Bebekte uykusuzluk hastalık habercisi olabilir

OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, bebek ve çocuklardaki uyku sorunlarının çeşitli sağlık sorunlarının habercisi olabileceğine dikkat çekti.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, bebek ve çocuklardaki uyku sorunlarının çeşitli sağlık sorunlarının habercisi olabileceğine dikkat çekerken, sinirlilik, duygusal hassasiyete neden olacağını vurguladı.

Bebek ve çocukların uyku düzeninin sağlanması gelişimleri, vücut sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Uykunun diürnal (günlük) organizasyonu 24 saatlik gün içinde uyku sürelerinin düzenlenmesi olarak belirtilirken uyku, hayatın ilk ayları içerisinde özellikle aydınlık-karanlık döngüleri ve sosyal ipuçları ile şekillenmeye başlıyor. Uyku insanların yaşamları boyu en büyük ihtiyaç olarak günlük yaşamlarında yerini alıyor. Bebek ve çocuklarda uyku düzeni hakkında bilgi veren OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı başkanı Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, ilk üç ayda kesintisiz uyku dönemlerinin 3-4 saat iken, 6. aydan itibaren özellikle gecelere doğru kayan 6 saatlik kesintisiz uykulara dön üştüğünü söyledi.

Bir yaş civarında gündüz saatlerinde iki kez uyunurken, ikinci yaşa doğru günlük melatonin salgısının düzenlenmesi ile gündüz uykusunun bire düşeceğini vurgulayan Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, gündüz uykusunun yaşam boyu özellikle öğleden sonra saatlerinde devam edeceğini kaydetti.

Yenidoğan bebeğin günde toplam yaklaşık 12-16 saat uyuduğunu anlatan Doç. Dr. Karabekiroğlu, "2-3 aylık bebek 3-4 saat aralıksız uyur ve beslenmek için uyanır, aktif uyku yüzde 43'e düşer. 3 aylık olduklarında çocukların yüzde 71'i tüm gece boyunca uyur. 4 aylık bebekler geceleri daha uzun uyur, gündüz daha az uyur. 6 aylık süreçte günde toplam yaklaşık 11-14 saat uyunur, 5-6 saatlik uyku döngüsünde 1-2 kez uyanılır. Uyandıktan sonra çocukların 1/3 - 1/2'si kendi kendine yeniden dalar, çocukların yüzde 84'ü tüm gece boyunca uyur. 10 aylık bebeklerin yüzde 90'ı tüm gece boyunca uyur, 12 aylık bebek günde toplam da yaklaşık 10-13 saat uyur, aktif uyku yüzde 30'a düşer. 2 yaşında günde 10-12 saat uyku düzeyine ulaşır" dedi.

Uyku gelişimi bozuklukları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, uyku bozukluklarının tüm yaş gruplarında çok sık görülen ve her yaşta kişinin günlük işlevselliğini, dikkat ve öğrenme becerilerini belirgin olarak bozabilen sorunlar olduğuna vurgu yaptı. Uyku bozukluğunun hatırlama sorunları, sinirlilik, duyusal hassasiyette artış göstereceğinin üzerinde duran Doç. Karabekiroğlu, "Çoğu ebeveyn için küçük çocuklarında görülen uyku sorunları oldukça sıkıntı verici olmaktadır. Bir, iki yaşları arasında geceleri sık sık ağlayarak uyanma, 2-3 yaşları arasında da uykuya dalma zorluklarına sık rastlanır. Çoğunlukla bu sorunlar objektif bulgular değil, anne-babaların şikayetleridir. Normal bir büyüme ve gelişme gösteren bebeklerde bu sorunlar sıklıkla, mizaç özellikleri, bağlanma biçimi, anne-babanın stres düzeyi ve annenin depresyonu ile ilişkilidir. Normal gelişimi olmayan çocuklarda ise sıklıkla nörolojik, fiziksel anormalliklerle ilişkili olabilmektedir" diye konuştu.

Uyku sorunlarının altında pek çok faktörün yatabileceğini ifade eden Doç.Dr. Koray Karabekiroğlu, gastroesofajeal reflü, uyku apnesi, çeşitli akciğer patolojileri, nörolojik problemlerin yanı sıra annedeki stres düzeyi, gebelik dönemi depresyonu, aile içi sorunlar, çocukta zor mizaç, duygusal aşırı tepkisellik ve bakım vericiler arası uyku ritüelleri uygulamalarında tutarsız davranışların uyku sorunları ile ilişkilendirilebileceğine dikkat çekti.

Uykuya dalma sorunları olan çocuklarda daha fazla anksiyete ve duygusal sorunların, daha belirgin dikkat ve konsantrasyon sorunlarını bildirdiğini ifade eden Karabekiroğlu, "Süt çocukları uyku örüntüsü açısından ikiye ayrılabilirler. Ebeveynlerine uyarı yollayanlar, kendi kendilerini sakinleştirebilenler. Uyanıp, ağlayarak ebeveynlerine uyarı yollayanlar beşiklerine genellikle uykulu olarak koyulmakta ve emzik, oyuncak bebek gibi uyku yardımı almamaktadırlar. Çocuğun hangi odada yattığı, yatmadan önce uygulanan ritüeller oldukça belirleyicidir. Gürültülü bir ortamda, özellikle TV sesinin varlığında uykuya dalma zorluğu olacağı açıktır. Ayrıca dikkat ve konsantrasyon sorunlarının varlığı, çevresel uyaranların filtre edilmesini daha da güçleştirecektir. Öte yandan, ebeveynle aynı yatakta yatmak özellikle ileri yaşlarda çocuklarda tensel uyarılmalara ve çeşitli dürtülerin yaşanmasına neden olabilmektedir. Bu çocuklar bu dürtüleri boşaltmak için ebeveynlerine gün içinde daha agresif davranışlar gösterebilmektedirler. Birlikte yatma davranışı sınır koyma ve disiplin sağlamada güçlükleri pekiştirecektir. Bazen uyku sorunları ile başvuran olgularda ayrılma, bireyselleşme, fiziksel ve duygusal sınırların oluşturulması üzerine çalışmak gerekli olmaktadır" şeklinde konuştu.

Karabekiroğlu, kendi kendini sakinleştirebilen bebeklerin uyanık olarak yataklarına konulduğunu, uyandıklarında ise yanlarındaki emzik ya da bebek ile tekrar dalmalarının kolaylaştığını, uyku düzeninin çocuklar için büyük önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

Manşetler

DUYURU-4