Bilinçsiz D vitamini kullanımı kalbi tehdit ediyor

Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin uyarıyor: “Covid’den korunmaya çalışırken sağlığınızdan olmayın.”

Covıd-19 pandemisinde 1 yıldan uzun bir süreyi geride bırakmamıza rağmen salgının ne zaman biteceğine dair net bir öngörünün olmaması, aşılamanın tam bir yeterlilikte yapılamaması ve ciddi kayıpların devam etmesi halkı maske-mesafe kuralına ek arayışlara itti. İnsanlar bilimsel bir geçerliliği olup olmadığına bakmadan kulaktan dolma bilgilerle kendilerini koruyacağına inandıkları her yönteme başvurmaya başladılar. Bunlardan biri olan vücudun bağışıklığını güçlendirdiği bilinen D Vitamini kullanımı ciddi boyutta yaygınlaştı.

Doç. Dr. Muhammed Keskin, koruyucu olduğu düşünülerek vücutta eksikliğinden ve eksikliğinin ne düzeyde olup olmadığından habersiz, doktor tavsiyesi ve kontrolü dışında kullanımdan kaynaklı D vitamini düzeyi toksik düzeye ulaşan hastaların çoğaldığına dikkat çekiyor.

Toksik seviyelerde D vitamini ile polikliniğe başvuranları eskiye nazaran daha sık görmeye başladıklarını belirten Keskin, “D vitamini sağlığımız için son derece önemli olup, vücudumuzda birçok organın fonksiyonlarını devam ettirmesi için önemli rol oynar. Günümüzde toplumumuzun ciddi bir kısmında yeterince D vitamini alınmadığı için eksikliği sıkça görülmektedir. Bununla birlikte nadir de olsa bu vitaminin vücudumuzda birikmesi ve toksik seviyelere ulaşması mümkündür.” diyor ve ekliyor;

"D vitamini; vücutta yeterli kalsiyum oluşması, bağışıklığın güçlenmesi, kemik-kas ve kalp sağlığının korunmasında rol oynar. Gıdalarda doğal olarak oluşur ve cildiniz güneş ışığına maruz kaldığında vücut tarafından da üretilir. Çoğu insan, vücudu yeterli düzeyde D vitamini üretecek kadar güneş ışığından yararlanamaz. Dünyada yaklaşık 1 milyardan fazla insanın bu vitaminden yararlanamadığı tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra, uzun süre aşırı yüksek dozda D vitamini almak vücutta birikmeye neden olur. D vitamini zehirlenmesi, kandaki seviyesi 100-200 ng/ml’nin üzerine çıktığında ortaya çıkar. Bu vitamin vücut yağında depolandığı ve kan dolaşımına yavaşça salındığı için takviye kullanımı bırakıldıktan sonra da etkileri birkaç ay daha sürer. Hekim önerisi olmadan ve belirlenecek dozdan daha yüksek miktarda D vitamini içeren takviyeleri kullanmak buna sebeptir.”

D vitamini eksikliği neredeyse tüm dünyanın ortak problemi

"Genç kadınlarda, çocuklarda ve yaşlılarda eksikliği daha sık görülen D vitamini ancak tüm yıl boyunca güneş ışığından iyi bir şekilde faydalanabilen insanlarda yeterli düzeyde kalıyor. Bunun aksine güneş ışığından yeterince faydalanamamak D vitamini eksikliğine sebep oluyor ve bu seviye kış aylarında daha da düşüyor. Kabul edilen kandaki D vitamini seviyesi 30 ile 80 ng/ml’dır. 12 ng/ml tehlikeli düzeyde eksiklik olarak görülür ve 20 ng/ml altında olanlar da dahil olmak üzere takviye uygulaması tavsiye edilir. Toksik düzey olarak belirttiğimiz 100 ng/ml üstü ise vücutta zararlı tepkimelere yol açacak kadar fazla D vitamini olmasıdır."

“Ne de olsa düşüktür.” demeyin. D vitaminin vücutta fazla bulunmasının ciddi yan etkileri var.

"Yeterli D vitamini seviyesi bağışıklığı artırmaya yardımcı olur ve osteoporoz, kanser gibi hastalıklardan ciddi olarak korur. Ama aşırı ve bilinçsiz kullanımı da ciddi yan etkiler oluşturur. İlk tehlikeli yan etkisi Hiperkalsemi dediğimiz kandaki kalsiyum seviyesinin yükselmesidir. D vitamini, tükettiğiniz gıdalardaki kalsiyumun emilmesine yardımcı olur. En önemli ve faydalı rollerinden biri olan bu özellik aşırı miktarlara ulaştığında kandaki kalsiyumu tehlikeli semptomlara neden olabilecek seviyelere ulaştırır. Hiperkalseminin en korkulan yan etkisi kalpteki ileti yollarının düzgün çalışmasını bozması ve ritim bozukluğuna neden olmasıdır. Bunun yanında yine hiperkalsemi sebebiyle mide ağrısı, kabızlık veya ishal gibi genellikle gıda intoleransı ya da irritabl bağırsak sendromu ile ilişkili sayılabilecek sindirim sistemi şikayetleri yaşatır. Vücuda aşırı D vitamini yüklemesi yapmanın diğer bir zararı da kemik sağlığınadır. D vitamini kemikler için ne kadar yararlıysa vücutta toksik miktarda olması kemik erimesi yapar."

D vitamini fazlalığı kalpte kireçlenmeye sebep olabiliyor, kalp krizi riskini arttırıyor.

Doç. Dr. Keskin, yine yüksek seviyedeki D vitamininin ciddi böbrek hastalığı olan kişilerde kalsiyum seviyelerindeki artışa bağlı olarak damar sertleşmesi riskini yükselttiğini ve kalpte kireçlenmeye kadar ciddi zararlar verdiğini belirtiyor.

“Vitamin D yüksekliği ile beraber kanda artan kalsiyum seviyesi dokulara ve damar cidarına çökerek kalsifikasyon olarak isimlendirdiğimiz kireçlenme ve sertleşme problemlerine neden oluyor. Toksik seviyedeki doza maruz kalan kişilerde gözlenen hızlı damar sertleşmesi, kan basıncının yükselmesine ve böbrek hasarına sebebiyet veriyor. Bunun yanında kalp kasına biriken kalsiyum nedeniyle kalbin gevşeme ve kasılma fonksiyonu bozuluyor ve kalp yetersizliği belirtileri ortaya çıkıyor. D vitamini seviyesinin düşük olması kalp yetersizliği ve birçok kalp-damar hastalığına sebep olurken, toksik doza maruz kalınması da benzer sonuçları getiriyor. Yine yüksek düzeyde D vitamini kalp dokusunu sertleştirip buna bağlı olarak gelişen Atrial fibrilasyon olarak bilinen ve günümüzde en sık inme-felç riski olan kalpte ritim bozukluğu riskini arttırıyor. Kalp zarını sertleştiriyor ve buna bağlı kalbin pompalama fonksiyonunu bozuyor. Hatta altta yatan bir kalp-damar hastalığı olan kişilerin, yüksek dozda D vitamini depolaması kalp krizi riskini arttırıyor. 

D vitamininin sıradan bir gıda takviyesi olmadığını önemle belirten Doç Dr. Muhammed Keskin sözlerine, bu vitaminin vücudumuz için esansiyel bir hormon olduğunu, mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolü ile dikkatli kullanılması gerektiğini ekliyor.

Manşetler

DUYURU-4