Psikoloğ Melis Çekiç Güllüoğlu, beslenme ve ruh sağlığı arasındaki ilişki ve etkileri hakkında bilgi verdi. Dr. Güllüoğlu, beslenme ve ruh sağlığı arasında tam olarak direkt bir ilişki olduğunu belirtti.
Medicana International İstanbul Hastanesi Klinik Psikoloğu Melis Çekiç Güllüoğlu, beslenme ve ruh sağlığı arasındaki ilişki ve etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Güllüoğlu, beslenme ve ruh sağlığı arasında tam olarak direkt bir ilişki olduğunu, yediklerimizin ve yemediklerimizin tüm zihin ve beden sağlığını en direkt yoldan etkilediğini vurguladı. Dr. Güllüoğlu ilişkiyi şöyle açıkladı: Vücutta fiziksel ve ruhsal anlamda pek çok aktiviteyi kontrol eden hormon veya enzim yetersizlikleri, aldığımız besin öğelerinin azlığı ya da çokluğu ile ilişkilidir''.
''Ruh halimize göre beslenme eğilimlerimiz büyük ölçüde değişmektedir''
Yetersiz veya fazla besin alımları sonucunda hormonal ve psikolojik dengelerin bozulmasına sebep olarak davranışları etkilemeye başladığını ifade eden Dr. Güllüoğlu, ''Yapılan bilimsel araştırmalara göre ruh halimize göre beslenme eğilimlerimiz büyük ölçüde değişmektedir. Örneğin kendinizi gergin hissettiğiniz anlarda karbonhidrat ihtiyacınız artacağından makarna yeme isteği duyabilirsiniz. Veya kendinizi kızgın hissettiğiniz anlarda bilinçdışı faktörlerle birlikte kendinizi koruma ihtiyacının doğacağı fiziksel durumlar için size en kaliteli enerjileri sağlayacak kuruyemişe yönelebilirsiniz. Bilinçaltı, duygu, düşünce ve inançlar ise davranışlara etki eder, davranışlar ise hayatı değiştirecek güce sahiptir''dedi.
''Beslen, uyu ve hareket et''
Sağlıklı bir ruh hali için nelere dikkat edilmesi konusunda bilgilendiren Dr. Güllüoğlu, ''İyi beslenme, iyi uyku ve fiziksel anlamda aktif bir yaşam sağlıklı bir ruh halinin püf noktalarından. Evet, beslenme birinci sırada. Ruh sağlığı için doğru beslenmek gerekli. Pek çok olumsuz psikolojik faktör ve belirti sadece beslenme ve aktivite yöntemlerini değiştirerek ortadan kalkabiliyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada bir grubun sadece beslenme alışkanlıkları değiştiriliyor. Bunun sonucunda grubun yüzde 80'i bu değişimden sonra ruhsal durumlarında büyük oranda düzelme hissettiklerini bildiriyorlar. Katılanların yüzde 25'i ise depresyon belirtilerinde ve karamsar ruh hallerinde belirgin oranda azalma olduğunu ifade ediyor. Bu kişilerin bahsettiğimiz beslenme unsurlarında yaptıkları en büyük değişim; daha fazla su içmek ve daha fazla meyve sebze tüketmek olmuştur. Diğer unsurlar ise daha az basit şeker ve karbonhidrat alımı, daha az kafein tüketmek olmuştur. Bahsedilen araştırmaya katılan 200 kişiden yüzde 80'inin şeker, yüzde 79'unun kahve, yüzde 55'inin alkol ve yüzde 53'ünün de çikolatayı keserek, psikolojik durumunda düzelme hissettiği açıklandı. Yine aynı deneklerin yüzde 80'i su içerek, yüzde 78'i daha çok sebze tüketerek, yüzde 72'si daha çok meyve yiyerek ve yüzde 52'si de daha çok balık yiyerek kendini iyi hissettiğini vurguladı. Her ne kadar araştırma daha başlangıç düzeyinde olsa bile sonuçlar gerçekten anlamlı düzeyde çıkmıştır'' diye konuştu.
Dr. Güllüoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: '' Psikolojimizi bozan stres faktörlerinin artması hatta kimi zaman işlevselliğimizde bile düşüşlere sebep olan durumların artması alınan bedensel toksinler kadar önemli ve tehlikeli sayılmaktadır. Depresyon, panik atak, fibromiyaljiler, psikosomatik dediğimiz ruhsal sıkıntılardan kaynaklı bedensel ağrı durumları, kronik yorgunluk, uyku hijyeninde bozulma, insomnia gibi pek çok sağlık sorunu yeme düzenimizi etkiliyor''.