İHA-Ankara Ufuk Üniversitesi Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp, küresel ölçekte beyin cerrahisine yaptığı katkılardan dolayı Dünya Beyin Cerrahisi Dernekleri Federasyonu (WFNS) tarafından "Onur Madalyası"na layık görüldü.
Türkiye'de ilk kez bir doktora verilen ödülü 18 Kasım 2007 tarihinde Japonya'nın Nagoya kentinde yapılan Dünya Beyin Cerrahisi Kongresi'nde düzenlenen törenle alan Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp, Türkiye'de beyin cerrahisi çalışmalarının geç başladığını, ama buna rağmen dünya çapında başarılar kazanıldığını belirtti. Türkiye'nin beyin cerrahisi alanında bilimsel yayın bakımından dünya 8.'si olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Gökalp, "Alman doktorlar ülkelerinde beyin tümörü çıkan Türk vatandaşlarını, 'En iyi cerrahlar sizin ülkenizde' diyerek bize gönderiyor" diye konuştu.
Gökalp, ABD'de görev yapan ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil'in de dünyaya beyin ameliyatlarında mikroskop kullanımını öğrettiğini vurguladı. Dünya Beyin Cerrahisi Dernekleri Federasyonu'nun "Onur Madalyası"na layık gördüğü Prof. Dr. Hamit Ziya Gökalp, hormonlu gıdalar yüzünden beyin tümörü oluşumunun arttığını, bunun da ani duygusal değişimlere sebep olduğunu söyledi. Modern yaşam şartları ve kanserojen gıdalar sebebiyle beyin tümörlerinde artış görüldüğünü ifade eden Gökalp, tümörlerin insan psikolojisi üzerinde de olumsuz etkiler yaptığını kaydetti. Yapılan araştırmalara göre çok sakin bir insanken bir anda caniye dönüşen, cinayet işleyen bazı kişilerde beyin tümörlerine rastlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Gökalp, "Bu nedenle ani duygusal değişiklik yaşayan kişilerde beyin tümöründen şüphelenilmelidir" uyarısı yaptı.
Beyin cerrahisinin Türkiye'de geç başlamasına rağmen 20 senede çok geliştiğini anlatan Prof. Dr. Gökalp, şunları söyledi:
"Artık ameliyat için yurtdışına hasta göndermiyoruz. Avrupa'daki doktorlar kritik ameliyatlarda Türk doktorlarını tavsiye ediyor. Dünyada yapılan ameliyatların hepsi ülkemizde de yapılıyor. Son teknoloji görüntüleme teknikleri kullanılıyor. Tümörler erken teşhis edilebiliyor. Hormonları idare eden hipofiz tümörlerin alınması endoskopik yöntemle burundan girilerek yapılıyor. Beyin kanamaları ve beynin arkasındaki urlar en zor yapılan ameliyatlar. Çocuklarda da beyin ameliyatı daha zor. Öte yandan bazı durumlarda röntgen tedavileri de ışınlarla dokulara zarar verip, kanserleşmeye sebep olabiliyor. Modern yaşamla birlikte beyin tümörlerinin görülme oranı arttı. Teşhis imkanlarının artması, günlük hayatta daha çok radyasyona maruz kalınması rol oynuyor. Beyin tümörleri erken teşhis edilebiliyor. Tümörün yapısına göre bazı belirtiler ortaya çıkıyor. Gözün arkası şişiyor. Görme bozuluyor. Büyük tümörler yüzün hareketlerini de etkiliyor. Tümörün geliştiği yere göre kişinin davranışları ve kişiliği de bozulabiliyor. İyi huylu birinin, sonradan davranışlarının değişmesi, kişiliğinin bozulması, algılamada, öğrenmede sorunlar yaşaması beyin tümörünü düşündürebilir."
Prof. Dr. Gökalp, 1952 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) akademik çalışmalarına başladı. 1959-1965 yılları arasında George Washington Üniversitesi'nde bilimsel çalışmalar yapan Gökalp, Amerikan Nöroşirurji Board sınavına girerek sertifika aldı ve Türkiye'ye dönerek GATA'da ilk beyin cerrahisi servisini kurdu. 1972 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde göreve başlayan Gökalp, bu kurumda 24 yıl çalıştıktan sonra Ufuk Üniversitesi'ne geçti. Prof. Dr. Gökalp, Türkiye'de kendi alanında, "The American Board of Neurological Surgeons" ihtisası sahibi sadece 4 doktordan biri unvanına sahip. Gökalp'in yetiştirdiği pek çok hekim, ABD üniversitelerinde ders veriyor.