesi gerektiğine işaret ederek, "Biz de yurdunu seven milli bankacılar olarak buna el vermek, omuz vermek zorundayız" dedi.
Son 10-12 yıldır, cari açık hariç makroekonomik göstergelerin pozitif seyrettiğini aktaran Ateş, şunları kaydetti:
"Cari açığı da bakanımız ve Bakanlar Kurulu'nun önemli çabalarıyla ve özellikle de son alınan makroihtiyati tedbirlerle, her ne kadar bankacılık sektörü olarak bizim canımızı biraz acıttıysa da 43 milyar dolarlar seviyesine düşürdük. Şimdi de sanırım 40 milyar dolarların altına doğru gelecek. Ancak şurada bir parantez açalım. Eskiden bizim ihracatımız hep artıyordu. Fakat Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey'e baktığımızda, her üçünde de büyük sorunlar var. Hal böyle olunca, daha önce '70 milyar doları yönetiriz' diyorduk, 76 milyar dolara kadar çıkmıştı cari açık ama şimdi 43 milyar dolarda dahi dikkatli olmak zarureti vardır. "
Ateş, geçen yıl itibarıyla sağlık turizminden 2,5 milyar dolarlık gelir sağlandığını ve 300 bin yabancı hastanın tedavi edildiğini dile getirerek, "2023 hedeflerine baktığımızda, bunun 20 milyar dolar seviyesine ve 20 milyon kişiye bakabilecek bir kapasiteye getirilmesi söz konusu. İşte bu bacasız sanayi. Bunun için bir taraftan turizm gibi sağlık sektörüne de hem kendi 77 milyon insanımıza hem de böyle önemli bir mali göstergemize yapacağı katkı yönünden desteklemek, bankacıların olmazsa olmaz görevi. Gerek yabancı gerek milli bankalarımızla böyle bir işe omuz vermekten gururluyuz" değerlendirmesini yaptı.
- "Bankaların ihtiyaç duyacağı düzenlemeler geçmişe göre çok daha fazla dikkate alınıyor"
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin de Bilkent Entegre Sağlık Kampüs Projesi'yle, Türkiye'de son yıllarda hayata geçirilen mega projelere bir yenisinin daha eklendiğini belirterek, "Bankaların ihtiyaç duyacağı düzenlemeler geçmişe göre çok daha fazla dikkate alınıyor" dedi.
Garanti Bankası olarak bu projeleri Türkiye'ye olan yabancı ilgisini tetikleyen projeler olarak gördüklerini aktaran Edin, son 5 yılda Türkiye'deki enerji ve altyapı projelerine yaklaşık 60 milyar dolar kredi sağlayan Türk bankalarının yanında yabancı bankaları daha fazla gördüklerini ifade etti.
Edin, şöyle konuştu:
"Bundan birkaç yıl öncesine kadar bırakın 18 yıl vadeli, yerli bankalar açısından 10 yıl vadelilerin üzerinde konuşmak bile çok mümkün değildi. Bu vade, işleme katılan yerli ve yabancı bankaların Türkiye'ye ve projenin yatırımcılarına uzun vadeli güvenini gösteriyor. Tahminlerimize göre, yaklaşık 15 milyar dolar tutarında bir finansman ihtiyacı doğuracak bu programa desteğimizi sürdüreceğiz ve bu programın en önemli dönemeçlerinden biri olan Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü projesinin finansmanında yer almaktan gurur duyuyoruz."
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce de İş Bankası olarak ülkenin ve toplumun ulvi kazanımlar elde edeceği bu tip yatırımların en büyüğü olan Bilkent'in finansmanında yer almaktan çok mutlu olduklarını belirterek, "Umarım insanlarımız sağlık içerisinde, olabildiği kadar hastalanmadan, bu hastaneye ihtiyaç duymadan bunları kullanmaya devam ederler" diye konuştu.
Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan, bugün sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın en büyük yatırımlarından birini finanse ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Birkaç yıl önce Türkiye'de kamu-özel ortaklığı projeleri ilk konuşulmaya başladığı günden bu güne, Finansbank olarak çok heyecanlanmış ve o günden bugüne de bu projelerin içinde yer almaya çalıştık. Bu sözleşme ve bundan sonra imzalayacağımız kamu-özel ortaklığı projeleri, standartları dünyanın her yerinde rahatlıkla kullanılabilir hale geldi. Bu ülkemiz açısından çok gurur verici. Finansbank olarak bundan sonra da bütün bu projelere eğileceğimizi, elimizden geldiği kadar destekleyeceğimizi, sadece bu sektörde değil tüm proje finansmanlarında, Türkiye ekonomisinin gelişmesine katkı sağlayacağını düşündüğümüz her işin içinde yer alacağımızı belirtmek istiyorum."
Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, DİA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Bayar, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan, Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Vekili Niccolo Ubertalli, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce ve Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Geliş tarafından imza töreni gerçekleştirildi.